HERKES BİR YERE GİTMİŞ

HERKES BİR YERE GİTMİŞ

6 Mart 2014 09:40
A
a
Sütiş Eskişehir

Dün yazdığım,’DP’liler CHP’ye mi oy verecekler?’ yazımdan sonra telefon eden Demokrat Partili dostlar, partiye gönül vermiş hem de önemli isimleri bugün parti çatısı altında göremediklerinden yakındılar.

Dünkü yazımda da ‘DP’liler CHP’ye oy verecekler’ diye yazmıştım. Aslında bunu ben değil, CHP’nin Pazar günkü mitingine katılan DP’liler söylemişlerdi. Bu yazıdan sonra birileri,’Sadi Seda’mı CHP’li oldu’ demeye başlamışlar.

Ben CHP’li olmadım. Ancak DP’li dostların söylediklerini yazmak CHP’li olmak anlamı taşıyorsa o zaman bende CHP’li oldum!

Bende yıllarca Adalet, DYP ve Demokrat Parti çatısı altında siyaset yaptım. O yıllarda partiyi gerek TBMM’de gerekse Eskişehir’de il ve merkez ilçe başkanı olarak temsil eden birçok isim bugün partiye uğramıyor. Halen Demokrat Parti’nin üyesi olmalarına rağmen partinin kapısından ayak basmayan isimler var.

Mesela Sadri Yıldırım, Fevzi Yalçın, Demir Berberoğlu, İbrahim Yaşar Dedelek, Necati Okuroğlu, Orhan Soydaş, Ayhan Boyer, Bekir Sıtkı Saraç, Adnan Karamanlı, Mustafa Barış. Bu isimleri çoğaltmak mümkün. Doğru Yol Partisi’nden Milletvekili, Belediye Başkanı, İl Başkanı, İl Genel Meclisi ve Belediye Meclis üyeliği yapanlar nerede?

Birileri MHP’ye birileri AK Parti’ye, birileri de CHP’ye gitti. Oysa bu isimler 1983 yılından sonra partileri çatısı altında milletvekili, il başkanı, il genel meclisi ve belediye meclisi üyesi, hatta hatta delege olmak için birbirlerini kırdı, döktü.

Kimilerinin beklentisi gerçekleşti, kimileri ise hayal kırıklığına uğradı. 1999 yılına kadar bu mücadele kıran kırana sürdü. 1999 seçimlerinde DYP yüzde 10 barajının altında kalması ile taban yavaş yavaş kaymaya başladı. Hele birde bu yıllarda AK Parti kurulunca bazı isimler bu partiye gitti. Girdiği ilk seçimde iktidarı kucaklamasıyla bir gurup daha kaydı. Daha sonraki seçimlerde büyük umutlarla partinin başına getirilen Mehmet Ağar, Süleyman Soylu, Hüsamettin Cindoruk, Namık Kemal Zeybek gibi isimlerde sarsılan Demokrat Parti’ye taze kan olamadı. Bu isimlerden Süleyman Soylu AK Parti’ye gitti, Hüsamettin Cindoruk Milli Merkez Yürütme Kurulu’nun başına geçerek bugün CHP’ye oy istiyor.

Bugün ise partinin başında olan Gültekin Uysal var. Çok büyük beklentiler içerisinde genel Başkan seçilen Uysal’da, hızlı başladığı yarışta bugünlerde onun da sesi soluğu çıkmıyor. Daha doğrusu sesi çıkıyor ama maalesef birileri bastırarak duyulmasına engel oluyor.

Yukarıda rüzgar estiremezsiniz, aşağıda hiç esmez. Bu sessizlik sürdüğü sürece Demokrat Parti’nin siyasi yaşama havlu attığı düşüncesi süratle yayılır. Ondan sonra da Türk Siyasi Tarihinde sadece adı kalır. Birçok parti gibi DP’nin, AP’nin, DYP’nin devamı olan Demokrat Parti, bir kez daha tarihin karanlık sayfalarına gömülür.

Ya yukarıda adını yazdıklarım bir araya gelerek Eskişehir’den Genel Merkez’e can suyu verecek. Ya da Demokrat Parti’yi bu güçlü isimler de ayağa kaldıramaz ise, kapısına kilit vurup herkes kendisine yer arayacak.

Ama baktığımda bir avuçta olsa partili Demokrat Parti’nin bacasını tüttürmek için mücadele veriyor.

 

*-*********

 

ÇABUK UNUTTUK!

1999 yılında yaşadığımız Marmara ve Düzce depremi Türkiye’de 30 bini aşkın vatandaşın hayatına mal oldu.

Bu deprem Türkiye’ye çok büyük ders verdi. 1999 yılındaki yaşadığımız iki büyük doğa felaketine kadar depremde nasıl hareket edeceğiz, deprem sonrası enkaz altına kalan vatandaşları nasıl çıkaracağız ve en önemlisi bundan böyle sağlam zeminler üzerine depreme dayanıklı binalar yapmasını öğretti!

İki gün önce Jeolojisi Mühendisleri Odasının açıklaması vardı gazetelerde. ‘Depremi Unutmayalım’ diye. Maalesef Türk Milleti olarak geçmişte yaşadıklarımızı çabuk unutan bir toplumuz. Bugün insanlar hala 1999’daki depremlerde hasar gören evlerini onararak oturmaya devam ediyorlar. Yarın Marmara depreminin büyüklüğünde bir deprem olacak olursa o evler kesin yıkılır. İnsanlarda o tamir ettirdikleri evlerinin enkazı altında kalır.

O depremlerde Eskişehir’de bazı okullar hasar gördüler. Bu okullar, büyük onarımdan geçti, güçlendirmeleri yapıldı.

Peki diğer okullar?

1999 yılı öncesi yapılan tüm okullar bence yarın bir felaket yaşanmaması için yeniden bir taramadan geçirilmeli.

Allah korusun eğitim-öğretimin olduğu gündüz saatlerinde meydana gelecek bir deprem, 1999 yılı öncesinde yapılan okulları yıkacak olur ise, bu okulların enkazı altında binlerce öğrenci kurtarılmayı bekleyecek?

Depremler olmaya devam ediyor. Uzmanlar tam tarih veremiyor ama önümüzdeki yıllar içerisinde büyük bir deprem olsa olasılığının olduğu konusunda uyarıyorlar.  1999 yılı ve öncesinde yapılan okulların depreme dayanıklı yapılar olup olmadıklarının belirlenmesi konusunda ekip kurdurarak denetimler yaptırmalı.

Okullar sağlam ise zamanı her ne kadar bilinmese de olası deprem veya depremlerde yıkılmalarının söz konusu olmayacağı açıklanır ise, o zaman her sabah ve öğlen çocuklarını okullara dualarla gönderen dönmelerini dört gözle bekleyen özellikle annelerin gözleri arkada kalmaz.

 

 

*-******

 

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi