Futbolu öğrenmek

Yaşamın İçinden Futbolu öğrenmek Babası oğlunun yalvarmasını kıramayarak maça götürm&uu

16 Mart 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Yaşamın İçinden
Futbolu öğrenmek
Babası oğlunun yalvarmasını kıramayarak maça götürmüş.
Maç başlamış.
Çocuk boyu yetmediği için,
“Sahayı göremiyormuş”
Baba oğlunu ensesine oturtmuş.
Çocuk heyacanlı bağırıyormuş:
Korner oldu, penalı, faul,
i….hakem baksana..
Gol olunca da yerinde duramıyormuş.
Babası ikinci golden sonra çocuğu indirip okkalı bir tokat atınca, yanında ki adam çıkışmış:
“Ne vuruyorsun be adam. Çocuk ne güzel futbolu öğrenmiş.”
“Futbolu öğrenmiş de”demiş adam,
“Çişim geldi demesini unutmuş”
--//--
Türkiye’de 10 milyon kişi silahlıymış.
Nüfusumuz 16 milyon aileden oluştuğuna göre,hemen hemen her ailede silahlı bir kişi var demektir.
7 Milyar nüfuslu dünyada, silah alımlarına her yıl harcanan para 1 trilyon 400 milyar dolarmış.
Dünyada silah alımlarındaki, kademelerde Türkiye 16'ncı basmakyaymış..
Varın gerisini siz hesaplayın.
.--//--
Zaten garip şeylere alışmıştık ya..
Daha da beterlerini yaşamaya başladık ülkemizde..
Oksijen tüpüne bağlanmış bir hasta gibi, toplum gerildikçe geriliyor.
Kamu görevlileri tedirgin.
Bilgisi olduğu halde, en basit olayda “Aman benden duyma”diyenlerin sayısı artıyor.
Son olarak gördük:
Yargılama sırasında “İnsanlık suçu olarak" yorumlanan Sivas davası.
“Zaman aşımına uğradı”
Dersim olayları 1938 den beri zaman aşımına uğramadı.
27 Mayıs 1960 zaman aşımına uğramadı.
12 Mart 1971 zaman aşımına uğramadı.
Ama insanlık suçu uğradı.
Başbakan Erdoğan görüşünü soranlara:
“Hayırlı olsun”diyor,
tıpkı Deniz Feneri gibi.
Hayırlı olsun..
AKP Eskişehir milletvekili Prof.Dr. Nabi Avcı’nın milli eğitim olayında kullandığı sözlere bazı okurlarımız tepki göstererek:
“Hocaya yakışmadı” dediler.
Ne diyelim. Nabi Hoca’da modaya uymaya başladı galiba.
Bu da hayırlı olsun.
--//--
Aslında futbolu yazacaktım.
Ama olmadı.
Hayırlı olsun.
 
Günlerin Getirdiği
Farklı gazeteler ve gazeteciler
Sabahları özellikle TRT kanallarında haberleri ve gazetelerin birinci sayfalarını izlemeye çalışan bir okurumuzun dikkatini çekmiş. Dedi ki "TRT devlet televizyonu olduğu için tarafsız olması gerekiyor. Ama hiçte öyle değil. Bazı gazetelere haberlerde yer verilmiyor. Tam aksine bazı okunmayan ya da çok az okunan gazetelerin haberleri gösterilerek okunuyor. Bunun bir denetleyeni filan olmaz mı? İki kez telefon ederek konuştum, ama değişen bir şey olmadı “
Okurumuz sık sık Ankara’ya gidip geldiğini de belirterek şöyle konuştu "İşim öyle gerektiriyor. Ben de hızlı treni tercih ediyorum. Burada da sinirlerim bozuluyor. Alınan gazeteler hep aynı. Yandaş dediklerimiz.. Madem yolcular için bu gzeteler alınıyor. Neden işin altına siyaset sokuluyor. Hızlı tren ekrankarına hep siyasi kişiler çıkarılıyor. Bu bir reklammıdır anlamadım. Üstelik soracak yetkilide bulamadım. Sorduğum çalışanlar, "biz bilmiyoruz"diyorlar.”
Anlaşılan okurumuz “kafayı fena takmış”.. Biz alışmaya başladık artık. Nereye gitseniz hep aynı durum çünkü. Yalnız gazeteler değil, yazarları çizerleri de aynı. Önceki gün Silivri’den tahliye olan gazeteci Nedim Şener şöyle diyor "Bazı gazete ve gazete yazarları içeride yatan ve beton dökülen gazetecilerin üzerlerinde kış betonu takviye ediyorlar” Nedim Şener, Ahmet Şık, Coşkun Musluk ve Sait Çakır haklarında istenen cezalardan fazla hapis yatarak tahliye oldular. Kendilerine geçmiş olsun diyorum.
 
Vahap Ata ve Büyükerşen
Önceki gün ES TV’nin sevilen programı Habertesi’de, arkadaşımız Soner Yüksel dedi ki "AKP’nin Tepebaşı İlçe başkanı Vahap Ata galiba milletvekilliğine oynuyor. Onun içinde iki lafından birisi Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’i suçlamak oluyor. Vahap Ata geçmişte yaşananları örnek almış gibi. Salih Koca Büyükerşen’i suçlarak milletvekili olduysa ben neden olmayayım diyor”
Arkadaşımız Soner Yüksel bu yorumu "Bursa’nın tramvay üretimine başlayacağı haberine Vahap Ata’nın getirdiği yorum üzerine yapmıştı”..Gerçekten ilginç. İstanbul’da bir fuara katılan Vahap Ata, Bursa’nın tramvay üretimine başlamasında kabahati Yılmaz Büyükerşen’e çıkararak "Mecliste tramvayla ilgili önerilerimizi Büyükerşen kabul etmeyince, tramvay üretimini Bursa kaptı. Böylece şehrin önünü de tıkamış oldu”demişti.
Vahap Ata bu ilginç açıklamasıyla, kimi suçladı acaba? Tramvay üretimini Büyükşehir’mi yapacaktı? Yoksa, her olayda öne çıkp açıklama yapan Tülomsaş'mı? Tülomsaş neden Bursa’nın yapacağı Tramvay’ı yapamamaktadır. Vahap Ata "İktidarımız Tülomsaş’a destek olmamıştır. Onun için de üretimi devlet desteği ile Bursa kapmıştır.”deseydi bu durumlara düşmezdi. Dahası sayın Ata, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’in tramvay üretmediğini, üretilen tramvaylardan satın aldığını da bilmesi gerekirdi..
 
Vatandaş soruyor
Bitsin artık bu çile
Okurumuz Muttalıp Caddesi yıkılan Köprüden arabası ile geçerken, aracını kaydırmış. Arkasından gelen ve yanından geçen araçlar yüzünden de çok güçlük çekmiş. Aracı devrilmemiş, ama çamur deryası içinden güç bela kaldırmışlar. Diyor ki "Şehrin merkezi ve en işlek caddesinin halini yetkililer görmezler mi? Bu geçit ne zaman tamamlanacaksa tamamlansın. İnanın trafiğe açılmadan önce şimdikinden daha iyiydi. Hiç olmazsa geçişler yasaktı”
İlginç bir durum. Geçtiğimiz aylarda AKP milletvekili sayın Salih Koca ile aynı konuda konuşarak demişti ki "Burası yanında trafiğe açlılacak. Geçidin üstü düzene girecek ve insanlar rahatlayacak. Bu konu da çalışmalarımıza hız verdik.”
Gelin görün ki, aradan yaklaşık altı ay geçtiği halde yıkılan köprünün üstü halen aynı şekilde perli perişan duruyor. Aracı kayan okurumuzun söylediği gibi, sürücülerin karşılıklı yardımlaşmaları olmasa her saat başı bir kaza olacak. Çalışmalar sürüyor diyen DDY’nin tabelasını” Çalışmalar duruyor”diye değiştirmek lazım galiba?
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi