Gelin de çıkın işin içinden

Yaşamın İçinden: Ömer Duru

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sekiz şehidin ardından konuştu:

“Türkiye Cumhuriyeti, sadece terör örgütüne değil,  onun iplerini elinde tutan düşman ülkelere de haddini bildirecek güçtedir.”

Cumhuriyet’te Ahmet Tan diyor ki:

“Keşke, Allah lillah aşkına,  bir de, o ipleri kimlerin tuttuğunu söylese de, şehitlerimizin gözleri açık gitmese.  Ama söylemiyor. O yüzden de başta o ipleri elinde tutanlar ne yazık ki, bu lafları iplemiyor! ”

---//--

 Sekiz şehit haberini veren Cumhuriyet manşet atmış:

“Çaresizlik tablosu.”

Gerçekten ilginç.

Terör “vur-kaç” taktiği içinde her gün birkaç ocağı söndürüyor.

Önceki gün Hamamyolu’nda bir kaç genç bağırıyordu:

“Şehitler ölmez vatan bölünmez.”

Baktım herkes havasında.

Yanımda oturanlardan birisi, “Bu iş çocuk oyuncağı değil.  Ciddiye alınmalı” dedi.

--//--

Haberleri dinlerken tüylerim diken diken oldu.

Başbakan Karacaahmet Mezarlığı’ndaki türbeyi ucube olarak nitelemiş.

Bu sözlere bazı dernek yöneticileri karşı çıkarak:

“Cemevleri ucube değildir” demişler.

Aman diyorum.

İçinde bulunduğumuz Ramazan ayında benzeri tartışmalardan kaçınılmalı.

Ülkemizin her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliği ihtiyacı var çünkü.

---//-

Emre Kongar Hoca güzel demiş:

“Sırça köşkte oturan komşusuna taş atmaz. ”

Ardından eklemiş:

“Hakkari’de saldırılar devam ediyor. PKK saldırıyor, vurup kaçıyor. Sekiz şehit haberiyle sarsıldık. Dilerim yeni şehit haberi almayız. ”

Emre Hoca doğru söylüyor.

Öyleyse.

Bölgemizde ve komşularımızdan bu tür hareketleri besleyen istikrarsızlıklar var.

Bu konuda olumlu diyaloglar mutlaka kurulmalı.

Ülkemizde dış kaynaklardan ve komşulardan beslenen,  ideolojik olarak gücünü etnik kimliklerden alarak süren terör saldırısı durdurulmalı ki çaresizlik tablosu kalksın ortadan. 

10 Ağustos 2012

Günlerin getirdiği

-Recep Yıldız ne diyor?—

Eskişehir Mobilyacılar Odası Başkanı Recep Yıldız diyor ki “Eskişehir mobilya imalatında İnegöl ve Kayseri’yi rahatlıkla geride bırakabilir.  Yeter ki ortak akıl doğrultusunda çalışma yapılabilsin.”

Yıldız 1970’li yıllarda var olan gücün kaybolduğunu vurgulayarak “Baksan’daki durum belli.  Burası er ya da geç kalkacak.  Biz Bursa yolunda 3 bin 50 dönümlük bir alana modern mobilyacılar çarşısı kuracağız.  Bunun içinde desteğe ihtiyacımız var.  Valimiz,  Kaymakamlarımız,  belediye başkanlarımız bize destek olsunlar. Tüm mobilya üreticilerini bir araya toplayalım ” diye konuşuyor.

Yetmiyor.  Oda Başkanı Yıldız devam ediyor “Bu alanda ayrıca mobilya çarşısı oluşturmayı düşünüyoruz.  Vatandaşlar bu çarşıdan rahatlıkla ihtiyaçlarını alabilmeli. Dedim ya, bunun için desteğe ihtiyacımız var. ”

Gerçekten ilginç. Baksan Sanayi Sitesi Sayın Yıldız’ın da belirttiği gibi kalkacak.  Böyle olunca ağırlığın,  Bursa yoluna kaldırılmasına ve çalışmalara bir an önce başlamasına kalıyor işler.  Siyasiler,  Vali, Kaymakamlar ve belediyeler bu sese kulak vermeli artık.  Vermeli ki,  mobilya sektörü tekrar canlanabilsin. 

  Çalışıcı politikaya var mı?—

 Emekli Vali Kadir Çalışıcı’yı, bir kaç kişiden duydum.  Pek çok okurumda sordu.  Onun için köşeme alıyorum. Sever ve sayarım kendisini.  Özel dostluğumuz da var.  Kadir Çalışıcı Eskişehir’de olumlu iz bırakan valilerden biridir Üstelik Eskişehirspor’u da çok sever.  Bu konuda desteği olduğunu da biliyoruz.  Sıradan bir taraftar gibi,  Es-Es’in yakın uzak bütün deplasman maçlarına gittiğini biliyorum.

Kadir Çalışıcı’yı uzun uzun anlatmaya gerek yok.  Başarılı hizmet yıllarından sonra,  maceralı bir emekliliğe girmiştir kendisi.  Ardından da,  politikaya soyunarak MHP’den Afyon Milletvekili adayı gösterildi.  Kazanamayınca da,  görev yaptığı,  çok seviyorum dediği Eskişehir’e yerleşerek içimizden biri oldu.  “Valiler’de yazar” diyen sayın Çalışıcı,  şimdi “ Valiler de konuşur” diyerek sosyal etkinliklere katılıyor,  gördüklerini,  bildiklerini insanlara anlatıyor.  Her neyse…  Kadir Çalışı’nın yerel seçimlere hazırlandığı söyleniyor. Doğruysa, MHP Eskişehir örgütünden böyle bir öneri almış ve “ Düşüneyim” demiş.  Ve,  gene öğrendiğimize göre Sayın Çalışıcı’ya Odunpazarı önerilmiş. Ne diyelim. Hayırlı olsun.  

-Vatandaş soruyor—

-Hastanelerin otoparkı-

Eskişehir’de Türkiye’nin en önemli sağlık merkezleri hizmet vermeye başladı.  Bunlara devlet hastanelerini de katarsanız vatandaşın sağlık sorunu güvenilir ellerde bulunuyor.  Ne var ki,  başta devlet hastaneleri olmak üzere hepsinin otopark sorunu bir türlü çözüme kavuşmuş değil. Devlet hastanelerinin ikisinde de vatandaş aracını park edecek yer bulamıyor.  Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde hasta getiren araçlar park edecek yer bulamıyor.  Devlet Hastanesi de aynı durumda.  Vatandaş çevredeki boş alanlara gidiyor.  Doğumevi hastanesi de aynı durumda…

Bir vatandaş Tıp Fakültesi’nden yakınarak, “Otopark yetersiz.  Aracı ile gelenler park yeri bulamayınca uzak yerlere gitmek zorunda kalıyor.  Rektör bu sorunu çözerim demişti olmadı.  Aynı şekilde özel hastaneler tıklım tıklım.  Bu sağlık merkezleri kurulurken oto park sorunu neden dikkate alınmadı” diyor.  Gerçekten hastanelere aracıyla gitme durumunda kalan insanlar hastadan çok araçları ile uğraşıyorlar.  Bu soruna bir çözüm bulmak gerekmez mi?