Bilindiği gibi hükûmetimiz korona salgını başladığı zaman bir takım önlemler paketi açıklamıştı. "65 yaş üstü vatandaşlarımıza birer şişe kolonya göndereceğiz. Haydi yine iyisiniz; beleş kolonyaları kaptınız, uyanıklar sizi..." tarzındaki önlem paketi hakkında konuşacak değilim. Memleketin ekonomisi malum.
4 ay sonra ve nihayet hükumetimiz kolonyaları Eskişehir'e gönderdi. İşte hızlı hareket eden, şahin gibi avının üzerine çullanan, arslan gibi düşmanları paralayan yeni başkanlık sistemimiz. Tepe tepe kullanıyoruz maaşallah... Neyse ki hükmet beceremediği maske dağıtma işiniden vazgeçti de parasıyla alıyoruz. Yoksa 5 tane maske için de 4 ay beklerdik.
Bu arada "Hükûmet kolonya dağıttı" dediysek gözünüzde büyütmeyin. Hepi topu 190 mili litrelik kolonya bunlar. Hani otobüs muavinine versen, Konya – Eskişehir hattında yolculara dağıtır da bir seferde bitirir.
Her neyse...
Tabii bu arada söz konusu 190 mili litrelik kolonyaların AK Partili dostlarımızın cebinden çıkan paralarla dağıtılmadığını unutmayalım. O kolonyalar bizim ödediğimiz vergilerle alınıyor. Dağıtan da 'Şahsım' değil; devletimiz dağıtıyor. Hoş; devlet nedir, 'Şahsım' nedir benim de kafam karıştı. Ayrıca yeni sistemde devlet nedir, parti nedir o da karıştı. Nitekim Eskişehir'de Brüksel'den Eskişehir'e inen yolculara AK Parti'nin Gençlik Kolları tarafından dağıtılmış kolonyalar. Bu duruma da İYİ Partili gençler tepki göstermiş. Partisinin İl Gençlik Kolları Başkanı olan Levent Bayraktar devletin malıyla siyasi propaganda yapılmasını eleştirdi.
Yani bir anlamda İYİ Partili gençler, AK Partili arkadaşlarına kendilerinin devletin ta kendisi olmadıklarını hatırlatmış. Bu arada ve asıl önemli olan ise devletlerine sahip çıkmışlar. Devletine ve milletine sahip çıkan gençlerin olduğunu bilmek güzel bir şey elbette.
Dilencilerin çok iyi para kazandıklarını bilir misiniz? Ülkemizde vatandaşlarımız yufka yürekli oldukları için fukaraya yardım etmeyi çok sever. Bunu fırsat bilen dilenciler de vatandaşın iyi niyetini ve dini duygularını bir güzel suiistimal eder. Tabii bu durumu fırsat bilen ve birilerinin 'Arap Kardeşleri' olan mülteciler de dilenciliğe başladılar. Benim vatandaşlarım işsiz iken, kan kusup "Kızılcık şerbeti içtim" derken bu mülteciler bir güzel köşeyi dönüyor.
Bunları neden anlatıyorum? 5 kuruş paranızı bile dini sömürenlere kaptırmayın diye anlatıyorum. Son olarak Hamamyolu'nda avuç açan, küçücük çocuklarını bile bu kirli işe alet eden Arap Kardeşler, maske takarak dilenirken görüntülenmiş. Ben dilencilerin hassasiyetine hiç şaşırmadım. Onlar sizin cebinizdeki paraları istiyor, içinizdeki virüsleri değil.
Pençesine takılı bir halkaya bakarak Bulgaristan'dan geldiği tesbit edilen Akbaba hakkında daha önce de bir yazı kaleme almıştık. Bilindiği gibi muhtemelen yediği – belki de zehirlenerek öldürülmüş bir hayvan – nedeniyle ölümden dönen bu Mısır Akbabası'nı Büyükşehir Belediyesi'nin veteriner hekimleri kurtarmıştı. Hayvanat Bahçesinin yetenekli ve şefkatli bilimadamlarını bir kere daha tebrik ederiz. Şimdi öğrendik ki bu akbabayı fişleyen Bulgar yetkilileri, Büyükşehir Belediyesindeki meslektaşlarına teşekkür mektubu göndermişler. Üstelik yine öğrendik ki tam 4 bin kilometre uçup bir Doğu Afrika'ya, bir Orta Avrupa'ya uçan bu kuşun bir de özel adı bulunuyormuş; Ertale... Öğrendik ki Ertale Etiyopya'da bulunan son derece tehlikeli bir yanardağın adıymış. Fakat adına bakıp da bu akbabanın tehlikeli olduğunu zannetmeyin. Akbabalar tabiattı çok önemli bir işlevi yerine getiriyor. Eğer görürseniz – muhtemelen çirkin suratından korkup kaçarsınız – öldürmeyin. Büyükşehir yetkililerini haber verin. Çünkü bizde hayvan dostu bir hayvanat bahçesi bulunuyor.
Brükselden gelenlere kolonya dağıtsalar gene iyi.. Kızılayın durumu olmayan vatandaşlara dağıtmak üzere ayırdığı binlerce erzak kolisini belediye seçim malzemesi haline getirip kapı kapı dağıttı akp. Nerde mi ? Beylikovada tabii.. Memleketin başına çöreklendiler ha babam ha ye babam ye ! Nasıl olsa hesap soran yok, istedikleri gibi at koşturuyolar.