Eskişehirlilerin kitabı!

Dikkat ediyor musunuz bilmiyorum, son yıllarda kitapçıların raflarında hep aynı kitaplar var. Sanki gizli bir el bizi o kitapları okumaya yönlendiriliyor…
Bir örnek vermek istiyorum…
Son 5 yılda Sebahattin Ali modası çıktı…
Yer gök Sebattin Ali’nin kitaplarıyla dolu… Sebahattin Ali’nin büyük yazarlığı elbette tartışılamaz. Ama kitaplarının bir çok yayınevi tarafından basılmasının bir nedeni var!
Telif ücreti yok!
Bir çok eser, belli bir süreyi geçtikten sonra herkes tarafından basılıp çoğaltılabiliyor. Telif ücreti düşüyor sizin anlayacağınız.
Rus klasiklerinin çok basılmasının nedeni de bu…
Seneye telif ücreti olmayacak başka yazarlarımızın kitapları da raflarda olacak!
Bir de belli yazarların reklam ve pazarlama tekniğiyle okurlara ulaştırılması var! Öyle bir reklam bombardımanı var ki o yazarın kitabını almak zorunda kalıyorsunuz.
Peki Türkiye’de roman, deneme, şiir, öykü kitabı yayımlanmıyor mu?
Hep popüler isimlerin kitaplarına mı mahkumuz!
Bir yayınevinden bahsetmek istiyorum…
Dorlion yayınları! İnsancıl kitapevinin sahibi Ahmet Kaygusuz arkadaşımın yönettiği yayınevi edebiyat ve düşünce dünyamıza bir çok yeni isim kazandırıyor. Gerçekten nitelikli olan kitapların okuyucuyla buluşmasını sağlıyor.
Bakın son dönemde çok değerli yayınlar çıkıyor. Son olarak Eskişehirli dört ismin kitabı yayınlandı…
Serkan Demir, Murat Şekertürk, Dr. Hicran Atatanır, Aysel Yılmaz…
Birbirinden farklı edebi eserler. Farklı alanlar!
Edebiyata, bilime, çalışma hayatına katkı verecek eserler. Şunun için yazıyorum, Türkiye’de, Eskişehir’de insanlarımız çalışıyor, üretiyor. Eğer tanınmayan çok bilinmeyen bir yazarsanız kitaplarınız okuyucuya ulaşmakta zorluk çekiyor. Desteklemek sahip çıkmak gerekir. Belediyeler, odalar, sivil toplum örgütleri bu kitapları az sayıda da alsa, kütüphanelerine koysa, gelen konuklara armağan olarak verse, yazı dünyasına minik de olsa bir katkı sağlamış olur!
 

BİR NEHİR GİBİ
Serkan Demir’in “Bir nehir gibi”  isimli şiir kitabıyla yazın dünyasına adım atan isimlerden oldu. Kitaptan bir dize:
Göçer giderim buralardan/ Sebepsiz ve sorgusuz/ Hüznümü de alırım yanıma/ Taşarım her yağmur sonrası/ Cümleler sığmaz/ Kalbimin mazgallarından/ Alır götürürüm verimini gecelerin/ Ayazda kalır buraları…
 

DÖNÜŞTÜRÜCÜ GÜÇ ETKİLİ İLETİŞİM
 
Murat Şekertürk’ün, kitaptan bir cümle:
-Onu siyasal veya sosyal sistemlerin varlığını sürdürmesinin bir aracı haline getirip durağanlaştırmak, bireyi dışladığı gibi iletişimi kendi oluşturacağı sistemle boğmak anlamına da gelmektedir.
 

İŞ YAŞAMINDA EŞİTLİK
Dr. Hicran Atatanır’ın kitabından bir tespit:
-“Öteki” kabul edilen insanlara reva görülen muamele, reva görenlerin de bu eşitsizlik denklemindeki değerini ve yazgısını belirler.


KUM SAATİNDEKİ AKREP
Aysel Yılmaz anlatıyor:
- Oyuncak ustasıyız ikimiz de; bu yolda, çocukların gülsün diye yüzleri, bülbül şarkı söylerken güle, gülü gül ile tartıp gül yüzlü çocuklara oyuncak eyleriz, onlar gülüp eğleşti mi, biz de güler eğleniriz…
 

EMİN BEYİN GÖZYAŞLARI!

 
Türkiye’nin ilk sanayicilerinden Vehbi Koç’unbir çok anısı var. Zaman zaman okuyorum. Notlar çıkartıyorum. Eskişehir’in ilk milletvekillerinden olan Emin Sazak ile ilgili bir anısını da yeni okudum.
Vehbi Koç, kendisi anlatıyor:
-Benim üzerimde iz bırakan müteahhitlerden biri Eskişehir Milletvekili Emin Sazak’tı. Bir gün İş Bankası’nın karşısındaki yazıhaneme geldi, oturdu, bana şunları söyledi:
“Ben müteahhitlikten çok büyük paralar kazandım. Hangi işe girmişsek kâr ettik. Etrafımdaki mühendisler, ‘Emin Bey sen peygamber gibi adamsın’ dediler, bana gurur geldi. Kendimi peygamber değilse bile en akıllı adam sandım. Bir orman işine girdik, büyük paralar kaybettik, hiçbir şey olmadığımı anladım. Anlaşma gereğince paraları bir hafta içinde götürmezsem iflas ettirecekler. Ankara’da Işıklar Caddesi’ndeki apartmanı, yakınındaki küçük binayı ve Yenişehir’deki arsamı alacaksın, 196 bin lira açığım var, bu parayı bana vereceksin…”
Emlak almaya niyetim yoktu, “Müsaade buyur, bir göreyim” dedim. “Görmeyeceksin” dedi ve o dev gibi Emin Bey’in gözünden yaşlar boşandı. Dayanamadım, “Aldım” dedim. Emlak fiyatları arttı, ben zarar etmedim. Emin Bey servetinin çoğunu kaybetti.
 

SEÇTİKLERİMİZ

Bunları siz seçmediniz:

• Doğum yerinizi
• Ten renginizi
• Anne- babanızı
• Cinsiyetinizi
• Ana dilinizi
• İsminizi
• Kökeninizi

 
Ama böyle olmayı seçebilirsiniz:

• Adil
• İyi kalpli
• Cömert
• Dürüst
• Saygılı
• İyimser
• Mütevazı
• Vefalı
• Kültürlü
• Hayvansever
• Doğasever

 
 

KIYMET!

Bir yazar şöyle diyor:
İşitme engelli bir çocuğun yazarak en merak ettiği şey şu olmuş:
-Güneş doğarken ve batarken ses çıkarıyor mu?
Bu soru beni çok etkiledi. Elimizdekilerin değerini anlayamıyoruz demek ki.
 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