Sakarya Gazetesi'nin son marifetlerini gazetemiz de okudunuz.
Tepebaşı Belediyesi eski Belediye Başkanı Dr. Tacettin Sarıoğlu’nun ağzından çıkmayan kati bir cümleyi başlık olarak sundukları haber yetmezmiş gibi Gazeteciler Cemiyeti'nin yaptığı açıklamayı 360 derece döndürüp, içine isimler katıp kamuoyuna sunmaları gerçek yüzlerini bir kez daha ortaya koydu.
Hiç üşenmedik Sarıoğlu ile görüşmek için kalktık ekiple birlikte Ankara’ya gittik ve böyle bir ifade kullanıp kullanmadığını sorduk kendisine. Aldığımız cevabı daha doğrusu alacağımız cevabı çok iyi bildiğimiz için şaşırmadık. TV’de yayınlandı, gazetemiz de yer buldu. Sayın Sarıoğlu; “Ben belgeler elimde olmadan net konuşmam sadece kaçak yapının tarifini yaptım öyle kesin bir ifade kullanmadım “diyerek, manipüle haberciliğin duayeni Sakarya Gazetesi'nin yaptığı etik dışı olayı gözler önüne serdi.
Gelelim diğer konuya, yani “Gazeteciler Cemiyeti’nin açıklamasını bile ters düz eden habere”. Bakın diğer tüm gazeteler ve Anadolu Gazetesi cemiyetin açıklamasını tam metniyle verirken, açıklama da kendi adına sıkıntı doğacak yerleri es geçen Sakarya Gazetesi üstüne üstlük hiçbir isim yokken Şinasi Kula ismini habere katmış ve sözüm ona kendisini zarara uğratmak istemiştir.
Bir kez daha vurgulayalım cemiyet açıklamasında hiçbir isim vermemiş sadece “bir gazetemizin sürtüşmeye neden olabilecek bir haber yayınlaması üzerine başlayan medya savaşları hepimizi üzmüştür diye bir ifade kullanmıştır.” Daha sonra da isim belirtmeden köşe yazarlarına verilen yerlere dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu her gazete için geçerli bir tavsiyedir. Ama bir uyarı ya da emir değildir, olamaz da.
Velhasıl haberin bu kadar çarpıtılmasının altında Sakarya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Hakkı Sağlam’ın Şinasi Kula’ya karşı duyduğu bir intikam duygusu olduğunu kendide bizler de çok iyi biliyoruz ama Eskişehir de bilsin istedim.
Ancak haberi ters düz edip bu hale getirenler, içine isim katanlar ve kendilerini yeren kısmı çıkartarak sunanlar, hadi kendinizi kandırdınız diyelim. Meslektaşlarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız? Cemiyetin açıklaması diğer tüm gazetelere de ulaştı, onlar da okudu ve aynen yayınladı yani hepsi aradaki 360 derecelik farkı çok iyi gördü. Hadi birileri gözden kaçırdı diyelim, kaçırmayanların gözüne nasıl bakacaksınız? Bu haber böyle değildi neden böyle yaptınız diyenlere ne cevap vereceksiniz?
Anadolu Gazetesi'nin açıklamayı noktası noktasına verecek kadar cesur olması sizin kendinizi sorgulamanıza neden oldu mu?
Bel altı mı? Penaltı mı?
Dinime küfreden Müslüman olsa diye bir söz vardır. Hakkı Sağlam köşesinde Anadolu Gazetesi bel altı vuruyor diye birkaç gündür kendini kandırma tesellisine girmiş. Kendisine tavsiyem aynaya şöyle bir bakıp vicdan muhasebesi yapmasıdır. Sırf birilerine şirin gözükmek için asılsız iddialarla canlarını yaktığın onca insanın ah’ı olmasın, o bel altı dediklerin. Öyle ya bunu Eskişehir'de en iyi yapan sen değil misin? Beni içinde bile bulunmadığın bir ortamda yalan yanlış kaleme alırken neredeydi bu nazik düşüncelerin, ya da dallama kelimesini emekli bir öğretmene sarf ederken, onu bir hedef haline getirerek linç ettirmek isterken neredeydi bel üstü medya anlayışın.
1- Unutma Hakkı Sağlam, seninle hiçbir zaman oturup uzun uzun konuşmadık, beraber içmedik ya da şu son günler de acaba bugün ne sallamış diye merak etmek dışında yazılarını okumadım ama emin ol hakkında anlatılanları çok duydum ve duymaya da devam ediyorum. Makamından aldığın güç ile ezmeye çalıştığın emekçileri, güzel haberlere utanmadan kendi imzanı atmanı ve kibrinden burnunun üstünden baktığını çok iyi biliyorum. Ben gazeteci değilim sarı basın kartımda yok daha doğrusu başvurmadım da .( Sen öyle yazmıştın ya) televizyoncu Soner YÜKSEL olarak seninkinden daha kalabalık bir ekibi yöneten bir adam olarak 2 soru soruyorum sana, senin sarı basın kartın var mı? Yoksa sabıkası olanlara verilmediği için başvurmadın mı?
2- Benim ekiplerim beni hep anılarımla dile getiriyor, ya seni ?
O yüzden son günler de yaşananları bir bel altı kandırmacasına sokmadan önce samimi söylüyorum oturup biraz düşün ve vicdanının sesini dinle bak neler söylüyor?
Yaşananlar ve ortaya çıkan belgeler BEL ALTI değil yaptıklarından sonra PENALTI’dır ancak..
Vurduk, Gol Oldu….