Adımız Eskişehirspor…
Her zaman ve sürekli bittiği denilen yerden yeniden başlıyor. Bitmek tükenmek bilmeyen bir umut enerjisi…
Tam olarak tükendiğimiz noktada bir umut ışığı yanıyor.
Kümede kalma umutlarımızı önümüzdeki haftalara taşıyoruz. Tek bir galibiyet, bizim hepimizin mucizeyi kovalamamıza neden oluyor…
Lideri devirdik…
Bu şu anlama geliyor, herkesi devirebiliriz. Herkesi yenebiliriz. Eskişehirspor’u hafife alan kaybeder! Acıklı bir şekilde kaybeder!
Biz kazandık, Edirne Kaybetti, Anadolu Selçuk kaybetti, Kelkit kaybetti…
Şile ve Yomra ile birlikte rakiplerimiz bu 3 takım!
Hepimiz aynı duygular içindeyiz. Puan durumu, fikstür, elde kalem kağıt tüm senaryoları bir bir gözden geçiriyoruz.
Ortaya tek farklı sonuç çıkıyor…
3 maçta 9 puan alırsak biz bu ligde kalma umudumuz var…
Hatta kesin olarak kalırız…
Edirne son 3 maçını düşme hattındaki Anadolu Selçuk, Ağrı ve Şile ile oynuyor…
Şile son 3 maçtan ikisini Anadolu Selçuk ve Edirne ile oynuyor…
Birbirleriyle oynuyorlar ve birlirlerini eleyecekler.
Ve Kelkit, son 3 maçını ligin ilk 3 sırasında yer alan ekiplerle oynuyor. “Sıfır” çekme ihtimali var.
Kurtuluş, Eskişehirspor’un kendi ellerinde…
Kazanalım, bayram yapalım! Kazanalım şehir şenlensin!
ESKİŞEHİRSPOR’A YÜKSEK TAHRİK!
Klişe sloganımızdır:
-Tahriklere kapılmayın!
Peki, tahrik eden ne olacak! Olduğu gibi kalacak mı?
Eskişehirspor cezalı, tribüne taraftarımız alınmıyor. Takıma küme düştü gözüyle bakıyoruz.
İşte tam bu ortamda Eskişehir’e gelen Mersin taraftarı sabahın erken saatlerinde
Adalar’a Mersinspor pankartı asıyor.
Yüksek tahrik! Türkiye’de kendi şehrinde kendi ilinin takımını tutan tek taraftar topluluğunun ne yapması lazım. Alkışlaması mı?
Taraftarlar Birliği başkanı Murat Diri olayı tek cümle ile özetliyor:
-
Biz kendi şehrimizde kimseden dayak yiyecek değiliz sabahtan beridir bunu gösterdik herkese. Bizim buraya gelen kimseye karşı anti bir duruşumuz yok. Gelen nasıl geliyorsa öyle karışılıyoruz. Mersinlileri de bugün öyle karşıladık. Sahada da onlara hayatları boyunca unutamayacakları bir ders verdik. Eskişehirspor büyük lokmadır adamın boğazında kalır!
…/…
Eskişehirspor’u tahrik edenin kazandığı görülmedi…
ESKİŞEHİR’DE BÖYLE DEĞİL Mİ?
Türk lirası değer kaybedince en çok dikkat çeken olay nedir biliyor musunuz?
Yabancıların Türkiye’ye akın akın geliyor…
Turkish News Portal'ın röportaj yaptığı Ugandalı sanatçı
Benjamin Kaggwa, İstiklal Caddesi hakkında, çarpıcı cümleler kuruyor:
-Çok fazla yabancı insanla karşılaşıyorum ve çok az Türk var. Bu harika bir şey. Türkler nerede bilmiyorum. Belki de çalışıyorlardır. Bu cadde sadece yabancılar için. Bilmiyorum ama burası muhteşem bir cadde!
…/…
Eskişehir’de de ana caddelerde Türkçe dışında konuşanlara çok sık rastlamaya başladım.
KURT-KOYUN-İNSAN
İngiliz felsefeci Thomas Hobbes, koyun-kurt ve çoban ilişkisini şöyle tanımlıyor:
-Koyunlar ömrünü kurttan korkarak geçirir. Hal bu ki, sonunda onu yiyen çobandır.
Büyük şairimiz Özdemir Asaf’ın iki dizesi ise şöyledir:
-
Sürüden ayrılanı kurt kapar, ayrılmayanı da keserler.
Ve atalarımızdan gelen bir söz…
-Gece kurtla bir olup koyuna saldırıyorsunuz, sabah da çobanla beraber yas tutuyorsun…
GÜNÜN SÖZÜ!
Kuşkusuz ki en büyük ön yargı, etrafımızdaki herkesi 'insan' sanmamızdır. Bukowski