Gençlerimizi koruyamıyoruz!

Eskişehir’in politik gündemi hızlı! Bu gündem içinde kimi zaman çok önemli olayları atlıyor ve derinlemesine incelemiyoruz…
Anadolu Üniversitesi’nde 21 yaşındaki bir genç okulun yemekhanesinde kendini asarak yaşamına son verdi…
Sosyal medya hesaplarından ilk yapılan açıklama da genç öğrencinin “ekonomik nedenlerden ve ödeyemediği borçlarından dolayı” intihar ettiği bilgisi yayıldı. Doğrusunu söylemek gerekirse, genç insanlar “ekonomik nedenlerle” pek intihar etmez. 
Zaten savcılık tarafından yapılan ilk açıklamada da intiharın “ekonomik nedenlerle olduğuna” yönelik bir bulguya rastlanmadığı belirtiliyor…
Savcılığın açıklamasında şu bölüm dikkat çekici:
- Yürütülen soruşturma kapsamında; ölenin bıraktığı notta ölümünün borçlanması ile ilgili olmadığını net bir şekilde ifade ettiği, olayın tüm yönleriyle ve titizlikle araştırıldığı…
İntihar eden gencimizin ölmeden önce bir not bıraktığı anlaşılıyor. Savcılığın açıklamadığı not, intiharın nedeni konusunu sanırım aydınlatacak.
Ancak bildiğimiz bir gerçek var.
Gençlerimizi koruyamıyoruz!
Olayın bir başka boyutu daha var! Öğrenci yemekhanede intihar ettikten 6 saat sonra başka bir öğrenci tarafından bulunuyor. Oysa çok yakında bir güvenlik kulübesi intihar olayını göre güvenlik kameraları mevcut!
Eskişehir’in öğrenci kenti olarak nitelendiriyoruz. Ama üniversite yönetimi, Eskişehirliler annelerinin babalarının bize emanet ettiği gençleri ne yazık ki yeterince koruyamıyoruz. Bu intihar ilk değil! Kampüslerin içinde daha önce de cinayetlere, intiharlara tanık olduk.  Derin üzüntü bildiren bir mesaj ve aileye başsağlığı dileklerini iletiyoruz! Ancak gençleri korumak için neler yapılması gerektiği yönünde bir çalışma yapmıyoruz. Bildiklerimiz “yasak” “gözetlemeye milyarlar harcamak” Ne yazık ki bunlar gençlerimizi korumaya yetmiyor!

İNSAN OLARAK GİTTİ! 

İsrail'i ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, şöyle demişti:
-Bir Yahudi olarak da buradayım.
Hiç kuşku yok ki İsraili cesaretlendirici, “daha da ileri gidebilirsiniz” şeklinde bir mesaj olarak algılanabilirdi…
İlk tepki Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dan geldi:
- Bu nasıl bir yaklaşım? Bunu söylediğin zaman sana karşındakiler de şunu söylerse, 'Ben de bölgeye bir Müslüman sıfatıyla yaklaşıyorum.' derse ne diyeceksin? Bak biz 'Yahudi, öbür tarafta Türk, öbür tarafta şu, bu.' demiyoruz. Ya karşındakine insan sıfatıyla yaklaşacaksın.
Blinkten, dün Mısır’ı ziyaret etti ve şöyle dedi:
-Buraya bir insan olarak geldim!
…/…
Erdoğan’ın ayarı görünen o ki etkili olmuş!

ÖZEL-KILIÇDAROĞLU  POLEMİĞİ!

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu şöyle demişti;
-Kim kongrelerden sonra parti aleyhine konuşursa, partiyi televizyonlarda tartışılır hale getirirse, kimse kusura bakmasın onu partiden ayıracağım! Kimse kusura bakmasın!
Ve rakibi Özgür Özel, şu cümlelerle yanıt verdi:
- Bir genel başkan seçecekler, onun arkasında siyaset yapmak parti ahlakının gereğidir. Ama daha yapılmamış kurultaydan, kurultay sonrası kapı önüne koymaları değil, babaevinin kapılarını açmayı vadediyorum

İKİ CÜMLE!

Hayatımızdaki problemlerin en önemli nedenlerini iki maddede sıralayabiliriz.
Birincisi:
- Düşünmeden hareket ediyoruz…
İkincisi:
-Hiç harekete geçmiyoruz sadece düşünüyoruz!

GÜNÜN SÖZÜ!

Otobüsün sol camından manzarayı seyrederken, sağ camından kaçırdıklarımızdan ibaretti hayat... Özdemir Asaf