Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarına göre Eskişehir'deki vaka sayıları 100 binde 146'ya kadar gerilemiş.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarına göre Eskişehir'deki vaka sayıları 100 binde 146'ya kadar gerilemiş. Koca'nın açıklamaları gösteriyor ki, düşüş eğilimi tüm Türkiye'de görülüyor. Elbette bu açıklanan rakamlara güvenmeyenler de bulunuyor. Ben toplumun bu güvensiz olan kesimine, "Hükûmeti sevmeyebilirsiniz. Ancak güveniniz. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti doğru olmayan verileri paylaşmaz" demek istiyorum. Ancak yine de aynı Sağlık Bakanımızın ve bağlı bulunduğu hükûmetin bir dediğinin, bir diğeriyle örtüşmediği de ortada. Hani Türkiye aşılama konusunda dünyanın en iyisiydi? Hani İngiltere bizi kıskanıyordu? Hani Arjantin bizden gerideydi? Hani Fransa çökmüş, Yunanistan bitmiş, İspanya sıfırı tüketmişti? Demek hepsi yalanmış bunların. Bu bahsettiğimiz ülkelerin tamamında halk maskelerini attı ve salgını yere çalmanın tadını çıkartıyor. Partiler verip, şampanyaları patlatıp zaferlerini kutluyorlar. Biz ise birbirimize masallar anlatıyoruz. Eskişehir'de vaka sayılarının düştüğüne inanırım. Çünkü daha önceki tecrübelerimiz gösteriyor ki, yarım yamalak bir kapanma bile salgının süratle gerilemesine neden oluyor. Ancak yine tecrübelerimiz gösteriyor ki, kapanma bitip de normelleşmeye dönülür dönülmez vaka sayılarında artışlar başlıyor. Özetlemek gerekirse bu işi aşı temin etmeden bitiremeyeceğiz. Hükûmetimizin bir an evvel ne yapıp edip, gerekirse lüks uçaklarından birini satıp aşı temin etmesi gerekiyor. Çünkü bu salgının toplumun ekseriyeti aşılanmadan geçeceği yok.
Mahkemenin dediği olur
Alpu Belediyesi'nin URAYSİM'in duruldurulmasına ilişkin talebi, 2'inci İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. URAYSİm üzerinde çok tartışılan bir proje. Belli ki önümüzdeki yıllarda da URAYSİM'i çeşitli yerlerinden çekiştirecek ve tartışacağız. Toplumun geneli söz konusu proje hakkında fazla bilgi sahibi olmamasına karşın, "Yatırımın kötüsü olmaz. Eskişehir'imize hayırlı olsun" diyerek URAYSİM'i destekliyor. Benim gibi azınlıkta kalan bir kaç "Sivri" tip ise projenin hiç de öyle görüldüğü gibi olmadığını ileri sürüyor. Son olarak Alpu Belediyesi de URAYSİM'in durdurulmasını istemişti. Tabii Alpu Belediyesi'nin projenin geneline karşı olmadığını hatırlatalım. Alpu Belediyesi, son derece kıymetli tarım ve hayvancılık arazilerinin heba olacağından endişe ettiği için girişimlerde bulunuyordu. Ancak yüce mahkemenin aldığı karar, Alpu Belediyesi'ni – muhtemelen – memnun etmemiştir. Netice itibarıyla hoşumuza gitmese bile mahkeme kararlarına saygı duymak ve uymak zorundayız. Zaten hukukun amacı da bu değil mi? Biz kendi aramızda kavga etmeyelim, güçlünün dediği olmasın diye mahkemelerimiz var. Alınan bu karara saygı duymak gerekiyor. Nihayetinde "Mahkemenin dediği olur..."
İnşallah bu kez olur
Cumhurbaşkanı Erdoğan 235 bin esnafımıza karşılıksız olarak 5 bin liralık yardımda bulunacaklarını açıkladı. Erdoğan ayrıca 1 milyon 150 bin esnafımıza da – yine karşılıksız olarak – 3 bin liralık yardım yapacaklarını söyledi. Daha önce böyle yardım paketleri açıklanmıştı. Aradan biraz vakit geçip, yardım paketlerinin paketi açılınca, içinden para değil de nasihat çıktığını çok görmüştük. Salgın başlayalı 14 ay oluyor ve ben hükûmetimizin kaç defa müjde verdiğinin sayısını unuttum. Sonuç mu? Sonuç: Sıfıra sıfır, elde var sıfır... Bu tip yardım paketlerini alabilmek için bazı küçük şartlara sahip olmak gerekiyor. İşte işin içine o "Küçük" şartlar eklendiği zaman "Büyük" sıkıntılar yaşanıyor ve yardım alacak esnafın sayısı çok azalıyor. Geçmişte kira yardımı başta olmak üzere yapılan iyi niyetli çalışmaları bir işe yaramadığını çok gördük. İnşallah bu kez yanılırız ve esnafımız az da olsa yardım alır. Çünkü durum hiç de iyi değil.