Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan bir açıklamaya göre, kırsal bölgelere yapılan toplu taşıma ücretlerine zam yapılmış. Buna göre şehir içi ve yakın bölgelerde yine aynı ücretle seyehat edeceğiz. Ancak orta mesafelerde 2 misli, uzun mesafelerde 3 misli ve çok uzun mesafelerde 4 misli ücret ödenecek.
Şimdi tam 160 kilometre öteye giden bir vatandaşımızın da 3 lira 25 kuruş ödemesini elbette savunamayız. Bahsettiğimiz mesafe Eskişehir – Bursa arasından uzun. Ancak yine de kırsalda yaşayan vatandaşlarımızın da bütçesine yeni bir yük gelmiş oldu. Bu parasızlıkta Allah yardımcıları olsun.
Yani anlayacağınız vatandaş haklı, belediye haklı... Peki kim haksız? Hani meşhur Harry Potter'da kötü kalpli bir büyücü vardı; Lord Voldemort... O kadar gaddar bir büyücüydü ki, adını bile anmaya korkuyorlardı. "İsmi Lazım Değil" diyorlardı.
Hepimizin hayatını karartan, yer yüzünde bozgunculuk çıkaran, memleketin betini bereketini kurutan bir gaddar büyücü...
Şimdi bana soruyorsunuz; "Vatandaş haklı, belediye haklı... E peki Kerem Akyıl kim haksız?.." Siz de biliyorsunuz haksız olanı; İsmi lazım değil işte...
Sıklıkla "Karadenizde petrol bulduk, Keşan'da doğalgaz bulduk, artık fukaralık bu millet için bitti" tarzı palavraların bir köşeye bırakılmasını, gerçekten sahip olduğumuz hazinelerin kıymetinin bilinmesini öneriyorum. İşte yeni bir hazineye Sarıcakaya'da ulaştık. Milli sporcumuz Gökay Konuk, bisikletiyle giderken soluklanmak için durduğu Sarıcakaya'nın kayalık bir bölgesinde fosil bulmuş. Tam 65 milyon yaşında olan ve kabuklu bir deniz canlısına ait olan fosil milli bir hazinedir. Eskişehir'in bu ve benzeri pek çok doğal zenginliği var. Çalışarak bunları gün yüzüne çıkartır, turizme kazandırarak iyi paralar kazanabiliriz. Sadece kolları sıvayıp, kent merkezini güzelleştirmemiz bile Eskişehir'e ne çok para kazandırdı. Şimdi yine kolları sıvayıp ve adam gibi çalışarak, Allah'ın bize bahşettiği hazinelerden para kazanabiliriz. Yeter ki çalışmaya niyetimiz olsun...
Şimdi madalyonun tersini çevirelim. Anladık bu ücretlerle bu güzergâhları çevirmek imkansız. Ancak kırsal alanda yaşayan vatandaşlarımızın da durumu çok zor. Tarlalarımızı yarı yarıya boş bırakıyoruz. Hayvanlarımızı kesime gönderip, "Zararın neresinden dönülse kârdır" diyoruz. Bu koşullar altında çiftçimize yardımcı olmamız lazım. O çiftçi ki soframızdaki ekmeği getirendir. Bizler vatandaşız; 650 milyon dolarlık özel uçağa emir verip, Norveç'ten özel somon balığı yavrusu, Peru'dan kuşkonmaz veya Japonya'dan Kobe Bifteği getirtme şansımız yok. "Efendimize çarpıntı yapar, normal çay içemez" diyerek kilosu 5 bin liralık beyaz çaydan da ısmarlayanımız olmaz. Dolayısıyla şehirde yaşayanlar olarak, kırsalda yaşayan vatandaşlarımıza yarım etmeliyiz. Çünkü onlar bizim karnımızı doyuruyor. Ve yine çünkü "Biz bize yeteriz".
Lord Voldemort ve avaneleri gölge etmesinler başka ihsan istemez.
Kent merkezindeki toplu taşıma ücretlerine mesela 25 kuruş zam yapıp, buradan elde edilecek gelirle kırsal alan taşıma ücretlerini düşürmek mümkün olabilir miydi acaba? Böylece 2, 3 ve 4 misli olan ücretler 1 buçuk iki misli seviyesinde tutulup, kalan fark kent merkezinde yaşayan bizlerden tahsil edilebilir miydi acaba? Çiftçimizin yükünü, kente yaşayanlar olarak bölüşürdük yani.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...