Türk Telekom Arena’da Galatasaray’a en formda dönemde geçit vermedik. Atatürk Stadyumu’nda Fenerbahçe elimizden zor kurtuldu. Avni Aker de Trabzonspor’a futbol dersi verdik ve İnönü’de Beşiktaş’a futbolun 90 dakikalık basit bir oyun olduğunu bir kez daha ispat ettik. Belki hepsinde galip gelemedik ama hiç birine geçit de vermedik 4 büyükler adının biraz sahte ve ezberci bir gerçek olduğunun altını çizdik.
Lig’de birkaç maçta kaybettiğimiz puanlar bizi şu an liderde yapabilirdi ve ilerleyen dönemde o yarıştan kopmayacağımıza delalet eden önemli bir ivme yakaladık.
Eskişehirspor eldeki oyuncu çeşitliliği ve bütçesiyle şu ana kadar sportif anlamda başarılı bir dönem geride bıraktı. Teknik Direktör Ersun Yanal zaman zaman katılmadığım düşüncelere sahip olsa da takımı hücum anlamında zengin, direnişçi ve akıllı futbol oynayan bir noktaya getirdi. Kulüp Başkanı Halil Ünal kulüpler birliği başkanı olarak hem Federasyon hem de Süper Lig üzerinde lobi gücü olan bir isim, buraya kadar her şey güzel ve pozitif ama bazı tablolar da eksikler ve özlenen renkler var.
Evet, biz taraftar olarak Türkiye’ye nam salmış, tribün kültürüne yeni bir boyut kazandırmış olabiliriz. Biz deplasman öykülerini yeniden başlatan bir takımın neferleri olabiliriz ama biz bu sene biraz eksiğiz. Hem içeride hem dışarıda eskiyi özlettiriyoruz.
Belki bazılarınız kızacak ama bazı gerçekleri de görmezden gelmememiz lazım. Kendi evimizde oynadığımız maçlarda bile tribünlerde bir yeni beste, güçlü bir ses ve tribünler arasında uyumlu bir koro göremiyoruz çok zaman. Ateşli olan bir kısmın iteklemesi ile bazı maçlarda ve anlarda tüylerimizi diken diken yapan o güçlü ses ve uyumu her maçta görmek istiyoruz. Yağmur, kar dinlemeden o eziyete katlanarak üretimde bulunmak ne kadar zor iyi bilirim ama geçmişte bunu yapanlardan alınan bayrağı bir adım ileri taşımak gerektiğini de bilmemiz gerekiyor.
İstanbul dışı deplasmanlarda eskisi gibi kalabalık değiliz, organizasyon anlamında eksiklikler çok ve tribün grupları arasındaki ilişkiler görünen o ki çok sıcak değil. Unutmamak lazım ki Eskişehirspor kimsenin tekelinde değil, kimse tek başına bu takıma yapılacak desteğin boyutunu, şeklini, rengini belirleyemez ama bazılarının öncü olması, biraz daha gayret etmesi ve en azından organize anlamın da bu takımın gücüne daha fazla katkı vermesi gerekiyor.
Sadece Afyon, Konya, Cebeci deplasmanları değil eskiden Eskişehirspor’un tüm deplasmanları tarihi yeniden yazdırırdı. Bu sezon bu efsaneye bir adım ileriye taşımak adına önemli bir fırsat var ve bunun için herkese görev düşüyor. Hadi hepimiz bir el atalım ve Eskişehirspor taraftarının gücünü tüm Türkiye’ye yeniden gösterelim. Hadi Beyler Efsaneye bir el atalım.
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz. Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)