Yaklaşık bir aydır Eskişehirspor Kulübü’nün yönetim kurulu üyeleri arasında rotasyon yapılacağı konuşuluyordu. Hatta rotasyonun Kurban Bayramı öncesi yapılması bekleniyordu. Bayram sonuna bırakıldı.
Önceki gün kulübün resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, beklenen rotasyonun gerçekleştirildiği duyuruldu. Eskişehirspor Kulübü yöneticileri arasında rotasyon yapılacağı haberlerinin basında yer almasından sonra, kulaktan kulağa bir şeyler fısıldanmaya başladı.
Ve sonunda rotasyon gerçekleşti. Başkan Mesut Hoşcan, olağanüstü kongrede aldığı yetki ile bazı yöneticileri aktif görevlerinden alarak daha pasif görevler verdi.
Her ne kadar yönetim kurulunun ortak kararı denilse de başkan Hoşcan, kafasında yaptığı görev değişikliklerinin yönetim kurulunda resmileştirilmesini talep etti. Yönetim Kurulu üyeleri de başkanın bu isteğine ‘evet’ dediler.
PASİF GÖREVE GİTTİLER
Mevcut yönetim yaklaşık 16 aydan beri görevde. 16 aydan beri mevcut görevlerini yapan isimler madem başarısızlardı neden bugüne kadar bu görevlerinde kaldılar? Sezon biter bitmez bu isimler o zaman mevcut görevlerinden alınsalardı.
Ha diyecekler ki: ‘O zaman tüzük bu rotasyonu yapmaya uygun değildi. Olağan üstü genel kurulda yapılan tüzük değişikliği ile bu yetkiye başkan sahip oldu. Bu yetkiyi kullandı.’
Mehmet Akman, Rıdvan Çakırgöz, Yüksel Pilgir, Aytekin Aykın ve Bekir Sıtkı Saraç, mevcut görevlerinde beklenen performansı gösteremedikleri! Gerekçesiyle görev yerleri değiştirildi ise, üstlendikleri yeni görevlerinde nasıl bir performans gösterecekler?
*1,5 yıla yakın aktif görevde bulunan 5 yöneticinin yeni görevlerinde çok mu başarılı performans sergileyecekler?
*Bu moral bozukluğu içerisinde nasıl görev yapacaklar?
*Bu saatten sonra onlardan yönetim içerisinde nasıl bir uyumlu çalışma beklenebilir?
*Aktif görevden pasif göreve çekilen isimlerin, muhtemelen beklenen performansı gösteremedikleri gerekçe gösterilecek.
Rotasyon ne için yapılır? O kişi görevinde beklenen başarıyı gösteremediği için değil mi? Eğer bu isimler gerçekten başarısız ise neden yönetimde kalmaları isteniyor? İstifalarını isteyin!
MESUT HOŞCAN’DA TEK ADAM OLMUŞ
Mesut Hoşcan, yaklaşık 3 yıl birlikte görev yaptığı Eskişehirspor Kulübü Başkanı Halil Ünal’ı,’Tek adam. Yönetime sormadan tek başına her şeyi kendi hallediyordu’ şeklinde eleştirerek istifa etmişti.
Dün Teknik Asbaşkan ve Transfer Komitesi üyesi iken pasif görev olan sade yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirilen Mehmet Akman, Yenigün Gazetesi Spor Müdürü Murat Dağtekin ile Anadolu Gazetesi Spor Muhabiri Ahmet Deniz Canoruç’a bomba açıklamalar yapmış.
Halil Ünal’ı ‘tek adam’ olmakla suçlayarak yönetim kurulundan istifa eden Mesut Hoşcan’ı, kendi silahı ile vurdu!
‘Mesut Hoşcan tek adam oldu. Sabah tesislere geldiğimde her gün yeni birilerinin işe alınmış olduğunu görüyorum. Bunlardan yönetim kurulu üyelerinin haberleri yok. Tek adamlıktan uzak, şeffaf, demokratik, bir yönetimin olduğuna inanarak bu yola girdik. Her şey çok güzel gidiyordu. Seçimden sonra gün geçtikçe ‘Biz’ olayı ‘Ben’ olayına çevrilmeye başlandı. Doğru olmayan hiçbir şeyin yanında olmam. Zaten dediğim gibi şu an bunun bedelini ödüyorum. Ben bu zamana kadar yaptığım itibarı, değeri kimseye yedirtmem. Kimse kusura bakmasın. Ekip değişikliği bireysel olarak değil ekip tarafından belirlenmesi gerektiğini savundum. Ancak 2 yönetici ‘hayır lider bu değişikliği yapabilir’ diye çıkıştı. Sonra oylamaya geçildi. Yani yönetim kurulu toplantısında oylama yapıldı bu yetki başkana verilmedi. Sonra genel kurulda bu rotasyonun yapılacağı onaylandı. İşte çatlak burada patladı. Bu kulüpte tek adamlık olmayacaktı. Tek merkezlik yönetimi gelmeye başlandı.’
