Yaşamın İçinden : Ömer Duru
Ben yazmayayım.
Eskişehirli gazeteciler yazsın diye bekledim.
Gazetelerin hemen hepsi, etkinliği haber olarak kullandığı halde, köşe yazarlarımızdan ses çıkmadı.
Hiç birisi ne Uğur Mumcu’dan söz etti. Ne , Uğur Mumcu için bir araya gelen demokrasi güçlerinden. Ne de Çağdaş Gazeteciler Derneği’nden.
Hatta bunlardan biri koluma girip:
“Etkinlik harika oldu, kutlarım ”dediği halde,
Köşesinde tek satır yazmadı.
Her neyse.
18 yıl önce Çağdaş Gazeteciler Derneği için yola çıktığımızda, şimdi yan çizenlerin tümü yanımızdaydı.
Kurucularımız arasındaydı.
Dedim ya..
Canları sağ olsun.
Hepsini çok seviyor ve çok iyi anlıyorum..
---//--
28 Nisan günü ÇGD’nin 18 kuruluş ve Uğur Mumcu’yu anma etkinliğimize katılım yığınsal oldu. Sivil toplum örgütlerinin destek verdiği etkinliğimizde geleneksel ödüllerimiz sahiplerini buldu. Ataol Behramoğlu kitaplarını imzaladı. Kamer Genç güler yüzü ile ilgi gördü. Ankara Baro Başkanı Metin Feyzioğlu hukuk adına önemli mesajlar verdi.
ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay’ın da katıldığı gecemizde, Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve ADD Başkanı Azmi Kerman hep yanımızda oldular. Çalışmalarımıza omuz verdiler.
--//--
Geçtiğimiz günlerde arkadaşım Önder Baloğlu sormuştu:
“Böyle bir etkinliği kiminle yapıyorsun?”
“Yönetim kurulu üyelerimle”deyip saymıştım:
“Nazan Koşarer, Şenay Yıldırım, Can Hacıoğlu, Sedat Aydoğan ve Can Hacıoğlu ile “Arkadaşlarıma teşekkür ediyorum..
Bilmem anlatabildim mi?
--//--
Etkinliğe gelenler arasında ÇYD, EĞİT-DER başta olmak üzere sivil toplum örgütlerinin yöneticilerinin yanı sıra, İstikbal Gazetesi sahibi Oğuz Türkmen ile Es TV ve Anadolu Gazetesi sahibi Özgür F. Demirdaş’ı gördüm. Kendilerine arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum.
Önceki gün bir sohbette bu konu sorulduğu için bu yazıya gerek duydum..
Sohbete basın dışı katılanlar sordular çünkü: Hatta isim isim saydılar.
O sohbette de söyledim..
Hepsinin görüşüne saygımız sonsuz..
Kimseye darılmak haddimiz olamaz…
---------------------------------------------------------------------------------------------------------..
4 Şubat 2012-02-02
Günlerin getirdiği
-- Esgaz ve Engin Ataman—
Esgaz’ın Genel Müdürü Engin Ataman’ı yıllar önce tanımıştım. Esgaz’ın yönetim binası Emniyet’in karşısındayken, kendisi ile birkaç kez haber konusunda görüşmüştük. Ataman o dönemlerde Genel Müdür yardımcısıydı. Genel Müdür ise İsmail Karahan’dı. Genel Müdür Karahan yanında hep Engin Ataman’ı bulundururdu. Çünkü Ataman doğalgaz konusunda olduğu gibi, doğalgazın kente yaygınlaşması içinde büyük çaba harcıyordu. Ataman doğalgaz giren yerler ve sırasıyla girecek bölgeleri karış karış biliyordu çünkü. Şimdi doğalgaz Eskişehir’de ilk yakıt olmuşsa, bunda Engin Ataman’ın emeği çoktur.
2010 yılında Karahan görevinden ayrılıp yanılmıyorsam Ankara’ya atandığında Engin Ataman ilkin vekaleten, kısa süre sonrada asaleten Esgaz Genel Müdürlüğü’ne atandı. Ataman işini sevilen bir teknik kişi. Şimdiye kadar (geçtiğimiz ay gaz basıncından kaynaklanan kesinti hariç)hiçbir aksaklık olmadığı gibi, Esgaz’dan memnun olanların sayısı da giderek artmaya başladı.
Kış soğuk geçiyor bu sene. Soğuk demek, ısınmayı gerektirir. Eskişehir’de yaşanan sıkıntıyı gören Esgaz Genel Müdürü Engin Ataman “Şubat ayı gaz tüketimini taksitlendirmeye karar vermiş” İyi etmiş. Ocak ayı doğalgaz giderini bile zor ödeyecek duruma düşen insanlar Şubat ayının tüketimini taksitlendirecekmiş. Engin Ataman ve arkadaşlarının aldığı bu karar aslında yaz aylarının ödemesine sarksa daha iyi olurdu. Ama alınan önlem, gene de vatandaşı içinde bulunduğumuz ortamda rahatlayacaktır. Genç genel Müdür Engin Ataman’ı kutluyorum..
--Gaye Usluer ve Ülker Can—
Prof. Dr. Gaye Usluer, tabir yerindeyse, koltuğunun altına üç işi birden taşıyor. Tıp Fakültesi’nde ki görevi. Politikada yüklendiği sorumluluk ve ev-sosyal işler. Geçtiğimiz günlerde sordum. Hepsinin kendisine özel durumu varmış. Onun için de hepsini de yettiğince götürüyormuş. Gaye hoca diyor ki “ Yüklendiğim görevleri seviyorum. Onun için de kendime göre başarılı oluyorum. İnsan işini sevmeli, sevilmeyen işte başarılı olunmaz.”
Prof.Dr. Gaye Usluer’in sözlerine hayır demek mümkün değil. Kolay gelsin diyorum kendisine.
Şimdilik politikaya ağırlık verdiği halde, zaman zaman önünün kesildiğini izlediğim bir başka isim ise AKP milletvekili, Eczacı Ülker Can. Kendisine özgü yapısı için de, Ankara’da dinlendiği halde, Eskişehir’de koşturan Ülker Can ile uzun süredir konuşamadım. Diyormuş ki “ Ziyaretime iş arayanlar. Bir yerden bir yere tayin olmak isteyenler geliyor. Mümkün olduğunca istekleri karşılamaya çalışıyorum” Ülker Can iyi niyetli bir politikacı. Yaptığı ve yapacağı çalışmaların özellikle bundan sonra politikaya atılacak hanımlara yol gösterici olacağının hesabını yaparak atıyor adımlarını ve, iyi de yapıyor.
Vatandaş soruyor
-Otopark sorunu—
Çarşıda, pazarda ve de caddelerde park yasağı işaretleri var. Bu işaretler “Ne suretle olursa olsun, bu yerlere araç park etmek yasaktır” anlamına geliyor. Trafik polisleri park yasağı levhasının altına park eden araçlara hem para cezası kesmesi, hem de aracı olduğu yerden çekmesi gerekir.
Eskişehir’de özellikle Hamamyoluna giriş bölgelerinde park yasağı levhaları var. Daha başka alanlarda da bu işaretlerden var. Dün arayan vatandaş dedi ki “Park yasağı levhası olduğu halde, işaretin altında araç duran yerler var. Üstelik bu yerlerin yanından trafik polisleri de gelip geçiyor. Ama kimse bir şey yapmıyor. Dikkat edin bu uygulamaya kentin pek çok bölgesinde görürsünüz..”
Okurumuzun dikkatini çeken bir başka konu da “Ana cadde üzerinde bulunan iş yerlerinin önüne araç parkını önleyici eşyalar konması” Bu bölgelerin araç parkına ve yayaların gelip geçmesi ne kullanılması gerektiğine mahsus olduğunu söyleyen okurumuz “Ben söylediğimde adamlar karşı geliyorlar. Ama zabıta ve trafik neden bu işlere karşı çıkmaz”
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...