9 Ağustos 2012
Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Nasrettin Hoca evinin altına bir ahır yapmaya karar vermiş.
Kazarken, farkında olmadan komşusunun ahırına gelmiş.
Bakmış karşısında bir sürü öküz
Hanımına seslenmiş:
“Koş hanım koş. Müjdemi isterim. Eski zamandan kalma bir ahır dolusu öküz buldum.”
--//--
Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Ünal, uzun süre gündemde kaldıktan sonra tutuklandı.
Ünal’ın tutuklanma gerekçesini zimmet olarak duyduk.
Doğrudur, yanlıştır bilemiyoruz.
Ancak bilinen, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin bu gelişmeler karşısında kesin bir tavır koyamadığı.
Net biçimde bir tavır konamadı.
Hüseyin Ünal gitti geldi.
Kongre yapılacak denirken de tutuklandı.
Ünal için suçlu, ya da suçsuz demiyoruz. Bu durum yargılamada belli olacak.
Benim demem şu:
“Ziraat Odası’nda işler neden bu duruma geldi? Bir başka deyişle getirildi?”
Çünkü, içinde bulunduğumuz günlerde her kafadan bir ses çıkıyor.
---//--
Ramazan nedeniyle iftar yemekleri devam ediyor.
Tepebaşı Belediyesi bu konuda düzenli bir program yaptı.
Bir aylık program aksatılmadan yürütülüyor.
Hemen her mahallede verilen iftar yemeklerinde geleneksel eğlencelerin ötesinde sosyal birliktelikler de konuyor ortaya.
Çok ilginç. Başkan Ataç küçük büyük tüm mahallelerde verilen iftar yemeklerine katılıp, sakinlerle sohbet ediyor
Kutluyorum emeği geçenleri
Ve kutluyorum, iftar yemeklerine katkıda bulunanları
--//--
CHP’den ses yok
Parti Meclisi üyesi Prof. Dr Gaye Usluer Sivil Toplum örgütlerini turladı.
Bir başka deyişle uyuyan devi uyandırdı
İzliyoruz Sayın Usluer’i
Bakalım durak noktası nere olacak?
Şunu belirteyim, Usluer’in çıkışı CHP’liler tarafından takdir görüyor.
AKP’de durum değişik
Prof. Dr. Nabi Avcı’da geldi Ankara’dan Salih Koca ve Ülker Can ile birlikte mahallelerde düzenlenen iftar yemeklerine gidiyorlar AKP’li bir tanıdığa sordum:
“Yemekler nasıl geçiyor?”
Gülerek şöyle dedi:
“Alt yapıyı hazırlıyoruz. Bir yandan iftar, bir yandan politika yani.”
Evet adı iftar da olsa, yemeklerin özeti böyle.
Günlerin getirdiği
-ESİAD’ın iftarı kendineymiş—
Önceki akşam Hamamyolu’nda Orhan Kesikoğlu’nu gördüm ESİAD’ın eski başkanlara verdiği iftar yemeğinden geliyormuş. Çaylarımızı içerken yemeğe kimlerin katıldığını sordum. Anlattı. Eski başkanlar ve yöneticiler katılmış, Gürdal Abacı’nın Odunpazarı’ndaki mekanında verilen yemekte sohbet etmişler. Orhan Kesikoğlu’na tekrar “Onur Sürmeli ESO Başkanlığına aday olacak mı? Bu konu da bir konuşma geçti mi?” dediğimde şöyle yanıt verdi: “Bu konuda kimseden bir şey duymadım. Nebi Hatipoğlu ESO’ya adaylığını açıkladı. Ama Onur Sürmeli’den ses yok. Adayım da demiyor, aday değilim de. Üstelik yemeğe katılanlardan da bir yorum duymadım.” Orhan Kesikoğlu politikada deneyimli bir isim. Genel Başkan yardımcılığı, danışmanlık, parti başkanlığı, birinci sıra milletvekili, adaylığı, DSP’den İl Genel Meclisi üyeliği, CHP’ye geçiş derken içinde bulunduğumuz günlerde bağımsız kalmış. Kendisine sordum “Tamam mı, devam mı?” Kendine özgü yapısı içinde şöyle konuştu: “Ben bu şehri seviyorum. Bu şehri seven herkese yardım etmişim, destek vermişimdir. Şimdiden sonra da aynı çizgimi sürdüreceğim. Politikaya devam edip etmemek zaman ve zemin olayı. Onun için de kesin bir şey söylemem mümkün değil.” Haklı ve yerinde bir yorum. Kesikoğlu’na kolay gelsin diyorum.
Yarım işler bıktırdı--
Eskişehir’de yıllar önce başlayan pek çok hizmet neredeyse başladığı gibi duruyor. Önceki gün yazdığımız Muttalip Caddesi olayına değişik tepkiler aldık. Bir okurumuz diyor ki “Boşuna yazmayın. Biz çile çekmeye alıştık.” Doğru gerçekten de. Hemzemin geçitleri yılların ardından gelme sorun olarak olduğu gibi bekliyor. Demiryolu için düzenlenen meydanda iftar sofrası kuruluyor. Her tren geçişte şehir ikiye bölünmekte. Dahası gar binası aynı yerde kalacak dendi. Ama yeraltına demiryolu nereden girip, nereden çıkacak belli değil. Demiryolu köprüsü için adım atılmadı. Yıkılacak mı? Yıkılmayacak mı? Yıkılacaksa tramvay hattı ne olacak bilen yok. Sazova’ya yapılacağı açıklanan stadyumdan çıt yok. Havaalanı dışa açık içe kapalı.
Belçika’dan gelen Emirdağlılar da olmasa dış seferlerde kapanacak ya… Oysa Kütahya Altıntaş Zafer Havaalanı hizmete girmiş durumda.
Saymakla bitiremeyeceğiniz yarım işleri vatandaş soruyor, ister istemez bizler de yazıyoruz. Gerçekten ilginç. İktidar kanadının sözcülerine göre her yer güllük gülistanlık. Ama çileyi çeken biliyor. Gelin de bir de onlara anlatın.
Vatandaş soruyor
-Çay fiyatlarına kim bakıyor—
İftardan sonra Hamamyolu’ndaki çay bahçeleri tıklım tıklım. İnsanlar serin havanın tadını gezerek çıkarıyor. Alaaddin Park dolu. Eskişehir geceleri gerçekten güzel de, bir de bu güzelliğin tadını kaçıranlar olmasa.
Bu çay bahçelerinde esnaflar kafalarına göre fiyat uyguluyormuş. Alaaddin Park’ta bir bardak çayın 50 kuruş olduğunu söyleyen vatandaş “Parkın hemen yakınındaki çay bahçelerinde fiyatlar birden yükseliyor” diyor. Hamamyolu’nda çay ve meşrubat fiyatlarının denetlenip denetlenmediğini soran bir okurumuz “Burada bir şişe maden suyu 2 lira, bir bardak çay 2 lira. İki çay bir maden suyuna altı lira verdim. Pahalı bulunca da sorduğumda ‘İşinize gelirse’ yanıtını aldım. Hiç böyle şey olur mu?” diye konuştu. Doğrusuna bakarsanız, bir bardak çayın ve bir şişe maden suyunun iki lira olması çok ilginç. Üstelik yan yana iş yapan çay bahçelerinde fiyatların birbirini tutmayışı da çok ilginç…
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...