TESTİ ÇATLADI, ARTIK SU TUZMAZ
Yapılan son operasyonlarla Eskişehirspor’da testi çatladı. Bu saatten sonra bu testi zor su tutar. Hele hele hiç temenni etmiyorum. İnşallah yaşanmaz. Birde Bursaspor ve Mersin İdmanyurdu maçlarından sıfır (0) puanla çıkılırsa, ilk yarının sonu beklenmeden yönetimden istifalar başlar.
İşte o zaman Eskişehirspor’a kim daha çok zarar vermiş vermemiş ortaya çıkacaktır. Ertuğrul hoca, yönetim içerisindeki testinin çatladığını futbolculara fazla yansıtmadan sadece kendilerinin sahaya çıkıp futbol oynamaları konusunda telkin etmeli.
Eğer bu huzursuzluk futbolculara da sıçrar ise işte o zaman yolun sonunun nasıl olacağını tahmin edemiyorum!
BİRLİĞİMİZİ BÖLEMEZLER
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Islahıye’de sığınmacı kamplarında Suriyelilere, ’Esed gitmeli’ diye hitap ederken,’Kobani ha düştü ha düşecek’ şeklinde sözleri üzerine, HDP’liler Kürtler’e sokağa çıkarak, Kobani’deki IŞİD saldırısını protestoya davet etti.
Bu davet üzerine IŞİD saldırısını sözde protesto eden Kürt’ler, ortalığı savaş alanına çevirdiler. Yaktılar, yağmadılar.
30’u aşkın ile çıkan olaylarda 35’e yakın kişi hayatını kaybetti. Bingöl’de ise, sokakta denetim yapan Emniyet Müdürü Atalay Erkan ile Müdür Yardımcısı Atıf Şahin ve yanındaki polisler silahlı saldırıya uğradılar. Olayda Emniyet Müdürü Atalay Erkan ağır şekilde yaralanırken, Müdür Yardımcısı Atıf Şahin, Komiser Hüseyin Hatipoğlu şehit oldular.
HDP’lilerin Kürt vatandaşları sokağa davet etmesiyle çıkan olaylardan ve hayatını kaybedenlerden dolayı pişmanlık duyup duymadıklarını bilmiyorum. Olayların ateşi sönmüş olsa da yine devam ediyor.
Bu ülkede yaşan Kürt vatandaşları da bu ülke için milli mücadele de yer almış insanlar. Birileri Türklerle Kürt vatandaşlarını karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Ki bunda da başarılı oluyorlar. Bu ülkede yaşan Türk vatandaşlarının Kürt’lerle hiçbir sorunu yok. Önemli olan Türk, Kürt, Çerkez, Laz, göçmen olmak değildir. Önemli olan tek bir tarafta olmaktır. Ülkenin bütünlüğü için uğraşmaktır. Dağıtmak için değil.
Herkesin etrafında Kürt, Türk, Laz, Alevi, Çerkez v.s. var. Bugüne kadar bu insanlar arasında kavga çıkmadı. Kimse kimseye ektik kimliğe bakmadan arkadaş, dost oldu. Kız aldı, kız verdi. Kimse, kimseyi etnik kimliğine bakarak dışlamamalı. Dışlamak isteyenleri de bu hareketinden vazgeçirmeye çalışmalıyız.
Bu olay aynı milli takım da futbolcu olmaya benziyor. Fenerbahçeliler Galatasaray’dan, Galatasaraylılar Fenerbahçe’den gol yiyince veya yenilince üzülüyor mu? Sonuçta hepsinin üzerindeki forma tek ay yıldızlı forma. Kürtün de Türkün de Lazın, Çerkez’in, Alevinin, Sünni’nin de yaşadığı bu topraklar Türkiye topraklarıdır. O yüzden herkes kardeştir. Birbirimize kardeş gözüyle bakmalıyız.
Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle, Lazıyla asırlardır omuz omuza bu millet. Kimse bölemeyecektir bu birlik ve beraberliği. HEPİMİZ KARDEŞİZ
FIKRA:
Korkulu Rüya
Küçük Temel, ayakkabılarını çıkarmadan yatağa girmişti. Annesi:
-Ne o çildirdun mi?
-Ne yapayim anacuğum, dün gece korkuli bir rüya gördüm da..
-Nasi rüya?
-Dün akşam çiplak ayakla kırık camlarun üstünde dolaşayidum. Bu akşam da aynı rüyayı görürsem ayaklarım kanamasun diye giydum.