Eskişehirli Atilla

Görüşler Eskişehirli Atilla Yıl 1971... Muhtıra verilmiş, onlarca gazeteci içeri alınmış, ya

18 Aralık 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Görüşler
Eskişehirli Atilla
Yıl 1971...
Muhtıra verilmiş, onlarca gazeteci içeri alınmış, yazıp çizmek çok güç...
Aynı günlerde "Sakarya" da bir trafik dizisi yayımlıyorduk... Tam son yazıyı hazırlarken bir telefon:
"Sıkıyönetim Komutanı’nın makam otosu Köprübaşı’nda ve park yapılmaz levhasının altında, bunu da yazsana!..”
Hemen halen "Sabah" ta çalışan arkadaşımız "Kemal Özuğur" la olay yerine gittik...
Söylenen doğruydu...
Üstelik içinde komutan yoktu, eşi bankaya para çekmeye gelmiş... Kemal fotoğrafı çekti ve haberi birinci sayfadan verdik:
"Sıkıyönetim Komutanı da trafik yasalarına uymazsa, biz ne yapalım!.."
Ertesi gün doğru Merkez Komutanlığı’na alındık...
"Bir hafta misafir olduk Kemal’le..."
…….
Şimdi düşünüyoruz da, böyle bir yazı yazılır mı?
"Hem de Sıkıyönetim Komutanı'na..."
Gençlik işte…
Ve de üstad "Naci Gelendost"un sözünden etkilendik galiba!.. Sık sık nasihat verirdi:
"İçeri girmeden gazeteci olunmaz!"
"Alaylı-mektepli"derken, bir de "parmaklık" çıkmıştı karşımıza!.. İşin "kara-mizahı" tabii…
Günümüzün Türkiye’sine bakin!..
"Onlarca gazeteci içerde..."
Bu utanç verici tabloda dünyada şampiyonuz...
Yılmaz Özdil hafta sonunda yazıyor:
-2009’da Mustâfa Balbay"ın yanına ilk giren oydu... "Yalnız değilsin" dedi... Bununla kalsa iyi... 2012’nin Aralık ayına kadar herkesi götürdü oraya... "Atilla Sertel" o... İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı...
"Hasan Tahsin Onur Ödülü onun hakkı..."
…….
Biliyor musunuz?
Eskişehirli ve bir Tepebaşı çocuğudur Atilla...
80’li yıların ortalarında tanımıştık kendi¬sini... "Güneş Gazetesi"nin İzmir bürosunda çalışıyordu.
Eskişehirspor maçlarında birlikteydik…
"Silivri'deki yüreklere özel bir yaşam aşısı sundu…”
Yılmaz Özdil’e teşekkür ediyor, Atilla’yı sevgiyle kutluyoruz...
"Eskişehir’e ayrı bir onur verdi..."
 
Günün Şiiri
Dolanıyor
Bir gece düşün, ılımlı bir güney gecesi
Gökyüzü asma bahçe
Ya da çiçek açmış bir ulu ağaç Tuba
Havada kökleri yağmur gibi ince ince
Gölgesi bir uçtan bir uca vurmuş toprağa
Gelip durmuşuz kaç güneş boyu ötede
Gökağacın dalları sallanıyor üstümüzde
Dallar sen ve ben ve doğa
Zaman ve zamansızlık iç içe
Bir süre tanrıca güzel kıldığı şiirin
Düşle gerçek arasında saydam
Ay dolanıyor çevremizde dudakları kan
Denizden çıkmış gibi mavi kokuyor terin
Çıplaklığı göğsünün güllerce...
Hasan Şimşek (Varlık-1959)
 
Bir Nobel daha!
Bir TV programında "Genco Erkal" diyor ki:
" Öyle bir baskı dönemindeyiz ki, hiç beklemediğimiz insanlar bile bizim oyunları izlemeye gelmeye korkuyorlar..."
Genco Erkal, "Madımak" olayını konu alan oyuna davet ettiği ünlü bir yazarın korkup, salonda seyirci olarak dahi gözükmekten çekindiğini anlatıyor...
Sunucu biraz üzerine gidince de yazarın kimliğini açıklıyor:
"Nobel ödüllü yazarımız..."
Ve de "Benim orada görünmem politik olarak doğru olmaz" demiş Orhan Pamuk...
Helal olsun Pamuk Bey’e!
“Bu sözüne bir Nobel daha verilmeli!"
 
