Eskişehirliler gurur duydu

Kısa adı TEİ olan Tusaş Motor Sanayii, nicedir beklediğimiz güzel haberi basınla paylaştı. TEİ'de çalışan 250 civarındaki mühendisimiz sonunda yerli bir helikopter motoru yapmayı başardılar. "Alt tarafı bir helikopter motoru canım" diye düşünüp de bu başarıyı küçümsemeyin. Havacılık motorları yapmak dünyanın en zor işlerinden. Eğer kolay bir iş olsaydı hemen her ülke bu tip motorları üretirdi. Ancak helikopter motoru yapan ülkeleri sıralasak, iki elin parmaklarını geçmez. Şimdi bu ülkelerin arasına Türkiye de katıldı. Hem bir Türk hem de bir Eskişehirli olarak gurur duyduk.

Aslında TEİ başka motorlar da üretiyor. İHA'larda kullanılan boksör motorlardan tutun düşük tahrik gücü olan seyir füzelerinin jet motorlarına kadar pek çok başarısı var Eskişehirli kurumun. Şimdi 1.400 beygir gücünde bir helikopter motoru yapmışlar ki bu bir hayli kuvvetli bir motor olduğunu gösterir. Rusların Kamov 50 gibi canavarlarını saymazsak, dünyanın en güçlü helikopter motorlarından birini ürettiğimizi görüyoruz. Az bir başarı değil bu. Yani öyle "Türküz" diye kendi kendimizi avutmuyoruz. Sağlam bir başarıya imza atmışız. Yetkilileri tebrik ederiz.

Koronaya yenik düştü

Genellikle salgın hastalığı yenenlerden bahsederek, vatandaşlara moral vermeye çalışıyoruz. Ancak gerçekleri – eğip bükmeden – anlatmak da vazifemiz. Son olarak Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyemiz Yunus Arıkaya'yı salgın hastalığa kurban verdik. Merhuma Allah'tan rahmet sevenlerine baş sağlığı ve sabır dileriz. 61 yaşındaki Arıkaya'nın önünde yıllar vardı. Eskişehir halkına ve gönülden bağlı olduğu AK Parti'ye daha uzun yıllar hizmet edebilirdi. Ancak bu amansız hastalığa yenik düştü. Başka Yunus Arıkaya haberleri vermek istemiyoruz. Lütfen kurallara uyun...

Alan şişman almayan pişman

Memlekette ne kadar altın yumurtlayan tavuk varsa, hepsini Katarlılara veriyoruz. Son olarak İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın yüzde 10'unun yanı sıra, Antalya Limanı da gitti. Elbette resmi ziyaretlere beyaz entari ve plastik terlikle gelen Bedevi dostlarımız, Antalya Limanı'nı ceplerine atıp gidecek değiller. Ancak satılan milli servetlerimizin kaça satıldığını öğrenmek de en doğal hakkımız. Açıklama yapılmadığına göre "Öyle komik rakamlar söz konusu ki, rakam açıklamaya utanıyorlar" diyesi geliyor insanın. Yakında Türk Milleti'nin mallarının üzerine, "Bir fabrika alana ikincisi bedava" veya "Alan şişman, almayan pişman" gibi yazılar asabiliriz. Hatta "Patron çıldırmış olmalı" daha bir oturuyor sanki...

Sahi kaça satıyoruz milli servetlerimizi? Fakat bu soruyu soranlar hemen susturuluyor. Geldiğimiz noktada 5 buçuk müteahhitin dışında mutlu olan yok. Üstelik her geçen gün binlerce esnafımız kepenk indiriyor. Aldığınız paraları bari esnafa dağıtın, vatandaşın azıcık yüzü gülsün...

O aşıyı yaptırın

Son zamanlarda bilim karşıtı çevrelerin sesi giderek daha gür çıkıyor. Yanlış anlamayın, bu durum bütün dünyada görülen bir eğilim. Hatta ülkemizde çocuklarına aşı yaptıranların oranı yüzde 98 civarında. Yani bizdeki aşı karşıtları, dünyadakinden daha az. Öte yandan bizde de başka saçmalıklar var. Mesela Karadeniz'de koronaya karşı tedbir olarak üfürükçü çağıran köylülerin ibretlik hikayelerini duymuşsunuzdur. Cinci hoca tam 136 kişiye hastalığı bulaştırmış.

Dünyanın düz olduğunu savunanlar mı ararsınız? Yoksa kovid -19 diye bir virüsün aslında hiç olmadığını iddia edenler mi? Cahillerden cahili seçip beğenin artık...

Kendi adıma söylüyorum; bana sıra gelsin, koşarak aşı yaptırmaya gideceğim. Siz de yaptırın. Kendinizi düşünmüyorsanız çoluğunuzu çocuğunuzu düşünün. Mahallenizdeki işe yaramaz dedikoducuları değil, bilimadamlarını dinleyin.