Görüşler
Eskişehir’in akilleri
Bir gün Eskişehir'den "Akil insan" isteseler sıralardık:
“Makara Abidin..”
"Şefika..”
Kel Servet.."
"Deli İbrahim.."
“Tatlı Ahmet..."
Onlar "sevdalı" değil, "Eskişehir aşığı" insanlardı…
Ne yazık ki..
Sadece "Tatlı Ahmet" yaşıyor...
Peki "Akil insan" nasıl olur?
Elinden "makara"sını alan bir babayiğit görememiştik "Abidin"in...
Ama en güzel örneğini, "Tatlı Ahmet" yaşatmıştı..
"Ahmet " yanımızda oturuyor, derken eski milletvekillerimizden biri geldi...
İşaretle "Ahmet"i sordu...
"Tatlıdır!" dedik...
Başladı Ahmet'i sınamaya:
"Vali nasıldır?"
"Hoştur, her gün festival yapar!"
“Ya Belediye Başkanı?”
"Eskişehir'in altını oyan!..”
Sanayi Odası, Ticaret Odası falan diye sürüp gitti sorular… Sonunda da adını verip kendisini sormaz mı!..
"Onu da iyi tanırım" dedi Ahmet:
"Yavşağın tekidir!.."
…….
İşte "Akil insan”ın tanımı budur...
Gereğinde "Allah söyletir!.."
Yıllar önce, yazımızın başındaki liste için "Birini unutmuşsun" demişti Engin Bayrı..
Kimi?
"Yılmaz Büyükerşen’i..."
Haklıydı...
Ne demiş Başbakan Erdoğan?
"Eskişehir'de belediyecilik anlayışı yok!"
O da haklı...
“Üç dönemdir yıkamadığı kale için başka bir sözcük bulunur mu?”
Daltonlar'ın "Jo"su, "Red-Kit"in adını duyunca nasıl kıpkırmızı oluyor!..
Başbakan da öyle!..
Sakın yanında "Büyükerşen"sözünü etmeyin!
Hoşuna gider, "Akil insan" deyip geçin!..
Ülker Hanım ve Gölet’in koltuğu
Bize de bir konu çıktı ya..
Kültür Başkentliği açılışında yaşanan "protokol krizi" daha sürecek gibi...
Oysa güzel bir gündü...
Eskişehir şaha kalktı!..
Dünyaya adını bir kez daha duyurdu...
Ama CHP İl Başkanı "Erman Gölet"in protokol listesinde bulunmaması ortalığı karıştırdı...
Gölet, "Birleştirici mantık" değil" derken, Milletvekili Kazım Kurt daha sert çıktı:
"Artık hiçbir etkinliğe katılmayacağım ..."
Ve de tuzu biberi AKP Milletvekili Ülker Can'dan geldi:
"Gölet'in koltuğuyla da biz uğraşmayalım artık..."
Kadın haklı!
O kadar çok proje üretip, Eskişehir için o kadar çok iş yapıyorlar ki..
"Bir de Gölet’in koltuğu ile uğraşsınlar!"
Sen de fazla uzattın Erman!
"Hiç göle koltuk gerekir mi!"
"Baraja bak, baraja!.."
Görüyorsun..
"Ülker Hanım" için CHP İl Başkanlığı koltuğu çok hafif geliyor]..
" En iyisi şişe çekmek!"
Neyzen, bel ağrılarından yakınmaktadır. Tanıdık doktorlardan biri "En iyisi şişe çekmek" der...
Ertesi gün bir dostu, Neyzen’i kaldırıma uzanmış, elinde rakı şişesini tepesine dikmiş vaziyette görünce şaşırır:
"Üstat, bırakacağını söylüyordun, bakıyorum büsbütün kaçırmışsın!"
Neyzen, yattığı yerden "Yok yok" der:
"Doktor reçetesini uyguluyorum!"
Savcılık sözcüsü
Uygar ülkelerde "savcılık sözcüsü" diye bir kurum bulunur... Savcılık ihtiyaç duyduğu açıklamaları bu sözcü aracılığıyla cevaplar.
"Bizde maalesef bu kurum yok" diyor Melih Aşık ve devam ediyor:
-Onun yerine gazeteci görünümünde savcı sözcüleri var... Ergenekon’da mütalaa okunur okunmaz yine ekranları doldurdular. Siz istediğiniz kadar hukukun nasıl çiğnendiğini, kanıtların sahteliğini, tanıkların sakatlığını eleştirin.. Onlar papağan gibi tekrarlıyor...
Günün Olayı
Anayasadan "Türk" kelimesi çıkarılınca herkes "Türkiyeli" olacak, o zaman ülkenin ismi ne olacak?
Ben cevabı buldum, "Türkiyeliye" olur!
Necmi Akar
Günün Biberi
Apo posteri taşıyanlar yakalanıp gözaltında tutulacakmış.
Valla görüntüye bakılırsa gözaltından çok "el üstünde" tutulacak gibiler...
Gani Yıldız
Kıssa-dan
Nüfusun yüzde 60'ı "iki günde bir et yiyebiliyor musunuz?" sorusuna "Hayır" cevabı verirmiş.
Ekonomi kötü değil, soru yanlış. "Ayda bir" diye sor, "vatandaş et yiyebiliyor" sonucu çıkar...
Gerilim
Osmanlı Arşivi Kağıthane deresinin yakınına taşınıyormuş.
İyi! Oradan da ilk selde Marmara denizine taşınır artık!
Fahrettin Fidan
Günün Balı
Başbakan’ın "CHP'liler rakıyı sulu içiyormuş" eleştirisine katılmamak mümkün değil!
Memleketin halini gördükçe "kafayı daha çabuk bulmak için" sek içmeli...
Günün Şiiri
Bir araya gelince
Dostlar dar boğazdan geçip geldik
Şimdi buluştuk ya o hoş bulduk
Aman ne güzel bak buradayız işte
Duru sular gibi yüzlerinizde mutluluk
Dostlar siz varsınız ya bu dünyada
Bunu bilmek yeter vallahi
Dostlar diyorum ki biz birikiyoruz
Uzaklarda sessizce kendi kendimize
Damla damla vererek her gün gücümüzden
Belki zor oluyor yoruluyoruz
Ama bire kırk alıyoruz ektiğimiz ekinden
Şimdi hep buradayız kutlayalım dostlar
Bu akşam çoğaldığımızı bilmek
Renk katsın şölenimize...
Talip Apaydın (Varlık 1963)
Hiç öyle şey olur mu?
Restoranda garson olarak çalışan delikanlıyı müdüriyete çağırmışlar. İçeri giren garson bütün çalışanların odada kendisini sessizce beklediğini görünce telaşlanmış.
Restonan sahibi, "Bana bak ve doğruyu söyle"demiş:
"İşe geçen ay aldığımız sarışın garson kızla hiç yattın mı?"
Delikanlı, "Yooo.. Asla efendim. Hiç öyle şey olur mu?" diye cevap verir vermez odadaki şefler, aşçılar, otopark görevlileri birbirine sarılıp kucaklaşmışlar... "Tamam" demiş restoran sahibi müthiş rahatlayarak :
"O zaman sen onu bir ara çağır ve görevine son ver..."
Hırsız Temel
İşssiz kalan Temel hırsızlığa başlamış... Çok da başarılı olmuş. Olmadık yerleri soymuş, gazetelere manşet olmuş ama sonunda yakayı ele vermiş...
Hakim sormuş:
"Söyle bakalım, o dükkanları nasıl soydun?"
Temel gülmüş:
"Meslek sırrı efendim, öğretemem!"
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...