“Yahu nereden buldun bunu?”
Adam barda ve yanında muhteşem bir" doberman köpeği ile oturuyor... Bir başka adam da, yanında iris, hantal görünümlü bir hayvanla içeri giriyor...
Aralarındaki ki bir sohbetten sonra, doberman sahibi atılıyor:
"Gel şu köpekleri kapıştıralım...”
Öteki de kabul ediyor.
Bahisler başlıyor ve ortaya paralar konuluyor. İki hayvan, sahiplerince serbest bırakılınca kapışıyorlar ve doberman parça parça oluyor...
Sahibi üzgün, soruyor:
"Yahu nereden buldun bunu? Nedir bu hayvan?"
Diğeri paraları toplarken "Vallahi cinsini falan bilmiyorum" diyor:
"Kardeşim Afrika’dan göndermiş, ben sadece yelesiyle kuyruğunu kestim!.."
 
Neden fare gibi?
Adam bara girmiş ve bir kadeh içip "Hanım kızar" diye eve dönmek isteyince bir arkadaşı takılmış:
"Sen erkek misin, fare misin yahu? Ne bu ödleklik, fare gibi kaçıyorsun!"
Adam "Tabii ki erkeğim" demiş:
Ama bizim hatun sadece fareden korkar!.."
 
Geçmiş “Rakı Günü”nüz kutlu olsun…
Onca yıldır "rakıcıyız" ama, Aralık ayının ikinci cumartesi gününün "Dünya Rakı Günü" olduğunu üç yıl önce öğrenmiştik…
Artık daha da büyüdü...
Her yıl 9-15 Aralık tarihleri "Dünya Rakı Haftası” oldu…
Biraz geç kaldık ama olsun…
Bu yıl ilk kez "Murat Atıkel" dile getirdi...
Ama kırgınız kendisine...
Sadece "Kenan Tuncay"ın haftasını kutlamış!
Gelelim rakıya...
"Balığı bol, mevsimi soğuk, geceleri uzun ve harflerinden rakı yazılabilen yegane ay olan Aralık’ta kutlanır haftası..."
Rakı nasıl içilir?
"Güneş batmadan içilmez..."
Yalnız başına içilmez...
"Dertlenmek için içilmez..."
"Rakı, sohbet için içilir..."
Rakı sofrasında fazla yemek yenmez, mezelerle yetinilir.. Bu sırayı bozarsanız anason kadehin üzerine çıkar, rakının hem tadı hem keyfi kaçar...
"Yahya Kemal", rakı masasını zengin kurar, gelen mezelerin çoğunu yemezmiş.
Bir akşam bakmış masada "kırmızı turp" yok.. Hemen garsonu çağırmış:
"Nerede kırmızı turp?"
Garson, "Dikkat ettim efendim, yemiyorsunuz ki" demiş...
"Ben masaya konulan her şeyi yemek zorunda değilim" diye karşılık vermiş Yahya Kemal:
"Onların bazıları benim göz mezemdir..."
Ve de bir uyarı...
"Aydın Boysan"a içkinin ne kadar zararlı olduğunu sormuşlar..
Yanıt:
"Azı az zarar, çoğu çok zarar..."
 
Günün Olayı
İstanbul milletvekili Hakan Şükür anayasal haklarını kullanıyor, ama İzmir milletvekili Mustafa Balbay kullanamıyor.
Bu duruma Hakan Şükür ne diyor?
"Onu büyüklerimiz bilir..."
Balthör
 
Günün Biberi
Günümüzün temel gerçeği, asgari ölçüde araştırmacı insan tipinin giderek kaybolduğu ve azaldığıdır.
"Güdülen insan ile gerçeği merak eden insan karşı karşıya bırakılmıştır!.."
 
Günün Sorusu
 
Bu insanlar bunca yıldır içerde yatıyor, ama nasıl oluyarsa içlerinden hiçbiri çözülüp konuşmuyor. Ceset yok, silah yok, itiraf eden katil bile yok.
"O zaman cinayet Nerede?"
Kürşat Başar
 
Cuk
 
Gazeteciler az yazsın, siyasetçiler az konuşsun...
"Yavaş yavaş kapanalım..."
Servet
 
Özdeyiş
 
Mutlu olmak istiyorsan, kendini başkalarıyla karşılaştırma...
Y.Güngör Özden
Kıssa-dan
Almanya’da, her ekiz Almandan biri yoksulmuş.
Bizde ise her sekiz Türkten yedisi yoksul, biri milyoner…
 
Gerilim
Kapitalizmin yeni sloganı:
"Bırakınız batsınlar, bırakınız çöksünler?"
 
Kolsuz Yaşar’dan
Tepebaşı Belediyesi ile Metro mahkeme¬lik olmuşlar.
Çok merak ettim...
"Dava dilekçesi kaç metro imiş abi!.."
 
 
 
Ergenekon’un özgeçmişi
"5 yıldır sürüyor dava…"
-60 bin telefon dinlendi...
"21 iddianame..."
-44 gizli tanık...
"Dosyanın tümü 120 milyon sayfa..
- 7 tanık ifade vermeden öldü...
"120 milyon sayfanın okunması tam 456 yılda gerçekleyebilecek..."
 
 
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz. Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi