İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş, Eskişehirli pancar üreticilerinin sorunlarına dikkat çekti.
İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş, Eskişehirli pancar üreticilerinin sorunlarına dikkat çekti. Türkiye olarak geniş ve verimli topraklarımızın olmasıyla övünüyoruz. Eskişehirli olarak da gururluyuz; bizzat Cumhurbaşkanımızın tarımsal sit alanı olarak ilan ettiği topraklarımız var. Ancak her ne hikmetse her geçen gün tarımsal üretimimiz düşüyor. Mesela Alpulu çiftçinin 280 bin olan yıllık kotasının 70 bini başka yerlere aktarıldı bile. Demek ki alın teriyle topraklarını sulayan çalışkan köylümüz, toprağını ekip biçmekten vaz geçmiş. Demek Allah'ın bize bahşettiği bereketli toprakları, beceriksizlik ve vurdumduymazlık nedeniyle boş bırakıyormuşuz. Her neyse... Biz Mehmet Ektaş'ın açıklamalarına dönelim. "Şeker pancarı üreticileri her yıl sezon sonunda sökümden sonra belirlenen fiyatlarla hayal kırıklığına uğramaktadır" diyen Mehmet Ektaş, TÜRKŞEKER kurumunun uygulamalarının "Ali kıran baş kesen" mertebesine ulaştığını ileri sürdü. Mehmet Ektaş pancar fiyatlarının belirlenme yöntemini de eleştirdi. Şimdi pancarın fiyatı nasıl belirlenir? İçinizden, "Nasıl olacak? Çiftçi ile fabrika karşılıklı masaya oturur, pazarlıklar yapılır sonra da el sıkışılır" dediğinizi duyar gibiyim. Ama bizim memlekette işler öyle olmuyor. Pancar fiyatlarını Saray belirliyor. Bu arada fiyatların geç belirlendiğini pek çok çiftçimizin avans alamadığını da unutmayalım. Hani ben Amerikalı bir mısır üreticisi olsam, mısır şurubundan 83 milyonluk Türkiye'ye tatlandırıcı satsam, bizim hükûmetimizi çok severdim. "Ne güzel" derdim içimden, "Türk hükûmeti çiftçiyi canından bezdiriyor. Böylece ben zahmetsizce Türk halkını sömürüyorum" diye düşünürdüm. Devam edelim... Şirketin ayni ve nakti sorumluluklarını yerine getirmediğini de ileri süren Ektaş, "Şirket keseri kendine yontmaktadır" diyerek üreticilerin birbirine kefil edilmesini de eleştirdi. İYİ Partili Mehmet Ektaş sözlerini, "Üreticileri, grup yapmaya, gruplarda yer alan üreticileri sözleşmelerde birbirine, kefil yapmaya zorlamak hukuka aykırıdır. Daha önceki yıllarda olduğu gibi 2020 yılında da sözleşme şartlarını karşılayamamış üreticilerin borçları diğer üreticilere yüklenmiştir" diyerek sürdürdü. "Bizden önce develere biniyordunuz. Biz geldik de asfalt yol gördünüz be nankörler!" diyen zihniyet ne der bilemeyeceğim. Ancak Cumhuriyetimizin kurucuları şeker fabrikalarını açarak memlekete büyük hizmet vermişler. Bugün kentimizin en önemli ekonomik uğraşlarından biri de şeker üretimi. Çiftçiden, işçiye kadar. Alkol üretiminden, hayvancılığa kadar o kadar büyük bir katma değer yaratıyor ki. 1933'ten beri bu kurulan fabrikanın bereketini aramızda paylaşıyoruz. Şeker fabrikalarına yan gözle bakanların, "Şu fabrikayı kapatalım, arazilerini yağma edelim" diye ağzından salyalar akarak bakanların yatacak yeri yok. Çiftçimize Allah bereket versin. Ancak Mehmet Ektaş'ın da dikkat çektiği gibi çiftçimizle uğraşmamak lazım. Sanki birileri bilerek ve isteyerek çiftçimize kötülük yapmaya çalışıyormuş gibi bir izlenime kapılıyoruz doğrusu. Yoksa yanılıyor muyuz acaba?..
Bu iş kongreye gidiyor
Eskişehirspor yönetiminin moralinin bozuk olduğu kulağımıza geliyor. Moraller nasıl bozuk olmasın ki? Takım küme düştü. Düştüğümüz ligde naklen televizyon yayını yok. Dolayısıyla doğru dürüst gelir de yok. Elimizdeki kadro da – taş çatlasın – 2'inci ligde kalmamızı sağlar. Yani bu eldeki kadroyla iyi ihtimalle 3'üncü lige düşmeyiz; hepsi bu... Yöneticilerimizin borçlarımızı ödemesi, puan silme cezalarının bir daha gelmemesi için daha çok para bulması, sonra transfer tahtasını açmak için bir dünya daha para bulması ve en nihayetinde transfer yapabilmek için yine para bulması gerekecek. Mustafa Akgören ve arkadaşlarının bireysel fedakarlıklarının sorunlarımızı aşmamıza yetmeyeceği ortada. Elimizde bir takım projeler bulunuyordu ki, bu projelerin de akıbetinin pek hayırlı olmayacağı gözüküyor. İnşallah yanılırız elbette. Son olarak "o fidanlar yetişecek" kampanyamız da pek istenildiği gibi gitmiyor. Bu satırları yazarken 16 bin 322 fidan bağışı yapılmıştı. Yani yaklaşık 325 bin liralık bir gelirden bahsediyoruz. "Para, paradır" elbette. Ancak 325 bin liranın da Eskişehirspor'un sorunlarını çözmeyeceği ortada. Eğer koskoca Eskişehirspor camiası 325 bin lira para toplayabiliyorsa, bizim bazı gerçeklerle yüzleşmemizin zamanı gelmiştir demektir. Belki de kongre kararı alıp, Eskişehirspor'a bir yönetim talip olmayacaksa, bu gerçeği de öğrenmemizin zamanı geldi. Bazen "Ne olacaksa olsun" demek en hayırlısıdır. Çünkü üç – beş taraftarın özverisiyle bu gemi yürümüyor...