Arif Anbar yazdı
Öyle uzun uzadıya detay vermeyeceğim.
Teknik konulara da girmeyeceğim.
Rakamlarla da kafanızı karıştırmayacağım.
*
Bir süredir, Eskişehir’in yoğun gündemi içerisinde, yapay bir gündem yaratma çabası içerisine girdi biri ve dedi ki:
“Mevcut sanayi bölgemizin dışında şehrin batısı ve kuzeyinde yeni sanayi bölgeleri oluşturacağız. Bu iki sanayi bölgesi de modern, çevreyle barışık olacak.”
*
Ardından iddialı bir ifade kullandı:
“Bunlardan bir tanesi mutlaka ve mutlaka şehrin batısında olacak. Ama bugün ama 6 ay sonra mutlaka olacak. Bununla ilgili projelerimizi hazırlıyoruz.”
*
Baktı; Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’tan ciddi tepkiler gelmeye, sanayici ve kamuoyu homurdanmaya başlayınca konuyu eğip büktü ve şunları söyledi:
“İhtisas organize sanayi bölgeleri kurmayı istiyoruz. OSB kurmak öyle eskisi gibi kolay değil. Bütün altyapıları, arıtma tesisleri, sosyal imkanlarının önceden yapılması gerekiyor. Biz içinde ağır sanayinin olduğu, çevreye zarar veren sanayi bölgeleri kurmayacağız. Bizim organize sanayilerimiz ileri teknoloji ve mükemmeliyet merkezi olacak.”
*
Ancak…
Bir kentte, hiç kimse, belediyelerden bağımsız olarak organize sanayi bölgesi kuramaz!
Amuda kalksa da kuramaz.
Arkasında dayısı olsa da kuramaz.
Teşbihte hata olmaz: Kanatsız uçarak peygamberliğini ilan etse, yine kuramaz.
*
Kimden bahsettiğimi tahmin ettiğinizi düşünüyorum.
Eskişehir Sanayi Odası’nın (ESO) çiçeği burnunda başkanı olan Celalettin Kesikbaş’tan söz ediyorum.
*
Eskişehir’e yeni bir organize sanayi bölgesi kurulmalı mıdır, gerek var mıdır, varsa nereye kurulmalıdır; bunları bilmediğimi ifade etmek isterim.
Zira konunun uzmanı değilim.
Ancak bir organize sanayi bölgesinin hangi kurallar ölçüsünde kurulacağını biliyorum.
*
Eğer Celalettin Kesikbaş bilmiyorsa, anlatmak isterim.
Organize Sanayi Bölgesi Kanunu’nun ilgili maddesine göre…
“OSB’lere ait yer seçimi bakanlığın koordinatörlüğünde ilgili kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla (Büyükşehir Belediyesi’de var.) oluşan Yer Seçimi Komisyonunun yerinde yaptığı inceleme sonucunda, varsa 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı kararları dikkate alınarak oybirliği (Büyükşehir Belediyesi’de oy kullanacak.) ile yapılır ve OSB ilan edilir. Mer’i mevzuat gereğince korunması gereken ve sanayi tesislerinin kurulmasına izin verilmeyen alanlar OSB yeri olarak incelemeye alınmaz.”
*
Kısacası bu maddede ne deniyor?
“Büyükşehir Belediyesi’nin 1/25000’lik planı varsa, o plana göre ve oy birliği sağlandığı takdirde OSB kurulabilir” deniyor.
Şimdi…
Büyükşehir Belediyesi’nin 1/25000’lik planı olduğunu biliyoruz.
Dahası, söz konusu plan içerisinde, Celalettin Kesikbaş’ın OSB kurulmasını istediği alanların olmadığını da biliyoruz.
*
Öte yandan…
Bir kente ikinci bir organize sanayi kurulabilmesi için…
Mevcut organize sanayi bölgesinin yüzde yetmiş beşinin dolu olması gerekiyor. (İnşaatı tamamlanmış, işletme ruhsatı almış işletmelerce.)
*
Başlarken, “Sizi rakamlara boğmayacağım” dedim ama bu noktada zorunlu hale geldi.
Eskişehir’deki söz konusu OSB’nin alanı, 32 milyon metrekare.
Halihazırda 10 milyon 190 bin metrekare de rezerv alanı mevcut.
Yani, mevcut OSB’nin çok uzak bir gelecekte yüzde yetmiş beşi dolsa dahi, 10 milyon 190 bin metrekare alan devreye sokulup kullanılabilir.
Hatta bugün, 10 milyon 190 bin metrekare rezerv alan mevcut alana dahil edilse, OSB’deki doluluk oranı aşağı yukarı yüzde 45’lere düşüyor.
*
Tüm bunlar ışığında…
Büyükşehir Belediyesi’nin 1/25000’lik planına göre, Celalettin Kesikbaş’ın işaret ettiği alanlara OSB kurulamaz.
1/25000’lik plana göre kurulmak istense dahi, OSB’nin mevcut alanının doluluk oranının yüzde yetmiş beşi yakalayamadığı için bu istek sonuçsuz kalır.
*
Burada bir parantez açmak istiyorum.
Hani, “Ben ihtisas OSB’leri kurmak istediğimizi kastetmiştim” diyor ya Celalettin Kesikbaş.
Süper fikir!
Ancak bunun için yeni bir OSB’ye gerek yok ki.
Mevcut OSB’nin bir bölümüne, Kesikbaş’ın bahsettiği uygulama yapılabilir.
Zira mevcut OSB’nin önemli bir kısmı boş!
*
Her neyse…
Bütün bunları niye yazdım?
En başta dedim ya…
Yapay bir gündem yaratma girişimi bu.
Niye yapıldığını bilemiyorum.
Bu girişimin perde arkasında bir şey vardır mıdır ve varsa ne vardır onu da bilmiyorum.
Ancak bildiğim ve bir kez daha ısrarla vurgulamak istediğim şey şu:
Bu yapay bir gündemdir ve Eskişehir’in birçok sorunu varken böyle bir konunun ısrarla kamuoyunun önüne sürülmesi yanlıştır.
*
O nedenle bu konuyu ilk ve son defa MIH sütunlarında değerlendiriyor, “falan filan bir konu” olarak nitelendirip bugünlük köşeyi kapatıyorum.
*
NOT 1: Celalettin Kesikbaş’ın yapay gündemi nasıl gerçekleşir? Yalnız ve yalnız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan konuya ilişkin kararname çıkarırsa gerçekleşir.
NOT 2: Celalettin Kesikbaş’ın böyle bir açıklama yapmadan önce; kentin belediye başkanları, milletvekilleri, EOSB Başkanı, ilgili sivil toplum kuruluşları, ilgili odaları, ilgili sendikaları, çevre örgütleriyle bir araya gelip toplantılar gerçekleştirmemesi de, söz konusu gündemin yapaylığını ayrıca tescillemektedir.