Bu tüketim ve hizmet sektörü ile büyümeyelim. Ve bence yok orada bizim insanımıza istihdam sağlıyor yok ekmek kapısı falan gibi laflar tamamen kılıf oluyor buna. Tamamen sömürü sistemi düzeni. Sarı kırmızı logolu fast food veya kırmızı beyaz logolu gazlı içecek firması. Bunlar sömürünün başladığının sembolleri ve en belirgin işaretleri. Komplo teorileri yazmıyorum elbette. Bakın nerede yoklar dünyada? Hizmet sektörü adı altında veya benzeri yöntemler ile sağ cepten verdiği parayı sol ceplerine alma yöntemi. Böyle yurtiçi gsyih ölçülemez bence. Ne zaman bizde onlara 80 kuruşluk patatesi 70-80 TL ye onlara satarsak bu iş çözülür. Ya da 1-2 damlası ancak maliyet olan siyah şişeleri uçuk kârlar ile onlara sattığımız zaman. Ya da bizim ürettiğimiz malı etiket basarak bize geri satamadıkları zaman.
Mutlaka her şeyin bir bedeli var. Ortamı satın alıyoruz. Belli küresel markalarda oturup kartonda kahve içmek bir statü sağlıyor sanırım. Bizim kahvemizi alıp dönüştüren bize bunu yeni keşfetmişler gibi satanlar bunlar uçup giden en basit paramız. Ama onu görmüyoruz. Hatta başka bir fast food firma bu kahve olayını ti ye alıyor. Kendi özümüze dönelim. Bizden kazanan öz ve öz kendi markalarımız yine burada bize harcayacak. Alıp gitmeyecek yani cebimizden parayı başka ülkeye. Yaklaşık 1.6 milyar bardak kahve tüketiliyor. Gözükmeyen bir rakam bence bu. 100bin TON yani. Bırakın başka ülkeler ile kahve tüketimi kıyaslamayı. Bizim liderligimiz çay. Onu kaybetmeyelim. Özenti olmayalım bence en önemlisi bu. Biz Türk'üz biz çay içeriz. Kısacası hizmet sektörü buyuyor derken başka milletin cebini doldurmayalım. Not. (1700 lü yılların sonlarına doğru Osmanlı toprakları (Yemen-Arabistan) alıp götürdükleri (kaçırdıkları) kahveyi güney Amerika'da yetiştirip tekrar bize satmayı başardılar).