Geriden kim geliyor?

<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true" DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="9

10 Mayıs 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir

Yaşamın İçinden

Geriden kim geliyor?

 Vaktin birinde, her gün öğle uykusuna yatan bir paşa varmış.

Paşanın uykusu öyle hafifmiş ki, çıt çıksa uyanırmış.

Onun için de öğle saatinde önlemler alınır çevrede, gürültü çıkaranlar cezalandırılırmış.

Günlerden bir gün, paşa uykuya yatar yatmaz kulağına   gelen sesle uyanıp bağırmış
“Kim bu haddini bilmez. Tez yakalayıp bana getirin.”

Gürültü yapanı yakalayıp getirmişler ki,

“Ceviz satan bir gariban adam”

Paşa sormuş:

“Be adam neden bağırıyorsun. Benim uyuduğumu bilmiyor musun?”

“Bilmiyordum paşam” demiş gariban:

“Ben ceviz satıyorum. Ceviz alan yok mu diye bağırmak zorundayım”

Paşa emretmiş adamlarına:

“Bu adama yüz sopa vurun. Cevizleri de gerisine doldurun”

 Adam yüz sopayı gıkı  çıkmadan yemiş...

Sıra cevizlere gelince başlamış gülmeye

Paşanın adamları sormuşlar:

“Sen deli misin be yahu. Yüz sopayı yedin sesin çıkmadı. Sıra cevizlere gelince gülüyorsun”

“Arkadaşım geldi aklıma” demiş cevizci,

“Ayva satarak geliyordu da”

---//--

Son günlerde, öfkeli bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz.

Rahmetli Hamiyet Yüceses’in:

“Her yer karanlık  şarkısı” gibi..

Nereye baksanız, içiniz kararıyor.

Siyaset yerelde ve genelde halkın dışına  kaydı.

Muhalefetin ak dediğine iktidar kara diyor.

Önceki gün  gördük. MHP Milletvekili  Ruhsar Demirel kentsel sorunlara ilişkin  görüşlerini açıkladı. İktidar partisi hemen çıkış yaptı:

“Öyle değil  böyle.”

Süt olayı da aynı.

Bazı çocuklar  içtikleri sütten rahatsız olunca   beslenmeye de  politikanın kirli yanı girdi:

“Süt zehirlemez içilecek.”

“Hayır dağıtılan süt incelenmelidir”

--//--..

İşte Türkiye’de   futbolda  gelinen nokta.

FB  Kulübü Başkanı  Aziz Yıldırım  aylardır  içerde.

Federasyon gece yarısı açıklıyor,

“Futbolda şike  yoktur.”

Söyleyin bakalım:

“Ne var öyleyse?  Aziz Yıldırım neden içerde?”

Ardı ardına gelen göz altılara. Yargıda süren tartışmalara. Eğitimde  sistem  çıkışlarına. girmeden, yerelde ve genelde, iki basit örnek verdim.

Daha  büyüklerin içinden çıkmak  gerçekten zor.

Dedim ya. Her yer karanlık ülkemizde.

Geriden kimin geleceği belli değil.

Karpuzcu mu. Kavuncu mu?

 

Günlerin Getirdiği

Gülümseyen Mercan

Birkaç kez  “Enerji Bakan Yardımcısı Murat Mercan  Eskişehir’e neden  gelmiyor”diye  sormuştum. Ama kimse ses etmemişti.  Önceki gün sayın Mercan gülümseyerek, üstelik  politikada  yeni bir ses  olarak geldi  Eskişehir’e. Bakan  yardımcısıydı, ama bakan gibi, karşılandı, bakan gibi ziyaretlerde bulundu, bakan gibi  konuştu. Dikkati mi AKP’nin milletvekillerinden kimsenin bu ziyaret sırasında  Mercan’nın yanında  bulunmaması  çekti.

Yanılmıyorsam,  il Başkanı Süleyman Reyhan vardı yanında. Birde   sayın Mercan’a  yakın isimlerden  Ahmet Süzer ve arkadaşlarını  gördüm. Gördüm de, Murat  Canözer’in  belediye başkan adaylığı. Kazanamayışı  ve seçimler sırasında   yaşananlar. Hatta “Büyükşehir Belediyesi” önüne siyah çelenk  olayı  geldi aklıma.  Arkadaşlara anlatırken  gülümsedim.  

Murat Mercan, milletvekili seçilmese de,    yasal olarak  Enerji Bakanı  sayın Taner  Yıldız’ın vekilidir. Yani  bir bakan kadar yetkili kişidir.  Acaba, AKP’nin vekilleri Nabi Avcı, Salih Koca ve Ülker Can neden yalnız bıraktılar kendisini? Art niyet olmasa da,  doğrusu  yorumlayamadım.

Enerji Bakan  Yardımcısı Mercan’ın  Vali Kadir Koçdemir’i, Büyükşehir Belediye Başkanı  Prof.Dr. Yılmaz  Büyükerşen’i, Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan  Sakallı’yı, Tepebaşı Belediye Başkanı  Ahmet Ataç’ı ve  ESO Başkanı Savaş  Özaydemir’i   makamlarında ziyaret ederek sorunları dinlemesi güzel bir olaydı.  Mercan bu tutum ve davranışı ile  politikanın  gülümseyen  yüzünü çıkardı ortaya. Ve “Polemiklere girmek istemiyorum. Musalla  taşına kadar   Eskişehir’e hizmet etmek istiyorum”demesi  çok ilginçti bana  göre.  Prof.Dr Yılmaz  Büyükerşen’in de “Bakanımız  yok diye üzülüyorduk. Şimdi bir bakan yardımıcımız”var  demesi ise  kent için duyulan  birlik ve beraberliği anlatıyordu.

 

Eski meclis üyesi soruyormuş

 Önceki  gün  Çamlıca  Mahalle Muhtarı  Mustafa Coşu, mahalleye  yapılan hizmetleri anlatırken “Tepebaşı Belediye Başkanımız  Ahmet Ataç, bir dediğimizi iki etmiyor.  Bunu bütün Çamlıcalı’lar bilip takdir ediyor.  Buna   rağmen  eski  bir üyesi  bana sık sık gelip,  Ataç’ın çalışmadığını söyletmek istiyor.  Ona  yapılanları söylüyorum”deyince  bu konuşmayı dinleyenler, “Muhtar   eski meclis üyesinin adını  nedir . Hangi  gazetede yazıyor.”dedikleri  halde,  isim vermeyen  Muhtar Coşu “Bu arkadaşı  herkes tanır. Onun için adını benden  duymayın” diye konuşmuş. Bir hayli ilginç değil mi? Eski meclis üyesi,  yapılanları değil, yapılmayanları  Ataç hakkında yazmak için  soruyormuş.

Ne  günlere kaldık değil mi?

 

 

Vatandaş soruyor

Düğün alayları başladı

  Atatürk Lisesi önünde bir gelin arabasının etrafını saran çocukları  gören okurumuz “Çocuklar   gelin arabasının önüne ve arkasına dolandılar.  Araba gidiyor onlar  koşuyordu. Amaçları  biraz bahşiş koparmaktı. Ama trafik sıkışmış kornalar  çalınmaktaydı.  Sonunda  gelin arabası durmadan   çocukları elinden kurtulup  gitti. Her an bir kaza  olabilirdi. Bu durum önlenmeli artık. Yarın bir çocuk aracın altında kalırsa  sorumlusu  kim olur”diye sordu.

Bu ve  benzeri  olaylar ne yazık ki, ilimizde  sık sık yaşanıyor.  Bahşiş  alacağım derken   aracın altında  kalan çocukları  duyacağız artık. Düğün  konvoylarında en önemli sorunlardan birisi de, araçların hep bir ağızdan “Korna çalmaları” Trafiğin en yoğum olduğu  bölgelerde  bile arka arkaya  dizilen araçlar “kenti gürültü kirliliğine” boğuyorlar. Her yıl  trafik ekipleri korna yasağı koyup gürültü  olayını  önlüyorlardı.  Düğünlerin sayısı artmadan  gereken önlemler alınmalı. Alınmalı da,  yarışın ötesinde konvoyların  gürültü yapmaları yasaklanmalı.

 

 

 .

 

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi