Ne bekliyoruz, istiyoruz, arzuluyoruz anlayamadım. 2013’e gireli 14 gün olmuş ve resmi açılış Mart ayında diye defalarca telaffuz edildi. Gel gör ki bizler daha dereyi görmeden paçayı sıvamaya ve maalesef Türk Dünyası Kültür Başkenti titrini şiddetle reddetmeye devam ediyoruz. Vali yalnız diyoruz, bütçe belli değil diyoruz, kimse taşın altına elini sokmuyor diyoruz, sonra tüm bunların sebep ve sonuçlarını iyileştirici eleştiriler yerine, hayal kırıklığı yaratan, umutsuzlaştıran cümleler sarf ediyoruz. Sanki Eskişehir’e fesat olan başka bir şehrin şövalyesi gibi elimizde her durumda kazandıracak olan bir unvanı linç etmeye kalkıyoruz.
Kütahya, Bilecik, Bursa Türk dünyasında önemli şehirlerdir ve o memleketlerin insanı bu durumdan hoşlanmayabilir, anlarım ve geçerli bir bahane olarak kabul ederim, ama bizim, bu şehrin hamurunda yoğrulan insanlarımızın tavırları beni biraz şaşırtıyor.
2 ay sonra güzel bir başlangıç yapılırsa, ardından baharın renkleri gibi renkli etkinlikler, misafirler gelirse, kalıcı eserlerin temeli atılırsa o zaman da aynı linç operasyonuna kalkacak mısınız? Elbette hayır.
Ben eleştirmeyelim, uyarmayalım, sorgulama yapmayalım demiyorum ama bunu yapmak için çok erken olduğunu vurguluyorum uzun zamandır. Bu olumsuz havaya tuğla koyanlar belki de destek verecek insanları, kurumları etkiliyor, hevessiz bırakıyor ve zarar veriyor.
Üstelik sorguya veya eleştiriye doğru noktaları koymamız lazım.
Mesela bütçe konusunda başta Nabi Avcı olmak üzere tüm Eskişehir milletvekilleri daha fazla baskı yapmalı, bu bütçenin adını koymak bu kadar mı zor?
Mesela kurumlar ne kadar bütçe ayırdı bu sene için, kim ne kadar katkı yapıyor ya da yapmıyor açıklanmalı.
Anadolu Üniversite’nin kaynak aktarımı konusunda bir maddesi olduğunu biliyoruz, şu an 600 milyona yakın birikmiş parası da var, bu birikim başka bir yere gitmeden, bu sene için ayrılamaz mı, aktarılamaz mı?
Senfonisi, Şehir Tiyatroları, belediyelerin kendi görsel bölümleri bu sene için bağımsız, özgün gösteriler ve etkinlikler hazırlayamaz mı? İstenirse olmaz mı?
Bu somut olmayan değer, sözlerin heyecanına emanet değil mi? İstenirse o heyecan herkese aktarılamaz mı? Biz bunu yapabilecek insanlar değil miyiz?
Velhasıl daha en başından şevk kırıcı bir hale bürünmenin ve Eskişehir’e zarar vermenin anlamı yok. Ne boyacı küpü, ne de parasız bir şey yapabilir bu etkinlikler kapsamında, o yüzden nirengi noktası bütçe olan bu sene için aslolan eleştiri kaynağı da bu olsun ve umarım zarar verecek her türlü heves kırıcı eleştiri son bulsun.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...