Eskişehir geri kaldı falan!

Eskişehir’e geleli 10-15 yıl olmuş…

Belediyelere muhalif! Olur olmadık yerlere yorum yapıyor, kendince algı operasyonu çekiyor!

Eskişehirle ilgili düşüncelerini aktarıyor. Ama şöyle bir cümle kurdu mu, insanların sinir katsayısı artıyor!

-Canım Eskişehir çok geri kalmış! Eskiden öyle miydi? 20 yıldır hiçbir şey yapılmamış!

Eskişehir’in eski günlerini bilmeyenlerin böyle konuşması, gerçekten Eskişehirlilerin garibine gidiyor…

30-40 yıl öncesinde şehirde neler vardı?

Eskişehir irice bir kasabaydı. 

Adalar’da Etipark’ın olduğu bölümler bile çamurdan geçilmezdi. Issız alanlardı! 

İki mahalleden örnek vereyim! 35  yıl önce en merkezdeki mahalleler Cumhuriye ve  Hacı Alibey…

Sokakları taştı! Parke taş değil, bildiğiniz taş…

Eskişehir’in geri kalmışlığı veya ileri gitmişliğinin bir çok kriteri vardır. Sanayide geri kalmış olabilir. Ama kültür sanatta , bilim, eğitim, çevre gibi pek çok alanda ileri gitmiştir…

Bir zamanlar Eskişehir’in havası insanın boğazını yakardı, nefes alamazdınız! Şimdi havası en temiz illerin başında geliyor. 

Son olarak Dünyanın en güvenli şehirleri listesinde Eskişehir, Türkiye’de birinci dünyada 10. Sırada yer aldı. Öğrenci dostu şehirler sıralamasında Eskişehir, Türkiye’de yine birinci. 

Yaşanacak şehirler listesinde ilk sırada geliyor. Gençler ve emekliler adeta Eskişehir’e akın ediyor!

Bir zamanların Yeşil Bursa’sı, beton bursa olurken, Eskişehir, kişi başına düşen yeşil alan miktarı konusunda Avrupa standartlarını yakalamış durumda…

Eskişehir’in bu yükselişini görmelerine rağmen aynı nakarata devam:

-Eskişehir çok geri kaldı, bir Kayseri, bir Konya’ya bakın!

Baktık:

Gece 20.00’den sonra sokakta yaşayan kimse yok!

SİYASİ RAKİBİNİN MİDESİNDE KALANLAR!  

Çekirge’yi hepimiz biliriz de ona benzeyen bir başka böcek olan “Peygamber Devesi’ni pek bilmeyiz.

Çekirge zıplar.  Ama Peygamber devesi zıplamaz…

Peygamber Devesi, et ile beslenir. Ama diğer böcekler gibi, avının peşinden koşup, yakalamak için uğraşmaz. 

Tembellik vardır biraz…

Bir bitkinin tepesine konar, o bitkinin rengini alır ve beklemeye başlar. Sadece kafasını oynatır, hem de 180 derece…

Sabırla bekler, en sonunda bir böcek, Peygamber Devesi’nin, dikenli kollarında can verir. 

***

İsmine Peygamber Devesi denmesinin nedeni ise, kollarını uzatıp beklerken dua eden bir insana benzetilmesinden kaynaklanır. 

Erkek, Peygamber Develeri’nin hayatı hüzünle biter. Dişisiyle çiftleşirken, spermlerini dişiye aktardığında o korkunç sonla karşılaşır. Çünkü dişi peygamber Devesi, başından başlayarak erkeği yemeye başlar. Erkek Peygamber Devesinin kafası kopsa bile o çiftleşmeye devam eder.  Çiftleşme bittiğinde, erkek peygamber devesi, dişi peygamber devesinin midesindedir…

***

Seçimler sona erdi…

Siyasi olarak çiftleşenlere şöyle bir dönüp bakın. 

Kimler kimlerin midesinde kaldı!
 

SEN ŞURADA OLMALISIN!

Seçimlerden hemen önce AK Parti Tepebaşı ilçe başkanlığına atandı Hakan Çizmelioğlu…

Kısa zamanda seçimlere hazırlanmak zorunda kaldı…

Seçimler geldi geçti! Çizmelioğlu’nun önünde uzun bir dönem var. ESGROUP’a yaptığı ziyaret sırasında kendisine şu soruyu yönelttim:

-Önümüzdeki seçimlerde Milletvekilliği veya belediye başkanlığı gibi bir hedefiniz var mı?

Çizmelioğlu, lafı hiç eğip bükmedi! Usta işi yanıt verdi:

-Ben bu partiye iki gün önce gelen biri değilim. Partiye geldiğimde 18 yaşındaydım. Kurucu ilçe başkanlığı yaptım, yönetimde görev aldım. Şimdi ilçe başkanıyım. 

-Partinin kurulduğundan beri eksiksiz bütün il başkanları ile çalıştım. AK Parti siyasetinde kendi hesabın uğruna siyaset yaparsan, hesap tutmaz.

-Elbette hedef koymalısın. Bu hedef ben şurada olacağım değil. Ben acaba bölgeme, şehrime, ülkeme nasıl faydalı olacağım hedefi olmalı! Böylelikle şehrin dinamikleri,  ülkenin dinamikleri sen şurada olmalısın der!

Çizmelioğlu, ziyaretleri sırasında herkese “Camdan bir Yunus Emre” heykelciği hediye ediyor…

Yunus ne güzel demiş:

-Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım.  Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.

AHMAKLAR VE FANATİKLER 

-Dünyanın asıl problemi, ahmaklar ve fanatikler her zaman için kendilerinden çok emin iken, buna karşılık, daha aklı başında insanların hep şüphelerle dolu olmaları. Bertrand Russell 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