ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş ile ES TV’de yaptığımız programın sonunda gazetemizin başlığı “
Halka rağmen hiçbir şey yapamazsınız” şeklindeydi…
Çünkü Kesikbaş, ısrarla ve üzerine basa basa bu cümleyi 8-9 kez tekrarladı!
Alpu’ya yapılacak olan Raylı Sistemler Endüstri Bölgesi için kararı halkın vermesini istiyor!
Son derece demokrat ve ilerici bir sözdür “
Halk bilir, halka gidelim, halk karar versin” demek! Peki halkı kim temsil eder? Halk adına kimin konuşması gerekir!
Halkı seçilmişler temsil eder!
Demokrasilerde bu durum şöyledir.
Şehirlerde halkı belediye başkanı, sermaye kesimini de Sanayi Odası başkanları temsil eder!
Zıtların birliğidir sizin anlayacağınız!
Bu nedenle Kesikbaş’ın “
halk bilir” sözünü iki anlamda değerlendirmeliyiz. Birincisi “Referandum yapalım” diyor, olabilir!
İkincisi belediye başkanı bilir diyor olabilir!
Bu durumda karşımızda iki belediye başkanı var.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve Alpu Belediye Başkanı Gürbüz Güler…
Bu iki başkanın düşünceleri, görüşleri büyük önem taşıyor. Bu nedenle Kesikbaş’ın
öncelikle bu iki belediye başkanına durumu anlatması gerekiyor…
Kesikbaş’ın tabiriyle, “halkı dinlemesi” gerekiyor!
İşi bakanlıktan da bitirebilir! Ama o zaman “
halk bilir” sözünü rafa kaldırmış olur! Halk, Termik Santral’de
olduğu gibi hukuk yollarına başvurur!
Sonuçta
başkanlar halkı, Kesikbaş sermayeyi temsil ediyor!
Karşı karşıya gelirlerse her iki taraf da yoğun bir mücadele içine girer! Bu arada halihazırda var olan ve planlanmış bulunan Raylı Sistemler OSB belki de bitirilebilir, kim bilir?
2.Yazı
KÖHNEMİŞ ZİHNİYET TARİFİ!
ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, sosyal medya hesabından şöyle bir paylaşım yaptı:
- Bundan 15 yıl önce bir otomobil fabrikasının Eskişehir’e yatırım yapmasını engelleyen
köhnemiş zihniyet, bugün Hızlı Tren gibi teknoloji üreten, çevre duyarlı firmaların Eskişehir’e gelmesini engellemek için düğmeye bastı yine. Sebep küçük olsun, benim olsun.
…/…
Şehir epey tartıştı bu cümleyi…
Gelmeyen yatırımlardan ziyade “köhnemiş zihniyetti” tartışılan…
ES TV’de Meltem Karakaş Kaya ile yaptığımız programda Celalettin Kesikbaş’a şu soruyu yönelttik…
-
Köhnemiş zihniyet olarak kimi kastettiniz?
Kesikbaş’ın cevabı:
-Öncelikli olarak kişiler üzerinden yürümek benim tarzım değil.
Ben Eskişehir’deki herkese son derece saygılıyım, saygı da duyuyorum. Takdir de ediyorum. Bizimkisi biraz baba oğul kuşak çatışması diyelim.
Köhnemiş zihniyete de böyle bakmak gerekiyor. Köhnemiş zihniyet de kötü bir şey değil. Yani bir önceki versiyon zihniyetten bahsediyoruz.
Eski yani köhnemiş zihniyet deyince böyle ooo bu ne öcü falan değil. Bir önceki versiyon. Baba oğul ya da baba kız. Ya da birinci kuşak ikinci kuşak çatışmaları gibi…
-Evet bu çatımalar çok olgunlaştırıyor insanları. Bu konuya böyle bakmak gerekiyor. Yoksa bunu mu demek istedin şunu mu demek istedin. Hayır böyle bir durum yok. O dönem için yapılan her şey
için herkese minnettarız ve teşekkür ediyoruz. Ama o dönem içi. Ama o dönem içerisinde yapılmayan şeyleri de doğal
olarak eleştiriyoruz.
