Baro avukatlarından Hüseyin Akçar’a, soruşturma açılması konusuna değinmiştim…
Baro avukatlarından Hüseyin Akçar’a, soruşturma açılması konusuna değinmiştim…
Baro yönetimini de eleştirmiştim…
Dün Baro Başkanı Av.Mustafa Elagöz aradı. Konuyla ilgili görüşlerini samimi bir şekilde aktardı. Elagöz, değer verdiğim, sözüne güvendiğim, bir hukukçu…
Elagöz, önce bir yanlışı düzelterek söze başladı:
-Türkiye’de sadece 10 yada 11 tane Baro’nun tiyatro topluluğu var! Bizim Eskişehir Baro’sunun tiyatro topluluğu yok… Meslektaşımızın içinde yer aldığı Sui Generis Tiyatro topluluğunun Eskişehir Barosu ile bir ilgisi yok! Anadolu Üniversitesi’nin tiyatro topluluğu, bu konunun da altını çiziyorum…
Biz sorduk, Elagöz yanıtladı…
TEMSİL ETME YETKİSİ YOK!
-Baro, tiyatro festivalinin Eskişehir’de yapılmasına karşı mı?
-Bizim bu tür etkinliklere karşı olmamız mümkün değil! Yaratılmak istenilen algı, “Eskişehir Barosu’nu tiyatroya, sanata karşıymış gibi göstermek” Eskişehir Barosu olarak her türlü aktiviteye zaten şartlar dahilinde onay veriyoruz. Av. Hüseyin Akçar, arkadaşımız Bursa’da yapılan Barolar arası tiyatro festivaline baromuzla hiçbir ilgisi olmayan şekilde Sui Generis Tiyatro topluluğu olarak katılmıştır. Biz de bunu sonradan öğreniyoruz. Bursa'da yaptıkları gösteride, sonraki Barolar arası tiyatro festivalinin Eskişehir’de yapılması yönünde karar alıyor ya da aldırıyor. Bu karar alınırken gerek baro başkanı olarak bana ve gerekse yönetim kuruluna bu konuda hiçbir bilgilendirme yada görüş sorması söz konusu olmuyor. Arkadaşımızın Baromuzun kurullarında hiçbir görev ve yetkisi bulunmamaktadır. Yani arkadaşımızın Eskişehir Baro’sunu temsil etme yetkisi yoktur…
Bursa’da yaptıkları ve Eskişehir Barosu ile hiç bir ilgi ve alakası olmayan tiyatro topluluğunun gösterimi sonrası bir sonraki festivalin Eskişehir'de yapılması kararının alınmasının ardından Adliye'de benimle karşılaşınca bana “başkanım tiyatro festivalini Eskişehir’de yapma kararı aldık” diyor. Ben de kendisine, “Bizim bu konudan haberimiz olmadığını, bu kararı alırken maliyeti, kaç kişi geleceğini, nasıl ağırlanacağını düşünüp düşünmediğini kendisine sordum ve konuyu yönetim kuruluna sunup sana kararımızı bildiririz” dedim.
YETKİ GASPININ NE OLDUĞUNU BİLİYOR!
-Değerlendirdiniz mi?
-Biz daha bu olayı yönetim kurulunda konuşmadan, arkadaşımız Ankara Barosu’nu ziyaret ediyor ve Ankara Baro Başkanımızla çektirdiği fotoğraf altına da "Önümüzdeki sene Eskişehir'de yapılacak olan Barolar arası tiyatro festivaline" verdiği destek için Ankara Baro başkanımıza teşekkür mesajı yazıp paylaşıyor. Bizde bir avukat başka bir şehre gittiğinde zaten gittiği şehrin Baro Başkanını ziyaret eder. Bu normaldir, meslek kurallarımızda da bu husus düzenlenmiştir. Sorun zaten ziyaret değil! Ancak Hüseyin Akçar arkadaşımız, Baroların tiyatrolarını, Eskişehir Barosunun bir tiyatro topluluğu olmamasına rağmen, sanki baronun bir tiyatro topluluğuymus gibi Eskişehir’e davet ederek, Eskişehir Barosu Yönetim kurulunun bu konuda aldığı bir karar ve kendisini yetkilendirmesi söz konusu olmadan bu organizasyonu yapıyor olması. Arkadaşımız bir avukat ve yetki gaspı nedir bilebilecek durumda. Arkadaşımız açıkça Yetki gaspı yapıyor! Baro yönetim kurulunu yok sayarak Barolarımızı Eskişehir'e davet ediyor. Baroların tiyatroları geldiği zaman, şimdi biz ev sahipliği yapmak zorunda bırakılıyoruz. Ve malesef arkadaşımız emir vaki bir şekilde bizi yani Eskişehir Barosunu kendi şovunun paydaşı yapmaya çalışıyor.
