Yaşamın İçinden
Genç kadın yakışıklı bir çiftçi ile yan yana yürüyorlarmış.
Çiftçinin sırtında bir küp, sol elinde bir horoz, sağ elinde de kocaman saplı bir kazma varmış.
Önlerinde de bir keçi yürüyormuş.
Bir hayli yürümüşler.
Tenha bir yere geldiklerinde kadın durup demiş ki:
“Ben seninle bu tenha yerde yürümem.”
“Neden?”
“Beni öpmeye kalkarsın da ondan.”
Delikanlı gülerek sormuş:
“Sırtımda ve ellerimde bunca yük varken seni nasıl öpebilirim?”
Kadın cilve ile yanıt vermiş:
“Nasıl olacak? Kazmayı yere saplarsın. Keçiyi sapına bağlarsın. Horozu küpün içine koyunca ellerin boş kalır”
--//--
İlginç bir yol gösterme değil mi?
Hani derler ya:
“Kadın isterse ?” Aynen öyle.
Her neyse?
Önceki gün AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Arınç’la yapılan söyleşiyi dinledim.
Bir ara konu politikadan açılınca, söyleşiyi yapan bayan sordu:
“Has Parti size katılacak mı?”
“Hayır” dedi Arınç,
“Bize Has Parti değil, Numan Kurtulmuş katılacak. Parti olduğu gibi kalacak?
Sayın Arınç devam etti:
“Kurtulmuş gibi, değişik illerden AKP’ye katılacak pek çok kişi var. Biz kişilerle meşgulüz, parti ile değil.”
Bayan sordu:
“Aranızda üç yılı dolduran ve bir daha seçilmeyecek milletvekilleri var. Bunlar için belediye başkan adayı olacaklar deniyor. Doğru mu?”
Bülent Arınç şu yanıtı verdi:
“Şahsen benim böyle bir niyetim yok. Çünkü çok yoruldum. Ama bazı arkadaşlarımız olabilir. Üç dönem milletvekilliği yapmış, gerekli bilgi ve beceriyi kazanmış bir kişi neden olmasın değil mi?”
--//--
Arınç’ın politika üzerine söylediklerini dinlerken, açık konuşayım:
“Gerek Has Parti, gerekse belediye başkanlığı konusunda Eskişehir geldi aklıma.”
Has Parti Eskişehir’den AKP’ye kimleri verecek?
Bir daha milletvekili seçilemeyenlerden kimler belediye başkanlığına aday olacak?
Ne dersiniz?
Has Partinin bildiğimiz dinamikleri nasıl yorumlayacak bu gelişmeleri.
Şimdilik isim vermiyorum.
Ama bu gelişmelerin içine kesinlikle Eskişehir girecek bana göre.
Günlerin Getirdiği
-Atıcı ve Has gelişmesi-
İbrahim Atıcı ve Murat Canözer bir zamanlar Fazilet Partisi’nin önde gelen isimlerindendi. Hatta onların dönemlerinde Fazilet Partisi Eskişehir’den Vali Hanefi Demirkol’u milletvekili çıkarmıştı. Fazilet’in genç ve dinamik kadrosu rahmetli Necmettin Erbakan’ın da takdirini kazanmıştı. Özellikle İbrahim Atıcı’yı çok seven Erbakan, Eskişehir’e her gelişinde, İbrahim Atıcı’nın Yunus Emre Caddesi’nde ki evinde konuk edilirdi. RecepTayyipErdoğan- Abdullah Gül ve arkadaşları Erbakan’a karşı çıktıklarında İbrahim Atıcı tavrını Erbakan’dan yana koymuş, Eskişehir’den Fazilet’ten gelme, Saadet’ten yana olan pek çok kişi, AKP’ye geçtiği halde Atıcı aynı siyasetini sürdürmüştü. Bir ara” Murat Canözer’le aranız nasıl” dediğimde şöyle yanıt vermişti: “Gene konuşuruz.” Arkadaşımdır. Bir şey diyemem. Canözer dahil pek çok arkadaş geleceğini AKP’de görmüşse saygı duyarım.” Has Parti İl Başkanı Mustafa Özkan ziyaretime geldiğinde Atıcı için ”Yanımızda, birlikteyiz” demişti. İçinde bulunduğumuz günlerde Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un AKP’ye geçeceği yolunda ki söylentilere, İbrahim Atıcı dahil, Özkan ve arkadaşları ne diyorlar acaba? Eskişehir’den kalacaklar ve gidecekler için nasıl bir yorum yapıyorlar?
--Ünal’ların savaşı—
Halil ve Tarık Ünal savaşını gene Halil Ünal kazandı. Pancar Kooperatifi Başkanı Halil Ünal diyor ki, “Karşımdaki insanlar akrabamdır. Benim üzüntüm burada.” Halil Ünal haklı, Tarık Ünal haksız demiyorum. Haksızlık varsa yargı çözer. Ama aynı köyde yaşamış, aynı soyadı taşıyan insanların birbirine bu kadar kinlenmesi benim garibime gidiyor. Eskişehir’de adı sanı belli, sayılan ve sevilen bu insanların bir araya gelmek yerine karşı karşıya gelmeleri çok ilginç. Oysa onların geleneğinde “Büyükler ve küçükler” daima sayılmış ve sevilmektedir. Halende bu güzel duygunun hakim olduğu yerler vardır. Aşiret’in büyükleri. Önde gelenleri. Kaldırın bu ikiliği ortadan. Dernekler, vakıflar, politikanın bir ucunun da birlik ve beraberlikten geçtiğini bilin artık. Bilinde küslüğün yerini dostluklar alsın.
Vatandaş soruyor
-- İnternet kafeler ve bisikletler --
Yalnız kenar mahallelerde değil, şehrin göbeğinde, tramvay güzergahında bisiklete binmiş çocuklar, mobilete binmiş delikanlılar yarış ediyorlar. Dün arayan bir vatandaş “Yüreğim ağzıma geldi. Çifteler Caddesi’nde bir yandan tramvay geliyor Bir yandan otobüsler ve diğer araçlar. Bir yandan da bisiklete binmiş çocuklar. Bereket versin tramvay fark etti de olası bir kaza önlendi. İki çocuk ezilmekten kurtuldu. Ne olur analar babalar çocuklarına sahip olsalar da kazalara yol açacak durumlar yaşanmasa” diye konuştu. Mümkün değil. Bizim aklımız bir kaza olmayınca başımıza gelmez. Trafik olaylarını yazıyoruz. Aldırış eden yok. Ne zaman bir kaza oluyor, ondan sonra önlemler alıyoruz. Bir önemli konu da, internet kafeleri bir anne sordu. Hani internet kafelere yaşı 18’den aşağı çocuklar girmeyecekti? Girmeyecekti, öyle denmişti. Ama her konuda olduğu gibi bu konuda da fark eden bir şey yokmuş. Bayan okurumuz şöyle diyor, “Dolaşıp bir baksınlar da çocukları görsünler…”
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...