Büyük bomba Cumartesi günü akşam saatlerinde patladı. Eskişehirspor kafilesi ile birlikte Trabzon’a giden Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Orhan Soydaş, Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin toplantısında katılmak üzere, Trabzon’a gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile kaldıkları Novotel’de karşılaşmış. Bunu fırsat bilen Orhan Soydaş Başbakana,“Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayınız belli oldu mu?” diye sormuş. Bu soru üzerine Başbakanda,”Adayımız ETO Başkanı Harun Karacan. Kendisine sahip çıkın” demiş.
İŞ FİLLANDİYA GEZİSİNDE BİTTİ
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu üyesi ve Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın davet ettiği iş adamlarıyla birlikte 5-9 Kasım'da
Finlandiya, İsveç ve Polonya'ya gezisine katılmıştı. Bu gezide TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’da vardı. 5 günlük bu gezi sırasında Hisarcıklıoğlu, Harun Karacan’ın Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapılması konusunda Başbakanı ikna etmiş olacak ki, Başbakan da Cumartesi günü Karacan’ın ismini açıkladı.
HİSARCIKLIOĞLU İŞİ BİTİRDİ
Harun Karacan TOBB Yönetim Kurulu üyesi ve ETO Başkanı olması nedeniyle resmi olarak başvuruda bulunmadı. Aday adaylığı dilekçesini vermesi için görevinden istifa etmesi gerekiyordu. Fısıltı gazeteleri Karacan’ın AK Parti’den Belediye Başkanı adayı yapılması için TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun Başbakan Erdoğan’la karşılaştıkları her ortamda kulağına seslendiğini yazıyordu. Her ne kadar kendisi ‘adayım’ veya ‘değilim’ demese de Harun Karacan’ın AK Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak istediğini Eskişehir’de sağır sultan bile öğrenmişti.
HEDEFİNE ULAŞTI
Harun Karacan’ın Büyükşehir Belediye Başkanı olabilmesi için önünde tek bir engel kaldı. O da Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in 15 yılda oluşturduğu büyük bir dağ. Karacan önce bu dağı aşacak ondan sonra Başkanlık koltuğuna oturacak. Bu dağa tırmanması ve dağdan aşağıya inmesi çok kolay olmayacak. Ama şu bir gerçek Harun Karacan mücadeleyi seven, kazanmak için de 24 saat uyumadan gecesini gündüzüne katarak çalışan bir iş adamı. Her ne kadar ismi Cumartesi günü açıklansa da, kendisi aday yapılacağını önceden bildiğini sanıyorum. Bunun için de gazetecilerle pek fazla aynı ortamda bulunmamaya özen gösteriyordu.
RESMİ AÇIKLAMA CUMA GÜNÜ
Cuma günü Ankara’da AK Parti İl Başkanları toplantısı yapılacak. Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bu toplantıda il başkanlarına önce seçim startını verecek ve ardından da Büyükşehir ve bazı illerin Belediye Başkan adaylarını açıklayacak.
HAFİF Mİ KALIR AĞIR MI BASAR?
Adaylığı kesinleştikten sonra birileri Yılmaz Hoca ile Harun Karacan’ı teraziye oturtup tartmaya başladılar. Kimisi,’Yılmaz Hoca’nın karşısında hafif kalır’, kimileri ise,’Üç dönem Belediye Başkanlığı yapmak Eskişehir’de ilk kez Yılmaz Hoca’ya nasip oldu. Eskişehir’i marka yaptı. Yaptıkları için teşekkür ederiz. Birde iktidar partisinden seçilmiş bir başkan otursun koltuğa. Bakalım neler yapacaklar? Yılmaz Hocanın yapmadığı diye eleştirdikleri hizmetleri kendileri yapabilecekler mi? Bir dönem için şans verilmeli’ diye yorumladı.
Ben de Harun Karacan’ın işinin zor olduğunu söylüyorum. Ancak azmi, mücadeleciliği, arkasında kendisine profesyonelce destek vereceği ekibiyle Yılmaz Hoca ile başa baş bir seçim yarışı yapacağına da inanıyorum. Yılmaz Hocanın AK Parti’nin adayı ile girdiği iki seçimi de farklı kazandığını bilen Karacan, aradaki açılmış olan makas farkını kapatmak için ETO seçimleri öncesindeki gibi farklı bir seçim kampanyası yapacaktır. Bu kez kazanan ve kaybeden arasındaki farkın burun farkıyla olacağını tahmin ediyorum.
Hangisi doğru söylüyor?
Ertuğrul Sağlam’ın Eskişehirspor’a teknik patron olmasıyla ilk on bir de şans tanıdığı Aytaç ve Tarık oynadıkları futbol ile adeta yıldızları parladı. A Milli takıma davet edildiler. Aytaç ve Tarık’a başta büyük kulupler olmak üzere bir çok kulüpten transfer teklifleri geldiği söyleniyor. Gerçekten taliplisi var mı yok mu bilmiyorum. Geçtiğimiz hafta içerisinde Eskişehirspor Kulübü Başkanı Mesut Hoşcan’ın bir gazeteye yaptığı açıklama gözüme çarpmıştı.
‘Aytaç ve Tarık’ı gerekirse satarız’ diyordu. Kulübün menfaatleri satmayı gerektiriyorsa satılabilir. Cumartesi günkü bir gazetede de Basın Sözcüsü Bekir Sıtkı Saraç’ın,’Aytaç ve Tarık’ı 4-5 yıl sonra belki veririz’ dediğini okuyunca şaşırdım.
Kulüp Başkanı,’gerekirse satarız’ diyor, basın sözcüsü ise,’4-5 yıl sonra belki veririz’ diyor.
Benim gibi taraftarında kafası karışmış. Yönetim içerisinde ilk defa bu tür bir görüş ayrılığı yaşanmadı. Geçtiğimiz aylarda yine kulüp başkanının yaptığı bir açıklamayı yine Saraç farklı bir şekilde yorumlamıştı.
Kulüp Başkanı Hoşcan ile Basın Sözcüsü Saraç aynı konuda farklı farklı şeyler söylüyorlar. Saraç
basın toplantısından önce Kulüp Başkanı ile neler söyleyeceği hakkında paylaşmıyor ki, başkanın söylediklerinin tersine sözler sarf ediyor. Bu da yönetim içerisinde uyum olmadığı daha doğrusu Basın Sözcüsü ile Başkan arasında görüş ayrılıkları olduğu şeklinde yorumlanıyor.
Bence Başkan Mesut Hoşcan, Bekir Sıtkı Saraç’a, basın toplantıları öncesinde neler konuşacağı hakkında kendisiyle paylaşmasını, yanlış anlaşılmalara neden olacak açıklamalar yapmaması söylemeli.