Kuveyt Devlet Televizyonu Eskişehir'de bir dizi çekiyor. Sen kalk, Allah'ın Basra Denizi'nden yola çık, Anadolu bozkırının ortasındaki Eskişehir'e gel...
Dizi filmin konusu hakkında fazla bilgi edinemedik. Yapımcılar bu konuyu basınla paylaşmamakta haklılar elbette. Biz gazetecilerin ağzında bakla ıslanmaz; dizinin konusu öğrendik mi yazarız. Yazınca da bütün dünya bunu duyar ve dizinin reytingleri düşer. Bu konuda yapımcılara kızamıyoruz elbette. Nihayetinde ticari bir iş yapıyorlar ve yatırımlarını korumaya çalışıyorlar. Ancak az çok da olsa bilgimiz var. Dizi Hollanda'nın dünyaca meşhur başkenti Amsterdam'da geçiyormuş. Son olarak Reşadiye Camii'nde çekim yapıldığına göre, Hollanda'da yaşayan Müslümanların konu alındığını tahmin etmek güç değil.
Her neyse... Kehanetlerimizi sonraya saklayalım.
Şimdi 10 puanlık uzman sorusu geliyor; Neden yapımcılar Amsterdam'da geçen bir hikayeyi Eskişehir'de çekiyor? Vaktiyle prodüksiyon asistanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak şunu söyleyebilirim; bu işlerde para su gibi akar. Muhtemelen maliyetleri kısmak isteyen Arap yatırımcılar Hollanda'da değil de Türkiye'de dizi çekmeyi uygun bulmuşlar.
Tabii bu arada Amsterdam gibi güzelliğiyle meşhur olan bir şehri simüle eden Eskişehir'in hakkını yemeyelim. Ve yine Eskişehir'i bu hâle getirenlere de kuru bir teşekkürü esirgemeyelim. Eğer ki Yılmaz Büyükerşen'den önce bir dizi çekilseydi, Eskişehir muhtemelen Amsterdam'ı değil, Kandahar veya Çeçenistan Savaşı'nı konu alırdı... Sokaklarında lağımların çağlayanlar gibi aktığı, kedi kadar iri lağım farelerinin insanlardan haraç aldığı bir şehir düşünün. Tek bir yeşilin olmadığı, beton grisi bu şehri alır, kameraların göreceği bir iki duvarı da yıkar ve "İşte size İdlip Savaşı" diyebilirdik.
Halbuki Eskişehir'de bolluk ve bereket var. Allah emeği geçenlerden razı olsun...
Eskişehir Hayvanat Bahçesini biz övmekten yorulduk, fakat onlar başarılı işlere imza atmaktan yorulmadılar. Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre Hayvanat Bahçesi'nin bilimadamları 4 yılda tam 800 yabani hayvanı tedavi etmişler. Yani ortalama 2 günde bir, gariban bir vahşi hayvan tedavi ediliyormuş. Tabii bu yaralı hayvanların ekseriyetinin tabiatın en vahşi ve en gaddar ve en acımasız ve en sorunlu türü olan insanlar tarafından yaralandığını tahmin edebilirsiniz. Yani biz Âdem evlatlarının üzerinde büyük vebal var. Bu vebali hafifleten yine içimizden çıkan bilimadamları. Sırtımızdaki günahları hafifletiyorlar; Hayvanat Bahçesi yetkililerine teşekkür ederiz.
Başlangıçta çok eleştirdiğimiz Eskişehir Hayvanat Bahçesi, son yıllarda göğsümüzü kabartıyor. Yetkililerin hiç birisini tanımam. Arada nezaket gösterir, lütuf eder, telefon açar ve yazılarımdan ötürü teşekkür ederler. Asıl biz onlara teşekkür ederiz. Övgümüz de yergimiz de yaptıkları işedir.
Son olarak yine övülesi bir başarıya imza atmışlar. Mihalıççık'ta yaralanan bir karaca, duyarlı vatandaşlar tarafından Hayvanat Bahçesi ekiplerine emanet edilmiş. Bu güzeller güzeli karacanın da kurtulacağından eminim. Çünkü Allah, o hayvanı işinin ehli isimlere emanet etmiş.
Sağlık çalışanları nicedir korona virüs hastalığının meslek hastalığı olarak kabul edilmesini istiyordu. Şimdi eğer ki kömür madeninde çalışıyorsanız (Dünyanın en kutsal işlerinden biridir) ve akciğer kanseri olursanız; bunun adı meslek hastalığıdır. Eğer ki meslek hastalığından dolayı ölürseniz, ailenize daha farklı özlük hakları tanınır. Bir diğer kutsal meslekte çalışan doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız da bunu istiyor. Yani kendileri için bir şey istemiyorlar. Eğer ki ölürlerse, arkadakileri düşünmek istemiyorlar. En doğal haklarıdır.
Şimdi ve nihayet TBMM'nin ilgili komisyonları bu yöndeki bir tasarıyı kabul etmişler. Komisyonların tasarıyı kabul etmesi, Genel Kurul'da konuşulup karara bağlanmasının önü açılmış anlamına gelir. Kararın geç alınmış olması çok mühim değil. Zira yasal haklar geriye yönelik işler. Yani hemşire annesini kaybeden bir yetim, sigorta kurumundan daha ciddi yardımlar alabilecek. Bilindiği gibi tasarıyı muhalefet milletvekilleri vermişti. AK Partili olan ve AK Partili amcalarına bakarak oy kullanan MHP milletvekillerine bu öneriyi reddetmedikleri için teşekkür ederiz.
eyvah yandık dizi çekiminden sonra şehrimiz arap istilasına uğramasa bari..
Eskişehir her dönemde cazibe merkeziydi eğer öyle omasaydı 60 lı 70 li yıllarda burada görev yapan subay , astsubay , memur , futbolcu vs. Gibi insanlar buraya yerleşip hala ikamet ediyor olurlarmıydı ? Porsukta kayıklar yine vardı , adalarda on tane yazlık sinema vardı ve hepsi ful dolardı. O yıllarda eskişehirin nufusumu ? Sadece elli bin kişiydi..... Cazibesi bulunduğu coğrafik durumdan gelmektedir . Bütün şehirler gelişti gidinde afyonu bir görün...
50 yıldır bu şehirde yaşıyorum,hiç dediğiniz bir ortam görmedim.Rahmetli Sezai Aksoy ve Selami Vardar Eskişehir'in alt yapı ve kanalizasyon sorununu büyük oranda çözdüler,kalanıda Aydın Arat bitirdi.Arıtma tesislerinide Vardar başladı Arat bitirdi.
Ne maliyet kısması kerem bey ? Denizde kum araplarda para. Avrupa ülkelerinde islamofobi arttığı için hollanda dizi çekimine izin vermiyor olmasın o ?
Sehirin kenar mahallelerde her türlü savaş filimi çekilebilir.