Eski Belediye Başkanlarımızdan Selami Vardar'ı ölüm yıldönümünde dualarla andık.
Selami Vardar'ın ardından usta gazeteci ağbilerimizin yazdığı yazıların üzerine bir kalem oynatma hakkını kendimde görmüyorum. Yine de Vardar'ın Eskişehir'e yaptıklarını görmek ve takdir etmek için, kendisini yakından tanımaya gerek yok. Bana kalırsa Selami Vardar Eskişehir'i Orta Çağdan alıp, Yakın Çağa taşıyan kişidir. Eskişehir'in pek çok altyapısı rahmetlinin zamanında yapıldı. Yapmış olduğu hizmetler, daha sonradan Eskişehir'i Yakın Çağdan alıp, Modern Çağa taşıyan Yılmaz Büyükerşen'in de önünü açtı. Selami Vardar'ı şükran ve minnetle anıyoruz...
Venezuella'dan peynir ithal ediyor olmamızın yankıları sürüyor. Öncelikle şunu belirteyim, Türkiye zaten yıllardır peynir ithal ediyor. Ancak bunlar ülkemizin peynir ihtiyacını ikame etmek için değil, farklı lezzetleri piyasaya sunmak için yapılıyor. Yani Hollanda'nın Gouda peynirini (Düşmanlarınıza ikram edebilirsiniz) yemek istiyorsanız, buyrun marketlerde satılıyor...
Fakat iş Venezuella'dan peynir ithaline gelince değişiyor. Bir kere Fransız Peyniri, Hollan'da Peyniri ve hatta Danimarka Peyniri diye bir şey var, ancak "Venezuella Peyniri" diye bir lezzet yok dünyada. Dolayısıyla ithalatı ancak, "Türkiye'deki fiyatları dengelemek için yapıyoruz" diye savunabilirsiniz. Öte yandan ithal edeceğiniz peynir topu topu 1.500 ton. Bedavaya dağıtsanız, Türkiye'deki peynir fiyatlarını dengeleyemezsiniz. Ayrıca neden Venezuella? Daha uzak bir memleket bulamadınız mı kendinize?
Yoksa bir takım yandaş işadamları ucuza gıda malzemesi buldu da, sırf onlar daha çok parayı 'Cukkalasın' diye gümrük fiyatları mı düşürüldü? Aklımızda deli sorular...
Aman neyse susalım. Şimdi, "Bunlaaaarrr; terör örgütüyle anlaştılar, CeHaPe'li İzmir Tulum çetesine Türkiye'yi teslim etmeyeceğiz" diyebilirler hakkımızda.
Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ekipler Bozan'da 2 bin kişinin ihtiyaçlarını karşılayacak bir atık su arıtma tesisi kuruyor. Yapılan açıklamaya göre ESKİ, Alpu'ya bağlı mahalledeki çalışmalarını sonlandırmaya çok yaklaşmış.
Kırsal alana yapılan yatırımları çok önemsiyoruz. Çünkü şehir merkezlerine bir şekilde yatırım yapılıyor. Ancak kırsal alan öyle değil. Artık, "Bu çarıklı tayfası, nasıl olsa bize oy veriyor. Camilerde içki içiyorlar dedik mi, oylar cepte" diye bir anlayış mı var bilemeyeceğim. Öte yandan son yerel seçimler birilerinin, "Çarıklı – Cahil" diye küçümsediği çiftçimizin, hizmete oy verdiğini gösterdi.
Her neyse... Araya lafımızı da sokuşturduğumuza ve birilerini oturdukları koltukta hoplattığımıza göre konumuza geri dönebiliriz.
Kırsal alan giderek terk ediliyor. Çünkü doğru düzgün yatırım yapılmıyor. Atık su arıtma tesisi bölgenin tertemiz kalmasına katkı sağlayacak. Böylece hem yeşile saygılı, hem de kalkınan ekonomi modellerini hayata geçirebileceğiz. Yetkilileri tebrik ederiz. Büyükşehir'in doğaya gösterdiği duyarlılığın herkese örnek olmasını temenni ederiz.
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından hazırlanan 32'inci kıtalar arası yüzme yarışması tamamlandı. Anadolu yakasında bulunan Kanlıca Rıhtımından başlayan yarışma tam 6 bin 500 metre sonra Rumeli yakasındaki Kuruçeşme'de sona eriyormuş. Gerçekten zorlu bu etabı tamamlayan sporcularımızı tebrik ederiz. Bir Türk olarak dünyanın tek kıtalar arası yüzme yarışmasına sahip olduğumuz için gurur duyduk. Ancak aynı yarışmanın varış platformunun tam 11 senedir Eskişehir Büyükşehir Belediyesi tarafından tamamlandığını öğrenince bir kere daha gurur duyduk. Üstelik yalnızca gurur da duymadık, "Yok artık!" dedik. "Büyükşehir Belediyesi bunu da mı yapmış? Daha neler artık?" dedik...
65 yıl boyunca seri olarak üretilen şu meşhur Volkswagen Kaplumbağalara sahip olanlar, arabalarını hiçbir şeyle değişmez. Eskişehir'de de tosbağa meraklıları, bir araya gelerek bir dernek kurdular. Eskivos adlı grubu yaptıkları sosyal medya paylaşımlarıyla takip ediyoduz. Son olarak Sarıcakaya'ya gitmişler ve bir güzel kamp yapmışlar. Tosbağalarına gelinlik kız gibi bakan araç sahiplerini tebrik ederiz. Kendileri Eskişehir'in bir rengi aynı zamanda...
ah bir de kafalar ortaçağ zihniyetinden kurtulsa
Yerli ve milli diye ortalıkta dolaşanlar mercedeslerden inmiyor. Sayelerinde bizi çok kıskanan almanların, premium lüks sınıf araçlarına her yıl Türkiyeden booool bol sipariş veriliyor. Hemde tanesine tl ile 2 trilyondan fazla para vererek alınıyorlar. Para kimin ? Tabii ki senin, benim, bizim paralar.. Peyniri ithal etmişler çok mu ??? Ne demişler ? İiiiiiitiibardaaaaaaaaan tasarrruuuufff olllmaaaaaaaaaaazzzzz. Paramız var kiiiiii, ithaaaalll ediyoruuuuuzzz. Oleeeeeeee, oooolllleeeee....!
ah bide kokudan kutarsalardı