Gubidik Kardeşler ve Emine Günay

AK Parti Milletvekili Emine Nur Günay, TBMM’de konuşması öncesi Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesi üzerine bir takım açıklamalarda bulundu. "Kadına, aile bireylerine, insana, canlıya karşı işlenen her türlü şiddete karşıyız" diyen Emine Nur Günay, AK Partililerin samimi fikirlerini paylaşmış bana kalırsa. AK Partilileri kadına şiddete karşı olduklarını bilecek kadar yakından tanıyorum. Ancak hemşerimiz Yunus Emre'nin "Bir ben vardır bende, benden içerû..." demesi gibi "Bir AK Parti vardır AK Parti'de; AK Parti'den içerû..." diyebiliriz. Birinci AK Parti toplumun gördüğü, geleneksel değerlere saygılı ve yatırım ağırlıklı politikaların savunucusu olan AK Parti. Bu saygın partinin içine gizlenmiş küçük AK Parti ise, bir takım tarikatların, hokkobazların ve din bezirganlarının AK Partisi. Hani 'Cehennemde yanmayan kefen' satanlardan, Cenneten arsa satanlardan bahsediyorum. Son olarak kadına ve aile içi şiddete yönelik İstanbul sözleşmesinin kaldırılmasına ilişkin ciddi ciddi çalışan bir grup var. Bizzat Sayın Erdoğan tarafından imzalanan bu sözleşmenin aile değerlerini yok ettiği, eşcinselliği teşvik ettiği gibi saçma sapan iddialar ortaya atılıyor. Bu karşı raporu hazırlayanlar arasında da tanıdık gazeteciler var. Şimdi tek tek isimlerini saymayayım; bildiğiniz Gubidik Kardeşler işte... Çok açık söylüyorum, AK Parti içindeki mücadeleyi ya Emine Nur Günay gibi saygın isimler kazanacak, ya da Gubidik Kardeşler... Yine çok açık söylüyorum; eğer ki saygın AK Parti kaybeder ve Gubidik Kardeşler kazanırsa, Selçukluyu ve Osmanlıyı nasıl batırdılarsa, AK Partiyi'de işte öyle batırırlar.

Hoca düşmanları ıslık çalsın
ORC araştırma şirketi Türkiye Genelindeki en başarılı Belediye Başkanlarını belirledi. Buna göre Yılmaz Büyükerşen yüzde 59,2 oy alarak en başarılı 2'inci CHP'li başkan oldu. Kendisini tebrik ederiz. Tabii şimdi bazıları bu başarıyı kıskanacağı için sonuçları eleştirecektir. Bunlar muhtemelen iki ayrı polemik yapacaklar. Birincisi, "Büyükerşen çok kötü belediye başkanı ancak, reklamını iyi yapıyor. Öyle olunca da Mardin'deki adam, Ardeşen'deki adam bilmeden Büyükerşen'e oy veriyor. Gelsinler bir de biz Eskişehirlilere sorsunlar. Biz ne çekiyoruz bu Büyükerşen'den, ah bir bilseler..." diyeceklerdir. Bu arkadaşların heveslerini kursağında bırakayım; ORC anketi kent bazında yaptı. Yani Eskişehir halkının neredeyse yüzde 60'ının desteklediği bir isim var ortada. Mardinliler de Ardeşenliler de oy kullanmadı. Yalnızca biz Eskişehirliler... Bu yüzden ikinci polemik malzemesinden başka çözümleri kalmıyor. Baktın Yılmaz Büyükerşen'i karalayamadın, ORC şirketini karalarsın. Demokrasilerde çare tükenmez; öyle değil mi ama? Aksi gibi ORC Türkiye'nin en saygın araştırma şirketlerinden biri. 2011'den beri her seçimin sonucunu yarım puanlık bir farkla bilmişler. Burada da duvara tosladınız yani... Aslında Büyükerşen düşmanlarının üçüncü bir seçeneği daha var; Araştırma sonuçlarını hiç görmemek. Sanki böyle bir araştırma hiç yapılmamış gibi davranmak. Islık çalarak tavan köşelerine bakmak anlayacağınız...

Haydi eller havaya
24 Temmuz Basın Bayramını kutlayan dostlarımıza teşekkür ederiz. Aslında ortada kutlanacak bir şey yok. Müyesser Yıldız gibi Murat Ağırel gibi tepeden tırnağa vatansever gazetecilerin zindana tıkılması hayra alamet değil. Hatırlarsınız daha önce de vatansever gazeteciler zindanlara atılmış, ardından FETÖ'cüler istedikleri anayasal değişiklikleri yaptırmış, bölücü teröristler de açılım – saçılım sürecini pek güzel işletmişti. Şimdi vatansever gazeteciler içeri atıldığına göre, "Acaba 2'inci bir açılım mı geliyor? Acaba FETÖ ile barışma dönemi mi geliyor?" diye kendi kendisine soruyor. Özetlemek gerekirse, zindanlardaki meslektaşlarımıza mı üzülelim, yoksa Türkiye'nin yıkıma götürülmesine mi üzülelim kararsız kaldık. "Haydi eller havaya" diye kutlama yapacak durumda değiliz. Kutlamayı devlet ihalesini dolar üzerinden kapanlar yapsın. Devir onların devri nasıl olsa...