3.Yazı
KESİKBAŞ’IN HALKA RAĞMEN CÜMLELERİ!
- Bizim için şu an birinci aşama fikri olgunlaşmanın sonlarındayız. Halka rağmen hiçbir şey yapamazsınız. Bunu bir koyalım. Biz ESO ilke olarak bunu her zaman koymuşuzdur. Halka rağmen hiçbir şey yapamazsınız.
- Bakın ben çok net bir şey söyleyeyim. Halka rağmen hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Ama halka rağmen bir şey yapmayacağız diye de bunun vebalinde kalmak istemiyorum. Bu mücadelemi sonuna kadar vereceğim.
- Ama bunu halk da deklare edecek. Biz halkımıza inanıyoruz. Halkımızın sağduyusuna da saygı duyuyoruz.
- Halka rağmen bir şey yapma derdinde değiliz ama bunu anlatmak gerekiyor. Konu Alpu ovası değil konu Alpu. Bir kere oraya indirgemek gerekiyor. Çünkü Alpu ovası çok büyük. Fazla büyük. Bizim söylediğiniz yer orada son derece küçük ve mütevazi alandan bahsediyoruz
4.Yazı
ATATÜRK’ÜN İZİNDE!
Celalettin Kesikbaş, Salı günü ESO’da düzenlediği basın toplantısında kamuoyunda “Atatürk kazağı” olarak bilinen süveteri giymişti…
Akşam ES TV canlı yayınında da aynı süveter!
Atatürk, manevi kızı Ülkü ile birlikte olduğu sırada çekilen bir fotoğrafta bulunan kazağın benzeri yıllar sonra bir firma tarafından üretildi ve “Mustafa
Kemal Atatürk’ün giyim zevkinden esinlenilmiştir” sloganıyla Milli bayramlarda satışa sunulmuştu…
Sanırım bu kazağı
Eskişehir’de giyen ilk isimlerden biri Yılmaz Büyükerşen olmuştu…
Uzun bir aradan sonra
ikinci giyen isim ise ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş oldu!
5.Yazı
KİM KORKAR ZENGİNLEŞMEKTEN!
Celalettin Kesikbaş, önemli konularda şehre dair görüşlerini paylaşıyor.
Bir çok konuda fikir ürettiği için kendisine şu yakıştırma yapılıyor:
-
Kesin siyasete atılacak!
Gerçekten atılacak mı?
-Şu anda siyaset düşünmüyorum. Bunu çok net söyleyeyim.
Ve ardından şu üç cümleyi söylüyor:
-Bizim çünkü baktığımız konu Eskişehir’in zenginleşmesi.
-Bu kentin zenginleştirilmesi gerekiyor.
-
Zenginleşmekten korkmamamız gerekiyor.
…/…
Cümleleri şöyle tercüme edelim…
- Eskişehir fakir!
- Nasıl zengin olacağız!
- Zengini severiz!
6.Yazı
KESİKBAŞ’TAN ÖZLÜ SÖZ!
ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın şu cümlesi bir özlü söz olarak değerlendirmek gerekir:
-Güçlü yurttaşı olmayan bir toplumun güçlü devleti de olmaz!
…/…
Ne kadar harika bir cümle!
Demokrasiyi bir cümlede anlatıyor.
Yurttaşı zayıf kalan güçlü devletler tarihte ve günümüzde çok vardı. Ama yıkılıp gittiler…
Ebedi devlet için
Kesikbaş’ın özlü sözünün hayata geçmesi gerekiyor. Şu sıralarda bizim yurttaş pek bir güçsüz!
GÜNÜN KARİKATÜRÜ