Eskişehirspor'un çöküşündeki sır perdesi!

Murat Dağtekin, Eskişehir’in en tecrübeli spor gazetecilerinden birisi! Birkaç gün önce bence son derece önemli bir habere imza attı…
-Eskişehirspor efsanesinin çöküşünün arkasındaki adam!
Halen kulüpte menajer olarak görev yapan Özgür Tulun’dan bahsediyor. Dağtekin’e göre kulübün “kara kutusu”

Halil Ünal ve özellikle Mesut Hoşcan döneminde yapılan yanlışları bilmesine rağmen çıkar sağladığı iddiaları nedeniyle sustuğu ileri sürüldü…
Tulun, sadece Hoşcan ve Halil Ünal döneminde görev yapmadı…
Nebi Hatipoğlu’nun başkanlığı döneminde de kulüpteydi. Kaan Ay, döneminde resmi olarak görev almasa da bazı konularda bilgisine başvuruldu. Mustafa Akgören’in başkanlığında yeniden kulübe geldi.
Hiç yönetici olmadı!
Hep kulübün çalışanıydı.
Kimi zaman genel menajer, kimi zaman sportif direktör…
Mesut Hoşcan, başkanlığı döneminde 3 yıl görev yaptı! Kulübün bugünkü borç yükünü oluşturan transferlerin büyük çoğunluğu onun döneminde gerçekleştirildi… Profesyonel kulüplerde menajerlik ve sportif direktörlük önemli görevler! Futbolcu transferleri nasıl gerçekleşti. Futbolcular nasıl geldi, nasıl gitti!
Sadece bir kaç maç oynayan ya da hiç oynamayan futbolcular nasıl milyon dolarlar aldı…
Susmayın açıklayın!
 

KİMSEYE HESAP VERMEM!

Murat Dağtekin’in haberinin ardından Özgür Tulun önce “konuşma kararı” alıyor. Daha sonra da “ben kimseye hesap vermem” diyor!
Haklı tabi ki!
-Hesap vereceğiz, diye yönetime gelen ekibin önemli bir parçasıydı. Baktı ki kimse hesap vermiyor kendisi niçin hesap versin!
Tulun, kamuoyuna hesap vermek zorunda değil zaten! Çalışanı olduğu Eskişehirspor ve onun yönetimine hesap vermek zorunda!
Başkan Mustafa Akgören, “hesap sormuyorsa” kim ne diyecek! Üstelik Akgören ilk Mesut Hoşcan yönetiminde de yer almıştı ve demek ki Tulun’u tanıyor, biliyor ki bir kez daha önemli bir göreve  getiriyor!
 

NAMUS MESELESİ!

Tulun…
Altay maçında yedek kulübesindeydi…
Ortam bir anda gerildi! Kulübenin orası karıştı! Özgür Tulun diyor ki, “Kulübün namusunu kurtardım”
65 gün hak mahrumiyeti cezası aldı! Bu kendisini ilgilendiren bir durum! Ancak bir de para cezası var! 21 bin 500 lira!
İnsan sormadan edemiyor!
Para cezası ve hak mahrumiyeti almayanlar kulübün namusunu korumadı mı?
Kulübe kasayla domates, tenekeyle peynir yardımlarının yapıldığı dönemi hatırlıyorsunuz değil mi?
Süper Lig’de önemsiz bir paraydı! Belki de otel lobilerinde “bahşiş” olarak veriliyordu. Ama şimdi büyük bir rakam!
Aklımda şu soru var!
Acaba yöneticiler arasında bu ceza kadar kulübe “bağış” yapan var mı?
 

AVUKATLAR DA UNUTULMAMALI!

Kulüp Menajerlerinin dışında bir de kulübün avukatları var!
Bu avukatlarla ilgili iddialar karşısında şaşırıp kalıyoruz! Hem kulübün avukatı hem futbolcunun avukatı olan isimler var mı?
Ya da ufak bir evrak unutulmuş, zamanında bildirim yapılmamış, evraklar kaybedilmiş, bir çok bürokratik işlem ya yapılmamış ya eksik yapılmış…
Böylesi hukuki hatalar nedeniyle de kimi futbolcu parası ödendiği halde serbest kalmış, kimi futbolcu sözleşmede yazılandan fazla ücret almış.
Ne yazık ki tüm bunların hiç biri sorgulanmamış.
Bir kulüp çalışanı, bu hataları sistematik olarak yapıyorsa, ne düşünmek gerekir!
 

GÜNÜN SÖZÜ!

Türk futbolunun özeti…
Arma Başkan İdari menajer…
Bu şeytan üçgeni her kulüp taraftarı sömürür! Sonuç borçlanmış batmış kulüpler!
Uğraş Erkayman