Bir hafta önce ilan edilen sokağa çıkma yasağı skandalının aksine, bu haftaki yasağa Eskişehirliler harfiyyen uydu
Bir hafta önce ilan edilen sokağa çıkma yasağı skandalının aksine, bu haftaki yasağa Eskişehirliler harfiyyen uydu. Demek ki yöneticilerimiz doğru düzgün karar aldıkları zaman, vatandaş da sıkıntı yaşamıyormuş. Siz eğer ki 2 gün sürecek bir sokağa çıkma yasağını yalnızca 2 saat önce açıklarsanız, işleri elinize – yüzünüze bulaştırmış olursunuz. Ondan sonra, "İstifa ediyormuşum gibi fotoğrafımı çek kanka!" deseniz de itibarınızı kurtaramazsınız. İnsan evlatları kendi kabahatleriyle yüzleşmek yerine, suçu başkasına atmayı pek sever. Yıllarca muhalefet halkla bütünleşemedi ve vatandaşı, "Câhil, geri kalmış, bidon kafalı" diye tanımlamaya kalktı.
Eğer ki bir siyasi oluşum kabahati vatandaşa atıyorsa, tükenmiş demektir. Şimdi aynı şeyi iktidar cenahı yapmaya başladı. Umarın kendi hatalarıyla yüzleşme cesaretini gösterirler. Zira 16 yılda yapmadıkları hataları, son iki seneye sıkıştırmayı başardılar.
Cezayı acımadan yazsınlar
Emniyet yetkilileri, yasaklara uymayan vatandaşlara göz açtırmıyor. Son olarak Eskişehir'de 20 yaşın altında sokağa çıkan 17 kişi hakkında cezai işlem uygulanmış. Polisler ayrıca 65 yaşın üzerinde olan 9 kişiye ve bireysel mesafe kuralını hiçe sayan 32 kişiye de ceza kesmiş. Market ve pazarlarda da denetleme yapan emniyet güçleri, 34 esnafa ceza kesmiş... Şimdi İçişleri Bakanlığı'nın yasaklamaları, vatandaşa kötülük olsun diye yapılmıyor. Bakanlık yetkilileri bu yasakları toplumun genel sağlığını korumak için ilan ediyor. Bu yasaklara uymayanların kendi canlarını hiçe saymaları çok da umurumuzda değil. Ancak hastalık taşıyan herkesin, pek çok kişiye bu illeti bulaştırma riski olduğunu biliyoruz. Yani vatandaşın, "Can benim değil mi arkadaşım? Kurallara ister uyarım ister uymam" deme lüksü bulunmuyor. Çünkü kurallara uymayan her bir vatandaş, onlarca yurttaşın canını tehlikeye atıyor. Kurallara uymayanlara acımadan ceza kesen emniyet yetkililerini tebrik ederim. Çünkü ceza kestikleri kişiler de bizlere acımıyor...
Dişimizi sıkacağız
31 şehre giriş çıkışları yasaklayan kararname, görülen lüzum üzerine 15 gün dana uzatıldı. Aslında şehirler arası yolcu ve yük taşınmaması ekonomiye ağır bir darbe indiriyor. Öte yandan bu önlemleri de almamız lazım. Bazı kişiler "Alt tarafı 1.980 kişi öldü. Abartmaya ne gerek var?" diye düşünüyor. Öncelikle bu sözlerini o 1980 kişinin ailelerine yüksek sesle tekrarlamalarını önermiyorum. Ayrıca aldığımız olağanüstü önlemler olmasaydı, şu anda ölüm sayılarını – muhtemelen – 100 binlerle ifade ediyor olacaktık. Hatta hastanelerdeki aşırı yükün, diğer hastalara sağlık hizmeti götürülmesini engelleyeceğini de hesaplarsak, belki de milyonlarca insanımız, yalnızca Türkiye'de hayatını kaybedebilirdi. Özetlemek gerekirse alt tarafı' 1980 kişilik ölüm listesinin, 'Üst tarafı' milyonlara ulaşmaması için çabalıyoruz. Biraz daha sıkacağız dişimizi arkadaş. Hiç söylenmeden tahammül edeceğiz...