Haram Yıllar!..

<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true" DefSemiHidden="true" DefQFormat

5 Mart 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir

Görüşler

 

 "Nilüfer"in güzel bir şarkısı vardı:

"Haram yıllar..."

Nilüfer söylüyor ama, güftesini yazan hep arkada:

"Yanıyorum, yanıyorum..."

Bir de "Sezen"in:

"Her şey bir anda anlamsız gelecek, işte biz o gün tükeneceğiz..."

"Haram yıllar"ı dinlerken hep "Selami Vardar" gelir aklımıza...

Geçmiş yıllarına rahatlıkla bakardı...

Başkalarının "haram yılları"na üzülürdü!..

Ve de bir gün dile getirmişti:

"Onlar için.."

"Yanıyorum, yanıyorum…”

İki dönem belediye başkanlığından sonra, küçücük bürosunda ilerlemiş yaşına karşın müşavirlik yapıyordu…

"Dürüstlük savaşı vermeye yaşamının sonuna kadar devam etmişti…”

Örnekleri pek çoktur..

"Ama Vardar bir başkaydı..."

Son ziyareti evindeki hasta yatağındaydı…

Ondan az da olsa ders almaya çalışan şanslı kişilerden biriydik...

"İnsanı yaşarken sev oğlum" diyordu:

"Yaşarken onurlandırmak çok güzel bir olgudur..."

…………

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. "Davut Aydın"ın annesinin cenazesinde anımsadık bunları...

Hiç tanımadığımız, görmediğimiz bir insandı

"Fatma teyze" ama, kimleri toplayıp getirmiş camiye...

Yüzlerce üniversite görevlisi...

Ya namazda? "Büyükerşen'den, Sakallı'dan tutun da Salih Koca'ya kadar bir hizzada..."

Cenazede mutlu oluyor insan..

"İyi ki rektör olmuş Davut Hoca..."

……..

Haram yıllar’ı "yana-yana" söylerken, her şeyin bir anda tükeneceğini düşünmek güzel olmalı...

Ne diyor Vardar?

"İnsana yaşarken değer verin..."

 

**********

 

İleri demokrasiden söz edilirken!

 

Mesleğimizde 40 yılı çoktan aştık...

12 Mart'ı, 12 Eylül'ü çalışırken yaşadık...

28 Şubat'ı da öyle...

12 Mart'ta bir yazımızdan dolayı bir haftalık misafiri olmuştuk askerin...

Manga eşliğinde tuvalete gitmeyi orada gördük, öğrendik!..

12" Eylül'de askerdik...

28 Şubat da bir darbe olmasa bile kuşkusuz bir askeri müdahaleydi...

Bu dönemde 3 köşe yazarı işinden oldu.

12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde de hapse giren gazeteciler oldu.

Ancak hiç bir dönemde bu günleri yaşamadık…

Şaka değil..

100'den fazla gazeteci hapiste yatıyor...

Davaları bir türlü karara bağlanmıyor.

Bu şekilde diğer tüm gazetecilere gözdağı veriliyor...

En acısı da, bakan düzeyindeki kişilerin yurt dışında verdikleri demeçlerde, meslektaşlarımızın gazetecilik dışındaki suçlardan içerde olduklarını söylemeleri oluyor...

Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın tek kişilik hücrede bir yılı doldurduklarını görüyoruz...

Özkan'ın tutukluluğu 3.5 yılı buldu, Balbay'ın tutukluluğu 3 yıla yaklaşıyor...

Yürüyüşler yapılıyor, protesto ediliyor ama, duyan gören var mı dersiniz?

Hem de..

"İleri demokrasiden söz edilirken!"

 

*******

***

Neyzen Tevfik’den

 

Neyzen Tevfik, tanıdığı bir subayı ziyarete gitmiş. Subayın ricası üzerine de askerlere "ney" çalmış. Sonunda aşka gelip "zeybek" oynamaya başlamış.

Pantolonunun düğmelerini iliklemeyi unuttuğunu gören erlerden biri seslenmiş:

"Efendi amca, edep yerin açıkta kalmış!" Neyzen, bir yandan düğmeleri iliklerken yukarıya seslenmiş:

"Şükürler olsun sana... Edebim olduğunu söyleyen bir kulunu çıkardın!.."

 

 

------------

Cuk

11 yeni gezegen sistemi bulunmuş! "Kirletelim abi..."

----------

Özdeyiş

Yazı ile insan daha iyi yalan söyleyebilir...

--------------

 

-------------

Ben 17 yaşındayım

 

Genç kız aile doktoruna gitmiş, hamile olduğunu ve ne yapması gerektiğini sormuş.

"Ne zaman oldu?" demiş doktor...

Kız biraz durakladıktan sonra yanıtlamış:

"Şeeey… Bundan bir ay ence annemle babam bir gece sinemaya gitmişlerdi. Ben de evde kalmıştım. Canım sıkıldığı için erkek arkadaşımı çağırmıştım."

Doktor yine sormuş: "Peki, o gece sen niye sinemaya gitmedin?"

"Ben 17 yaşındayım" demiş kız:

“0 filme 18 yaşından küçükleri almıyorlardı!”

--------------

 

Yalan mı?

 

Avcı köy kahvesinde anlatıyordu:

“Bugün bir fişekle bir tilki üç keklik vurdum.”

Kahvedekiler "falanın bu kadarı da olmaz" deyince devam etmiş avcı:

"Tilkiyi arkadan vurduğumda yemek için boğup ağzında taşıdığı üç kekliği nereden görecektim?"

 

Günün Şiiri

Sevdiğimiz düşünce

Bir sabah bakıyorsunuz

İnsanlar tüm saadet içinde

Ellerini uzatıyorlar size dostçasına

Ellerini sıkıyorsunuz

Bahar aydınlığı vuruyor yüzünüze

Radyoda memleket türkülerini

Dinliyorsunuz

Gözleriniz sevgiyle doluyor yaşamak için

Umutlarınız düşüncelerde birikiyor Selam veriyorsunuz tüm aşina çehrelere

Size selam veriyorlar

Bakışlarınız ileriye dönük

Güney Dinç (Varlık-1955)

 

********

Günün Sorusu

Fransa'daki Anayasa Konseyi'nin "soykırımı inkar" yasasını iptal etmesinden sonra Sarkozy'nin ne demesi lazımdı?

Yanıt:

"Atanmışlar seçilmişleri madara etti..."

Haldun Ertem

Günün Olayı

Keşke 28 Şubat yerine 29 Şubat olsaydı!

Böylelikle kendilerini asker mağduru gibi göstererek sivil diktatörlüğü gizlemeye çalışanlar şovlarını dört yılda bir yaparlardı…

Engin Balım

 

Günün Balı

Salih Memecan ile Ergun Babahan, "basın özgürlüğü " konusunda çalışma yapmak için ABD’ye gitmişler.

"Nerede uygulayacaklar  ki?"

Fahrettin Fidan

 

Günün Biberi

Almanya'da bir savcı Cumhurbaşkanı'nı koltuğundan edebiliyor..

Çünkü orada "kulun" değil, "hukukun" üstünlüğü var...

Gani Yıldız

 

Kıssa-dan

Diyarbakır'daki kemiklerin 100 yıllık olduğunu tespit eden Adli Tıp'çıların da başına bir iş gelmese bari...

"Görevden el çektirme ya da en masumu, sürgün gibi!”

Demet

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi