Milletvekili Utku Çakırözer, koronavirüsün ekonomideki yansımalarına değindi.
Milletvekili Utku Çakırözer, koronavirüsün ekonomideki yansımalarına değindi. Çakırözer salgın nedeniyle çalışamayan işçilerin mağduriyetinin, 'İşsizlik Fonu' tarafından karşılanmasını istedi. Yerinde ve makul bir istek aslında... Ülkemizde pek çok fon bulunuyor. Ancak ne zaman bir fondan bahsedilse, hükumet kanadının ağzının suları akıyor. Tabii Allah insanı fukaralıkla imtihan etmesin... Mesela bir deprem fonumuz vardı; yandı, bitti, kül oldu... Mesela bir meşhur Varlık Fonumuz vardı. Türkiye'nin bu fon nedeniyle kısa sürede patlama yapacağı, Çin ve Almanya ekonomisini sollayacağı, kilometre kadranının son noktaya dayanacağı iddia edilmişti. Mesela bir Bireysel Emeklilik Sistemi Fonumuz vardı; onun da üzerine bir bardak su içtik. İşsizlik fonu da göstermelik olarak amacı doğrultusunda az miktarda kullanıldı elbette. Ancak, "İşyerleri kapanırsa, daha çok işsiz olur" gerekçesiyle bu fon bir takım şirketlere sermaye yardımında bulunulmak için kullanıldı. Sonuç olarak işsizlik fonu, "Bir Takım Müteahhitler Fonu" olarak kullanıldı. Açık konuşmak gerekirse işsizlik fonunda paraların çoktan suyunu çektiğini düşünüyorum. Tabii resmi rakamları görmeden ahkam kesmemek lazım. Fakat ne çare ki fonlardaki paralar da resmi olarak açıklanmıyor; aksilik işte... Özetle ve muhtemelen ne kadar fon varsa, 'Fondip' yapıp bitirdik... Yalnızca fonları da fondip yapmadık. Aynı zamanda Cumhuriyet'in ne kadar fabrikası varsa sattık. Bu da yetmedi, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 450 milyar Amerikan dolarından fazla borç para aldık yabancılardan. Şimdi o borçların faizini ödemek için kapı kapı dolanıp, yeni borçlar arıyoruz. "Müflis tüccar, eski defterleri karıştırırmış" demiş eskiler. Şimdi kıyıda köşede kalan TÜLOMSAŞ gibi şirketleri de 'Fondip' yapmanın araşıyı içindeyiz. Ben, "Muhtemelen Abdülhamit zamanından kalan bu kurum da satılacak" dediğim zaman, "Hayır! Olmaz öyle şey! Satılmayacak" diye cümleye bağırarak başlayanlar, kelimelerinin sonunu kısık sesle getiriyor. Onlar bile daha cümlelerini tamamlamadan haklı olduğumuzu anlıyor. Biz işsizlik fonuna geri dönelim. Özetlemek gerekirse inşallah Utku Çakırözer'in 'yerinde ve makul' talebi dikkate alınır. Fakat ben pek ihtimal vermiyorum açıkçası. Ne diyelim, ünlü sanatçımız Bülent Ersoy'un dediği gibi, "Sefam olsun; Oh! Oh!.."
Kastedilen alkol bu değil
Diyanet İşleri Başkanlığı koronavirüse karşı korunmak için alkol kullanımının dinen caiz olduğunu açıkladı. Tabii açıklama cümlesinin bir kısmını alarak kullanan sosyal medya kullanıcıları Diyaneti eleştirmeye başladı. Güzel kardeşim Diyanet İşleri "Alkol kullanabilirsiniz" derken, dezenfektan olarak ellerinize alkollü kolonya sürebilirsiniz demek istedi. Yoksa, "Hanıma söyleyin barbunya pilaki hazırlasın, buzdolabına küp küp buz istiflesin, cacığa sarmısağı rendelesin, cep telefonundan da sağlam bir Safiye Ayla ayarlasın" demek istemedi. Konuyu tamamen yanlış anlamışsınız.
Bu işin sonu hayır değil
Kendi evimizde güçlü Adana Demirspor'la mücadele ettik ve maçı 4 – 1 kaybettik. Dönüp de geçmişe baktığımız zaman Eskişehirspor'un son 7 haftada yalnızca 1 puan aldığını görüyoruz. Eğer ki 7 maçta yalnızca 7 puan toplayabilseydik, şu anda rakibimiz Boluspor'un 1 puan gerisinde olurduk. Fakat biz 7 haftada 7 puanlık kötü bir performans bile çizemedik. Çok kötü bir performans sergiledik. Şimdi önümüzde 6 hafta var. Teorik olarak 8 puanlık fark kapanmaz değil. Ancak bu işi Eskişehirsporlu futbolcuların başaracağına olan inancımız da azaldı. Eğer ki 7 haftada yalnızca 1 puan toplarsanız, bu işin sonu hayır olmaz...