Beyazaltın Mahallesine yapılacak “Termik Santral” konusu Eskişehir’in gündeminden düşmüyor…
Odunpazarı ve Eskişehir Kent Konseyi, TMMOB’a bağlı meslek odaları, sivil toplum örgütleri “Termik Santral” konusunu gündemden düşürmemeye çalışıyorlar…
Geçtiğimiz perşembe günü Eskişehir’de üç etkinlik vardı…
Üçünde de “Termik Santral” gündeme getirildi…
“Çevre ve Yaşam” Platformunun etkinliğine konuk olan Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran Bozoğlu, İşçi Filmleri Festivaline konuk olan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Neriman Usta, Prof. Dr. Kayıhan Pala ile Eskişehir Kadınlar Platformu üyeleri “Termik Santrala Hayır” dediler…
Toplumun her kesiminden yapılacak olan “Termik Santrala” tepkiler yağıyor…
Ancak şehir halkı bu konuda sesini yüksek çıkaramıyor…
Belli ki bir grup “yapılmasını istiyor” diğer grup ise “yapılmasın” diye çırpınıyor…
Şu bir gerçek ki Eskişehir de yaşayanların çoğunluğu “Termik Santral yapılırsa ne zararı olur” veya “Yapılmazsa ne kaybederiz” konusunda bilinçli değil…
Yapılmasını isteyenler “AK Parti’ye destek verenler”…
Yapılmamasını isteyenler ise,”AK Parti karşıtları” gibi algı yaratılmaya çalışılıyor…
Bunda da kısmen başarılı oluyorlar…
Sanki şehirde ikiye bölünmüş gibi bir görüntü var…
Termik Santrala “evet”…
Termik Santrala “hayır”…
“Evet” diyenler ile “hayır” yani “yapılsın” veya “yapılmasın” diyenleri dinlediğimde her iki gurupta “Termik Santral” hakkında yeterli bilgiye sahip değiller…
Sivil Toplum Kuruluşlarının yapmış oldukları bilgilendirme toplantılarına da, geleceğini ilgilendirmesine rağmen şehirde yaşayanlar yeteri kadar ilgi göstermiyorlar…
“Vurdumduymaz” olmuşuz…
”Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyoruz…
Ama yarın “Termik Santral” tamamlanıp hizmete girdiğinde çevreye ve insanlara verdiği zarardan da şikâyet etmeye hakkımız yok!
***
Yanlış hatırlamıyorsam 20 Kasım’da Enerji Bakanlığı yetkilileri bir otelde düzenledikleri toplantıda mahalle ve köy muhtarlarını yapılacak “Termik Santral” konusunda bilgilendirdiler…
Bu toplantının ardından söylendi veya söylenmedi şeklinde çok tartışılacak sözler sarf edildi…
Hatta o toplantıda “termik santral yapımına karşı çıkanlar terörist” dendiği iddiaları günlerce tartışıldı…
Toplantıdan sonra şehirde çok fazla bilgi kirliği oluşunca Vali Özdemir Çakacak bir açıklamaya yaparak,”sivil toplum kuruluşları, basın başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri Enerji Bakanlığı uzmanlarınca ayrı ayrı bilgilendirilecek” demişti…
Bu açıklamanın üzerinden nerede ise üç hafta geçti…
Hala bilgilendirme yapılmadı…
Enerji Bakanlığı yetkilileri neyi bekliyor?
Özelleştirme İhalesi’nin yapılmasını mı?
“Santrali yapacak firma belli oldu. Bu saatten sonra geri dönülmez” demeyi mi?
Sayın Valim, sizin “bilgilendirme yapılacak” sözlerinizden sonra, şahsen ben bu toplantının yapılmasını sabırsızlıkla bekliyorum…
Kulaktan dolma bilgiler yerine, uzmanların anlatacaklarını ve kafamda beni de etkileyen iddiaların doğruluk derecesini öğrenmek için….
 
*-******
“Bacadan çıkan duman değil buhar”
 
Geçtiğimiz günlerde ESOGÜ Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, ESOGÜ Akciğer ve Plevra Kanserleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, Prof. Dr. Muzaffer Metintaş Hocamın facebook duvarında paylaştığı “Şeker Fabrikasının bacasından çıkan duman” bilgilerini köşemde paylaşmıştım…
Bu yazımın yayınlanmasından bir gün sonra Şeker Fabrikasından yetkililer gelerek bilgilendirme yapmışlardı…
Farklı farklı konular araya girince Şeker Fabrikasından gelen yetkililerinin bilgilendirme konusunu köşeme taşımada geciktim, daha doğrusu gündem hergün değiştiği için yeni sıra geldi diyelim…
“Sadi Bey fabrikada kesinlikle kömür kullanılmıyor. Fabrikamız doğalgaz ile ısınıyor, şeker üretimin de doğalgazdan elde ettiğimiz ısıyı kullanıyoruz. Bu nedenle fabrikamızın bacasından çıkan duman kömür yakmadığımızdan dolayı kömür dumanı değil. Dolayısıyla çevreyi olumsuz etkileyecek bir durum da söz konusu değil. Görünen buhar havagazı kullanımından kaynaklanan yoğunlaştırılmış, havuzlandırılmış su buharı.  Fabrikamızın bacalarında filtre kullanmıyoruz. Çünkü filtre kömür doğal gaz için gerekmiyor. İl Şehircilik ve Çevre Müdürlüğü düzenli emisyon ölçümleri ile kirlilik monitörizasyonu yapıyor. Fabrikamızın şeker üretme ve pancar işleme döneminde geçmişte şehirde bir koku oluyordu. Ancak şimdi bu koku da artık yok. Koku, pancar artıklarında oluşan bakteriler nedeniyle oluşuyordu. Kurulan arıtma tesisi ve çökertme havuzu sayesinde bununda  önüne geçildi. Şeker Fabrikası kesinlikle çevreye ve insan sağlığına zarar vermiyor. Bizde fabrikanın lojmanlarında oturuyoruz. Hemen fabrikanın dibinde. Bacadan çıkan duman insan sağlığına zarar verse önce biz etkileniriz. Bu iddialar kesinlikle doğru değil.”
Şeker Fabrikası yetkililerine bu bilgilendirmeden dolayı teşekkür ediyorum…
Bizim görevimiz kamuoyunu aydınlatmak…
En azından Şeker Fabrikası civarında ikamet edenler, bu açıklamadan sonra gönül rahatlığı içerisinde evlerinin pencere ve camlarını açabilirler…
 
*-******
 

Caddenin en iyi terzisi

 
Terzi dükkânlarıyla dolu caddede terzilerden biri dükkânına şöyle bir tabela asmış:
"Dünyanın en iyi terzisi".
Bunu gören bir başka terzi de rekabet için tabela yazdırmış:
"Evrenin en iyi terzisi".
Gerçekte en iyi terzi olan adam da bir tabela asma ihtiyacı duymuş ve tabelaya yazdırmış: "Caddenin en iyi terzisi".
"Caddenin en iyi terzisi" ne kadar dar bir anlam değil mi?
Fakat "Dünyanın en iyi terzisi" ve "Evrenin en iyi terzisinin” bulunduğu caddenin en iyi terzisi iseniz onlardan bile iyisiniz demektir…