Dün İki Eylül Caddesinden her zaman uğrayıp ekmeğini aldığım Uludağ Fırına giderken Katlı Otoparkın köşesindeki simit tezgahının camımdaki yazılı simit fiyatı dikkatimi çekti. ‘Bizde zam yok 60 kuruş’. 2013 yılının sonbaharında sözde susam fiyatlarının arttığı, unun çuvalına zam geldiği, işçilik maliyetlerinin arttığı gibi gerekçelerle simit fiyatı 70 kuruştan 85 kuruşa yükseltildi. Zamdan önce simidin gerçek fiyatı 70 kuruş olmasına rağmen çoğu yerde 60 kuruşa satılıyordu. Gerçek fiyattan satan tek tüktü.
Bugün şehirde simit satan tezgahları tek tek dolaşın. 100 tezgahtan belki 10’unda simit 85 kuruşa satılıyordur. Yarısında 75, bazılarında 70, bazılarında ise 60 kuruş.
60 kuruşa satanda para kazanıyor, 85 kuruşa satanda.
O zaman simidi 85 kuruşa satanlar halkı kazıklıyorlar mı? diye düşünmedim desem yalan olur.
SİMİT EKMEKTEN PAHALI
Ekmek 250 gram 75 kuruş, simit 110 gram, o da 85 kuruş.
Bir ekmek gramaj olarak 2 simitten daha fazla.
Lokantacılar Odası Başkanı Abdullah Karakuş’a, telefon ederek simitteki fiyat kargaşasının neden kaynaklandığını sordum.
‘Girdiler hesaplanır maliyet fiyatı ortaya çıkar. Bu maliyetin üzerine de kar marjı konur. Bu şekilde en üst satış rakamı belirlenir. Bugün bir simidin üst satış fiyatı 85 kuruş. Bu rakamın üzerinde simit satılırsa fahiş fiyata girer. Gramaj ve belirlenen standartların dışına çıkmadan isteyen 85 kuruşun altında satabilir. Kimse neden 85 kuruşun altında satıyorsun diye hesap sormaz. Rekabet olabilir. Ancak rekabet yapıyorum diyerek farklı farklı rakamlarla satılıyorsa bir mamul işte o kafa karışıklığı yaratabilir. Piyasadaki simit satış fiyatlarına baktığımda bende rahatsız oluyorum. Çünkü bu fiyat farklılığından dolayı çok fazla telefonla veya bizzat odaya gelerek şikayet edenlerin sayısı arttı. Oda olarak bizim müdahale etme gibi yetkimiz yok. Fiyat serbest.’
SATICI ÜRETİCİDEN
DAHA FAZLA KAZANIYOR
Ben mahallemizde simit satan çocuklarla da, cadde ve sokak aralarında simit satanlarla da görüştüm. Simit başına 30 ile 35 kuruş arasında kar veriyorlar simit imalatçıları.
Bu nerede ise simidin yarı parası.
60 kuruşa satan da para kazanıyor 85 kuruşa satanda. Kimse zararına satış yapmayacağına göre düşünün simitteki karı.
Bu şehirde ekmek kadar simitte tüketiliyor.
Ben Sayın Valimiz Güngör Azim Tuna’ya sesleniyorum.
Lütfen ekmek ve simit maliyetlerini araştıracak bir komisyon kurdurun.
Aradaki farkı açık seçik göreceksiniz.
110 gram simidin fiyatı 300 gram ekmeğin fiyatından daha nasıl pahalı olduğu belirlenecektir.
Öğlen iki simit bir bardak çayla karın doyuran pek çok devlet memuru var.
Okullarda kahvaltı yapmadan gelen öğrenciler simit ile karınlarını doyuruyorlar.
‘Canım bir simitten ne olacak? Zorunlu yiyecek de değil zaten’ diye düşünülmesin.
SEVELİM SEVİLELİM
Sevgi hayattaki en değerli duygudur. Hatta bazen insan yaşamının anlamı sevmek ve sevilmekten geçer. Sevginin olmadığı yerde insan yüreği taş kesilir. Etrafımıza baktığımızda neşe içinde olan, yüzü her zaman gülen insanlar dikkat edilirse mutlaka seven ve sevilen insanlardır. Sevgi öyle sihirli bir değnektir ki hastaları iyileştirir, gülmeyeni güldürür. Sevip sevilen insan, etrafına pozitif enerji yayan insandır.
Sevgi olmadan yaşamanın da bir anlamı kalmaz. Kalp, atmak için bir sebep arar ve en önemli yaşama hevesini de sevgide bulur. Daha güzel bir dünya istiyorsak sevelim. Birbirimizi sevelim, ağaçları sevelim, insanları, kuşları, doğayı sevelim. Sevgi güzellik getirir. Siz de sevin herkesi her şeyi ve de dağıtın tüm dünyaya. Çünkü sevginin getirdiği mutluluk hem bol kepçe hem bedava.
Biz bu topraklarda yaşamış, sevgi, hoşgörü ve barıştan yana olan Yunus Emre’nin, Nasreddin Hoca’nın, Seyit Battalgazi’nin torunlarıyız.
Halk Ozanı Yunus Emre’nin şu sözünü hiç unutmayalım.
“Sevelim, sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz.”