Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı’nda bile konuşuluyor. Dün kameraman arkadaşım Mustafa Demiral ile birlikte 5-6 kapı çaldık. Bunlardan iki tanesinde kabul gördük! Diğerleri ya dışarıda ya da toplantıdaydı.
Sabah önce bir kamu dairesine gittik. Müdür beyin yanında misafirleri vardı. Gazeteci olduğumuzu söylediğinde, konukları bana dönerek, ‘beyefendi seçimler nasıl olur. Size göre Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanlıklarını kim kazanır?’ diye sordu.
Ben seçim yarışının AK Parti, CHP arasında geçeceğini, ancak MHP’nin de yabana atılmaması gerektiğini söyledim.
Yani,’CHP, AK Parti kazanır’ yerine biraz politik cevap gibi düşünülse de, seçimin üç parti arasında geçebileceğini vurguladım.
Misafirlerden birisi; ‘Ben Odunpazarı ilçesinde ikamet ediyorum. Tepebaşında ise Kayın validem ve kayın biraderler oturuyor. Onlara gittiğimde Ahmet Ataç konuşuluyor. Kayınvalidem Tepebaşı Belediyesi’nin düzenlediği iki ayrı geziye katılmış. Geziye giderken de, döndüklerinde de Başkan Ahmet ataç uğurlayıp, karşılamış. Ayrıca özel günlerde kendilerini davet etmiş. Bu çok hoşuna gitmiş. İlerlemiş yaşlarına rağmen kendilerinin de adam yerine konulması hoşuna gitmiş. Şimdi Ataç diyor, başka bir şey demiyor’ dedi.
Öğleye doğru Köprübaşının göbeğinde esnaflık yapan eski oda başkanlarından birisinin kapısının önünden geçerken bizi gördü dükkanına davet etti.
İçeriye girdiğimizde dükkan sahibi ile yanında çalışan kalfaların dışında 4 kişi daha vardı. İkisi ANAP döneminde çok hızlı siyasetçi idi. Diğer ikisi de ise DYP ve DP’de siyaset yaptıktan sonra bugün ellerini ayaklarını çeken isimler. 15 dakika kadar sohbet ettik.
4 eski siyasetçiden dördü de Tepebaşı İlçesinde oturduklarını, 30 Mart’a kadar çok önemli bir gelişme olmadığı sürece oylarını Ahmet Ataç’a, birisi Orhan Soydaş’a diğeri ise Murat Sanlar’a vereceklerini söylediler.
Dükkan sahibi ile iki kalfası ise Odunpazarı ilçesinde ikamet ediyorlar. Onlar ise, AK Parti ile MHP arasında tercih yapamadıklarını belirttiler.
OYLARIN RENGİ BELLİ
OLMAYA BAŞLAMIŞ
Seçim takvimi giderek yaklaştıkça seçmenin de hangi partiye veya adaya oy vereceği de hemen hemen netleşmiş.
Gelelim başlığa. Önceki gün Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, yerel gazeteleri ziyaret etmiş. Milli İrade gazetesinde okudum. Ataç, gazeteyi ziyarette sorulan soru üzerine mi yoksa sözlerinin arasında mı ifade etti bilmiyorum. Odunpazarı Belediye Başkan adayı olan, anketlerde de birinci çıkan Erman Gölet, aday yapılmaması üzerine ister istemez gönül kırgınlığı yaşamıştı. Ataç, ‘Erman Gölet küskünlüğü bir kenara bırakıp parti adına çalışmalı’ demiş. Ahmet Ataç’ın söylemesi güzel, ama keşke bunu Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen söyleseydi daha anlamlı olurdu. Hatta Yılmaz Hoca, Erman Gölet’i makamına davet edip gönlünü almış olsaydı. CHP İl Başkanlığı yapmış kişi olan Gölet’te en azından, kırgınlığını seçim sonuna kadar dondurup partisi adına adaylarla birlikte koştururdu.Vakit daha geçmiş değil. İlk adımı Yılmaz Büyükerşen atmalı. Bu buluşmada Kazım Kurt ile Ahmet Ataç, hatta İl Başkanı, Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkanları da olursa birlik beraberlik mesajı verilebilir diye düşünüyorum.
Siyasi partilerin işlerine karışmak, onlara yol göstermek benim işim değil. Haddime de düşmez. Benden bir öneri.
HERKES YÖNETİMDEN BEKLİYOR
Eskişehirspor’un yeni yöneticilerinden birisi ile ayaküstü sohbet ediyoruz. Karşılaştığımız da, ‘nasılsın?’ diye sorduğunda cevabım:
“Eskişehirspor gibi” oldu.
‘Yani bir gün iyi, bir gün kötü müsün’ dedi. ‘Aynen öyle’ dedim.
Ara transfer yapamadıklarından yakındı. Nedeni ise, mali sıkıntının had safha da olduğunu, yapılacak olan bir transferin bile kulübün mali tablosunu daha da bozacağını söyledi. ‘Abi, Eskişehir’de herkes Eskişehirspor’u seviyor. Seviyor ama, elinizi cebinize atın’ dendiğinde kimse kılını kıpırdatmıyor. Herkes mali sorunun çözümü konusunda sadece kulüp başkanı ile yönetimi sorumlu tutuyor. Kulübün 100 Milyona yakın borcu var. Bu borcu yöneticilerin ceplerinden verecekleri paralar ile karşılamaları beklemek onlara karşı yapılmış haksızlık olur. Başkan ve yöneticiler işyerlerinden kazandıkları karları kulübe mi versinler? Bugüne kadar ticaretle uğraşan yöneticiler üzerlerine düşeni yaptılar. Kulübün kasasına giren para olmamasına rağmen, bazı ödemeler yöneticilerin özel gayretleri ile yapıldı. Birazda Eskişehirli sanayici, tüccar ve iş adamları da yardım ederlerse mali tablo en geç iki yılda düzene girer’ dedi.
Haklı. Hem de yerden göğe kadar. Eskişehir’de maalesef herkes, yöneticilerin ellerini ceplerine atmalarını beklemekte. Taraftar üzerine düşeni yapıyor. ETİ Şirketler Grubu da sponsor olarak Eskişehirspor’a ciddi anlamında destek oluyor. Peki, Eskişehir’de sadece ETİ Şirketler Grubu mu var? İsimlerini yazmayacağım. Ama ETİ kadar büyük işletmeler var. Biraz da onlar ellerini ceplerine atmalılar.
Süper ligde mücadele eden diğer takımların şehirlerine baktığımızda, mali gücü olan kurum ve kuruluşların ciddi destek olduklarını görüyoruz.
Eskişehir’de mali yönden güçlü kurum ve kuruluşların üçü dördü birleşerek en azından birer futbolcuya sponsorluk yapsalar, bu bile mali gücün hafifletilmesine yeter.
ALIŞKANLIK OLDU!
Eskişehirspor Çarşamba günü Bursaspor’a Ziraat Türkiye Kupası’nda Bursa’da 4-1 yenilmişti. Gurup maçlarının ilkinde kendi evinde Akhisar Belediyespor’a 2-0 yenildiler. Hadi onu yol kazası! Olarak kabul ettik. Deplasmanda Sivaspor’u 2-0 yenmesiyle kupada yeniden ümitlenmiştik. Bursaspor ile Bursa’da yapacağımız karşılaşma öncesi ümitlenmiş, kazanarak kupada yoluna devam edeceğine inandırmıştık kendimizi.
Ancak Bursa’da öyle bir fırtına esti ki, her yer toz duman oldu ve Kırmızı-Şimşekler galibiyet umudu ile gittikleri Bursa’dan timsahlara 4-1 gibi farklı bir skorla yenilenerek kupada ikinci mağlubiyetini aldı.
Birileri Tarık Çamdal ile Veysel Sarı’nın kadro dışı bırakılmasına bağladılar bu yenilgileri. Başarılı futbolları ile sezon başından beri taraftarın kalbine giren her iki futbolcu, yeni sözleşme imzalamaya razı olmayınca kadro dışı bırakılmışlardı.
Başarılı performanslarıyla dikkat çeken Tarık ve Veysel’in kadro dışı kalmaları takımın ayarını da dengesini de bozdu. İki futbolcunun kadro dışı bırakılmaları bence tam gaz yürüyen arabanın dört tekerinden birisinin patlamasına neden oldu.
Bursaspor Eskişehirspor’un ezeli rakibi. Her iki takım arasında oynanan maç Anadolu derbisi olarak değerlendirilir. Bu nedenle özellikle de bu maçın galip gelen tarafın Eskişehirspor olmasını ister Kırmızı-Siyahlı taraftarlar.
Ama ne yazık ki Çarşamba günü Ziraat Türkiye Kupası maçından sonra Cumartesi günü de bu kez lig maçında Yeşil-Beyazlı takıma 3-1 yenilmek Eskişehirspor taraftarlarının yarasına acı biber bastı. Üst üste iki maçta Bursaspor’dan toplam 7 gol yenilmesi moralleri bozdu, hem de