Yaşamın İçinden
Günü geçerse
Temel akşam eve gelince, Fadime gülerek karşılamış ve demiş ki:
“Sana güzel bir haberim var. Bir ay geciktim. Herhalde bebeğimiz olacak. Doktora test yaptırdım. Aman kimseye söyleme.”
Ertesi gün elektrik idaresinden son faturayı ödemedikleri için kapıyı çalmış:
“Siz Fadime misiniz? Biliyor musunuz bir ay gecikmeniz var.”
Fadime şaşkın sormuş:
“Bir aylık gecikmem olduğunu siz nereden biliyorsunuz?”
“Dosyanızda açıkça belli oluyor”
“ Ne? Dosyalarda mı?”
“ Evet dosyalarda?”
“Tamam” demiş Fadime,
“Eşim gelince söylerim.”
Temel eve gelince Fadime anlatmış olanları.
Temel’de öfkeyle elektrik idaresinin kapısına dayanmış:
“Neler oluyor burada. Siz karımın bir aylık gecikmesini nasıl dosyalarsınız?”
“Sakin olun” demişler Temel’e ve anlatmışlar:
“Bir aylık gecikme için bize borçlusunuz.”
“Size borçlu muyum? “
“Evet borçlusunuz.”
“ Ya ödemezsem?”
“O zaman sizinkini de keseriz.”
“Ama” demiş Temel:
“O zaman Fadime ne olacak?”
“Bilmem” diye yanıt vermiş görevli:
“Hanımefendi artık mumla filan idare eder.”
--//--
Öfkeli Temel meseleyi sonunda anlayıp özür dilemiş midir bilmem.
Demiryolu hattının Eskişehir merkezinde yer altına alınma işi, tabiri yerindeyse:
“Yılan hikayesine döndü.”
Hemzemin geçitleri her zaman olduğu gibi:
“Vatandaşın canına okuyor.”
Üstelik, şehrin Şeker’den başlayan çilesinin ne zaman sona ereceğini bilen de yok.
Sevgili Salih Koca biliyorum bu konuda en fazla çaba gösteren isim.
Fakat durum onu gösteriyor ki:
“İşin ucu ekonomik.”
Vatandaş gar binasını filan merak etmiyor.
Okullar açılıp servisler başlamadan hemzemin geçitlerine bir çare bulunsun isteniyor.
İstenen bir başka konu da, yakışıklı bakan Suat Kılıç. Gelip gitti. Sahi diyorum:
“Yeni stadyum unutuldu mu? Yoksa seçim mi bekleniyor?
Günlerin Getirdiği
AKP’de konuşanlar. Susanlar
İktidar partisi AKP’nin Eskişehir İl Başkanı Süleyman Reyhan seçildikten sonra herhangi bir açıklama yapmadı. Vekiller konuşuyor, Reyhan dinliyor. Asında AKP’de Reyhan’ın sesi daha önce de çıkmazdı. Bunun için partililer “Değişen bir şey olmadı” diyorlar. Reyhan’ın durumu böyle. Merak edilen bir başka isim ise Tepebaşı İlçe Başkanı ve Belediye Meclis üyesi Vahap Ata’nın durumu. Bir ay önce hemen her gün. Açıklama yaparak, Tepebaşı Belediyesi’ni ve Başkan Ahmet Ataç’ı eleştiren Vahap Ata için “ Vahap Bey’e konuşma yasağı mı geldi? Yoksa Tepebaşı Belediyesi’nde eleştirecek konu mu kalmadı?” diye soranlar var. İlginç bir durum. Daha önce yazmış ve demiştik ki “İktidar partisinde politika, nöbetleşe yapılıyor.” İçinde bulunduğumuz durum bunu doğruladı galiba ki, bırakın ilçe başkanlarını il başkanı bile bir yanlış yapmamak için konuşmuyor. Bu durumu sorduğumuz bir partili ve eski Belediye meclis üyesinin “Aynen böyle. Konuşulanlar ve konuşanlar partiye zarar veriyor. Bunun içinde eleştiriliyorlar” demesi ilginç geldi bize. Yoksa diyoruz Vahap Ata’nın çıkışları AKP içinde birilerini rahatsız mı etti.
Türkiye Partisi neden kapandı?
“Genel Başkanı olduğum Türkiye Parti’sini kapatmak herkese bir protestodur. Demokrasi sandık değildir. Sandıkta diktatörlükte vardır. Ülkede güçlü ve özgür basın, sendikalar, sivil toplum örgütleri kalmadı. Hele korku ve endişeden arınmış aydın kesim nerede? Hazine yardımı nerede? Yardımın dörtte üçü iktidar partisine gidiyorsa… İktidar bunun verilmesine kendi başına karar veriyorsa... Bu ortamda siyasi partiler arasında adil bir rekabet yok demektir. İşte ben Türkiye Partisi’ni bunun için kapattım.”
Bu sözler Abdül Latif Şener’e ait. Şener bir zamanlar AKP’nin önde gelen isimlerindendi. Bakanlık koltuğuna bile oturmuştu. Sonradan ne olduysa oldu, AKP’den ayrılıp Türkiye Partisi’ni kurdu. Ve gördüğünüz gibi, yukarıya aldığım gerekçe ile partisini kapattı. TP’nin Türkiye genelinde ki kadrosunu değil de, Eskişehir kanadını merak ediyorum. AKP içinde bir güç olan Hasan Tuç vardı. Hasan Tuç’la birlikte aynı yolda yürüyen arkadaşları vardı. Hasan Tuç AKP’de muhalefete karşın AKP’nin ilçe başkanlığını. Kazanan isimlerden biriydi. Tıpkı Osman Yüksel gibi sonradan istifa etmek durumunda kalmıştı? Bekleyip göreceğiz? Şener’e bağlı birlikler tezgahı nereye kuracaklar. Faziletliler gibi kendilerine yeni bir davet gelecek mi?