MAĞDURİYET YARATMASIN!
-Soruşturma açtınız, sözlü olarak uyarsanız olmaz mıydı?
-Bu tür soruşturmalar yeni yapılmıyor. Hakkında ilk kez soruşturma açılan avukat Hüseyin Akçar arkadaşımız değil. Soruşturma şikayet üzerine açılabileceği gibi resen de açılır. Avukatlık Kanunu bu konuda açık hükümler içermektedir. Arkadaşımızda bunu bilebilecek durumda birisidir. Soruşturmanın gizliliği esastır. Hiç bir avukat hakkındaki disiplin soruşturması alenen yapılmaz. Ancak arkadaşımız gerek avukatlık Kanunu ve gerekse meslek kurallarımızı ve Eskişehir Barosunun kurumsal kimliğini hiçe sayacak şekilde konuyu her hafta bir gazeteye konu ederek/ettirerek bu soruşturmanın gizliliğini falan bırakmadı ve bu konuyu açıklamak zorunluluğunda bıraktı bizleri. Biz savunma istedik, savunmasını da verdi. Savunmasına göre konu yönetimde değerlendirilecek ve disipline sevk edilip edilmemesi yönünde bir karar alınacak. Sonuçta soruşturmaların sonunda disipline sevk edilecek diye bir konu yok! Disipline sevk edilir ya da edilmez. Disipline sevk edilirse de kararı disiplin kurulu verir. Her kurul birbirinden bağımsızdır. Arkadaşımız tarafından konunun buralara getirilmesini kınıyorum. Eskişehir Baro Başkanını ve yönetimini kimse böyle şahsi siyasetlerine ve reklamlarına alet edemez. Soruşturmanın kamuoyu gündemine taşınmasını da asla doğru bulmuyorum. Bu konu kurumun kendi iç çalışma esasları doğrultusunda bir idari işlemdir. Kimse mağduriyet yaratmasın. Biz insanları idama mahkum etmiyoruz.
ÖDÜL YERİNE HAPİS CEZASI!
Türkiye’de garip olaylar oluyor!
Akademisyen Bülent Şık bir araştırma yapıyor…
Araştırmasında kanser vakalarının endüstriyel çevre kirliliğiyle bağını ortaya koyuyor…
Akademisyen neden yargılanıyor biliyor musunuz?
Araştırmanın sonuçlarını açıkladı diye…
Ve mahkeme Bülent Şık hakkında göreviyle ilgili bilgileri açıklamaktan 15 ay hapis cezası verdi. Hazırlanan iddianameye göre, yasaklanan gizli bilgileri açıklama, yasaklanan gizli bilgileri temin etme ve göreve ilişkin sırrı açıklamakla suçlanan Şık'ın 5 yıldan 12 yıla kadar hapsi isteniyordu.
…/…
Başka ülkelerde böyle araştırma yapanlara ödül veriliyor, biz de hapis cezası!
LİMONATADA NE YOK!
Sosyal medyada takip ettiğim hesaplardan biri “Gıda dedektifi”
Birkaç gün önce yaptığı bir paylaşım var. Bir firmanın limonatasında “limon olmadığını” yazıyor…
Gıda Dedektifi, mesajında, şöyle yazıyor:
-Evdeki lezzet sloganıyla satılan bu limonata sırasıyla; Su, Şeker, Sitrik asit, Trisodyum Sitrat, Doğal aroma verici, Gam arabik, Ağaç reçinesinin gliserol esterleri, Askorbik asit, Aspir çiçeği içeriyor. Limon nerede? Yok. Tüketiciyle resmen dalga geçiliyor…