Huzurlu(mu)yuz?

Dilimiz alışmış, her Eskişehir tanıtımında “huzur kenti” diye bir tabir kullanıyoruz. Eğer eğlence mekânlarına gitmiyorsak, hay

31 Ağustos 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Dilimiz alışmış, her Eskişehir tanıtımında “huzur kenti” diye bir tabir kullanıyoruz. Eğer eğlence mekânlarına gitmiyorsak, hayat ev ile işyeri arasında geçiyorsa ve sosyalleşmek için pek dışarı çıkmayı tercih etmiyorsak evet Eskişehir bir huzur kenti diyebiliriz.
Ama eskiden olduğu gibi gecenin 3’ünde bile kızlar rahatça dolaşır gibi bir cümle kullanıyorsanız eğer yanlışınız var. Zira artık gecenin 3’ünü beklemeden bazı noktalarda dolaşan her kızcağızımız türlü türlü tacizlere maruz kalabiliyor. Hele ki yanında arkadaşları ya da onu koruyacak birileri yoksa ve eğer tek başına bir eğlence mekânına gitmek istiyorsa vay haline. Durum sandığınız gibi değil yani Eskişehir eski şehir değil..
 
Eskişehir Emniyeti bir operasyon düzenledi geçtiğimiz gün, aslında son dönemi değil 2 senelik bir geçmişi içeren çok kapsamlı bir operasyondu bu. İçlerinde masum vardır, yoktur bilemem ama aramalarda bulunanlar, suç tespit tutanaklarına geçenler ve bu duruma bulaşan eğlence mekânlarının sayısına baktığımızda Eskişehir’in huzur kenti olmadığını bir kez daha anladık. Onlarca gözaltı, yüzlerce suç derken, kelimenin tam anlamıyla perde arkasında göremediğimiz birçok durum olduğunu düşündük ve biraz daha tedirgin hissettik kendimizi.
Ve bir kez daha anladık ki, biz huzur şehri değil, huzurlu bir şehir de yaşamak isteyenlerin yoğunlukta olduğu bir şehiriz.
 
******
 
Barlar Sokağı….
 
Alkole karşı değilim bilakis zaman zaman ben de alkol alan biriyim. Ama alkollü mekânların denetimlerinin bazen öylesine olduğunu ve çok zaman da bu ciddiyetsizlik nedeniyle işletme sahiplerinin de büyük sıkıntılar yaşadığını çok iyi biliyorum. Hele ki nezih bir mekân yaratma konusunda harcanan çabaların bazen nasıl boşa gittiğini pek çok mekânda net bir şekilde gördüm. Bu konuda bu denetimsizliğin yanı sıra bu tür ortamlarda getirim sağlama peşinde olan karanlık oluşumların da parmağı var, bazı baskılara ses çıkartmadan, düzen böyle deyip sessiz kalanlarında, onların sessiz kalmalarını haklı çıkaracak güçlü bir koruyucu eksikliği de.
Hatta zaman zaman bu tür oluşumlara o adreslere emniyeti sağlama görevinde olan kamu çalışanlarından bile destek verip, kendi rantını alanlar olduğu iddiasının da ne kadar gerçek ne kadar yalan olabileceğini hepimiz kendi içimizde çok iyi biliyoruz.
 
Hal böyle olunca garip bir paradoks içinde sıkışıp kalıyoruz. Ve bazı adreslere niteliğini kaybettiği için uğramak istemiyoruz.
Şahsen Barlar Sokağı da bu tür adreslerden birisi oldu benim için. O Sokağın başlangıçta ne kadar iyi niyetli, hem sanatsal, kültürel etkinliklerin yapılacağı hem de ailelerin rahatça eğlenebileceği bir sokak olması planlanmıştı. Maalesef bazı mekanlar dışında bu durumu pek umursayan olmadı ve işletmenin tamamen kar amaçlı olduğunu söyleyerek, o sokağı sadece içki içilmek için gidilen, erkek hegemonyasına bağlı bir sokağa çevirdiler. Ama bu eksiklikten eminim ki en büyük zararı yine işletme sahipleri görmüşlerdir. Çünkü bu durumdan rahatsız olan bir çok insan benim gibi düşünerek bu sokağa pek girmiyor. Hatta eskiden misafirlerimizi gururla gezdirdiğimiz bu sokağa, şimdi çok istemelerine rağmen sıkıntı yaşanmasın diye götürmemeyi tercih ediyoruz.
Koskaca İstanbul’da bile “sokakta hayat var” diyerek, bu tür oluşumları başarılı bir şekilde değerlendiren kompleksler oluşturulabilmiş ve işletme sahipleri bundan büyük mutluluk duyuyor, çünkü daha çok kazanıyor, daha sıkıntısız iş yapabiliyor.
Dileğim odur ki bizim sokaklarımız da daha kötüye gitmeden gerekli tedbirleri alır ve başta yapılmak istenen oluşum daha da geç kalınmadan hayata geçer. Yoksa böyle bir sokak ilerleyen yıllarda tebessümle hatırlanacak kaybedilmiş bir sokak olarak sadece hafızalarda kalır.
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi