Halka in(ebil)mek

Bir tarafta CHP yani Cumhuriyet Halk Partisi, adında bile halk var. Diğer tarafta Ak parti yani Adalet ve Kalkınma partisi. &nbsp;</d

11 Temmuz 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Bir tarafta CHP yani Cumhuriyet Halk Partisi, adında bile halk var. Diğer tarafta Ak parti yani Adalet ve Kalkınma partisi.
 
CHP adında halk olmasına rağmen halktan kopuk bir duruş sergilemeye başladı. Herkes kendi içinde birbirini eleştirirken çıkıyor karşımıza. Delegesi ayrı, yöneticisi ayrı, basındaki destekçileri ayrı konuşuyor. Belediye meclisinde bile her zaman övündükleri objektif ve demokratik çoğulculuktan uzak bir fotoğraf oluşturuyor kafalarda. Hal böyle olunca halkta böyle oluyor. Umudu kesmekle kalmayıp oyunu da keseceğini söylüyor.
Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt, Ahmet Ataç ve Gaye Usluer gibi isimler keşke Eskişehir teşkilatında olmasaydı onlar CHP’nin halka bakan yüzü diyen ve onlar yüzünden CHP’ye tepki göstermeyen o kadar çok insan var ki.
 
 
Ak parti adında halk olmamasına rağmen her hafta halk toplantıları yapıyor. İktidar olmasına rağmen ben nasıl olsa seçilirim rehavetine kapılmıyor. Vatandaşı her Pazartesi buyur ediyor, çayını ikram ediyor, derdini dinliyor. Sorunu zaman zaman çözülemese de vatandaş önemsendiğini hissediyor ve bu çok önemli bir ayrıntı. Hangi delegesine veya yöneticisine birileri hakkında bir şeyler sorsanız ser verip sır vermiyor, hakkında kötü konuşmuyor. Koltuk hırsına kapılmıyor. Demokrat değiller diyenlere 3 adaylı kongre sunuyor, o bile eleştiriliyor.
Aydın diye bir adam var. Basınla ilişkileri yönetiyor. Orman müdürlüğünde görevli Serdar bey ile birlikte Eskişehir de işini en iyi yapan insan kendisi. Mesai farkı gözetmeden bilgi geçiyor, arıyor, ilgileniyor, kimseyi kırmıyor, kayırmıyor. İri insanlara partide çam yarması denmesine izin vermiyor. Ya ben sizi unuttum gibi bir polemik yaşanmıyor basın toplantılarında, disiplin her birimde kendini hissettiriyor.
Milletvekilleri sadece Eskişehir değil yapılan her yasa ile ilgili soruya cevap veriyor. Öte yandan Eskişehir’e şunu yaptık, bunun temeli atıldı, bu şu noktada diyerek icraat sıralıyor. Yani soyut değil somut şeyler söylüyor. Kent merkezinde de, kırsal alanda da yapılan icraatları kimse inkâr edemiyor.
 
Ak parti konusundaki eleştiriler hizmet veya tembellik değil tamamen rejimsel bir endişe. Mustafa Kemal’in cumhuriyetinden ödün verilmesinden korkuluyor. Muhafazakâr ve dışa kapalı bir ülke olunmasından korkuluyor. Tek adamlık devri başlar diye korkuluyor. Sokakta rahat rahat içilememesinden korkuluyor, bir kıza tecavüz eden adamın pipisi koparılır diye korkuluyor. Ne zamandan beri korkuluyor? 12 senedir. Belki bazı korkular yersiz değil, bazı endişeler haklı çıkabilir ama öte yandan bir şeyler olacaksa bunca senedir de olurdu diyor insan içinden.
 
Bir de kendine demokrat, işçi dostu, düşünceye saygılı, fikre önem veren, ilkeli, basına saygılı aklın yolu bir diyen adamların gerçek hallerini söylediklerinin tam tersi davranışlarını görünce, aynı adamlar Ak Parti için insana değer vermiyor, çalışanını eziyor ve düşünceye saygısız, kibirli gibi şeyler söyleyince, varın siz düşünün kim samimi gözüküyor?
 
Kim halka iniyor, kim halkı eziyor?
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi