Cumhuriyet Bayramı bu sene ki tartışmaların etkisinden mi bilinmez, etkiye tepki misali çok yoğun bir katılım ve her zamankinden coşkulu kutlandı şehrimde.
Atatürk Bulvarı’nda düzenlenen resmi kutlamada diğer senelerden farklı bir havaya büründü.
Genelde klasik ve klişe cümlelerle yapılan resmi konuşmalar değil samimi, içten ve dinleyenleri etkileyen önemli mesajların verildiği konuşmalar vardı bu kez.
Özellikle Vali Koçdemir’in yaptığı Cumhuriyet konuşması açıkçası beni çok etkiledi ve mutlu etti. Cumhuriyet’in 100. yılına 11 yıl kaldığını sık sık vurguladığı konuşmasında “Ağacın kurdunu kendi özünden ürettiğini unutmayalım” dedi.
Vatandaşların katılımı da her zaman olduğundan fazlaydı. Belki tepki, belki tatil olmasından bilinmez daha kalabalık, daha farklı bir resmi tören oldu.
Öğleden sonra gerçekleşen Cumhuriyet Yürüyüşü ise Eskişehir için “Çok önemli bir sınav oldu.” Bugüne kadar gerçekleşmiş en yoğun katılıma rağmen en ufak bir taşkınlık, gerginlik olmaması gurur vericiydi.
Yalnız CHP bu yürüyüşe katılan herkesin CHP’li olduğunu düşünüp, bizim yürüyüşümüze katıldı algısında bulunmasın lütfen. Orada yürüyenler siyasi bir tavra değil, Cumhuriyet’ine sahip çıkmak için yürüdü. Yürüyenler arasında pek çok tanıdık isim vardı. Doktorlar, profesörler, sendika başkanları, meclis üyeleri derken her kesimden, her statüden insan gördüm. Siyasi tercihleri Akparti, MHP, DSP, DP olanlar da oradaydı, oy kullanma yaşı 12’ye inmedikçe seçmen olamayacak çocuklarımızda.
Velhasıl resmi törenlerinden, halk yürüyüşüne, resepsiyonundan, mesajlarına bu sene farklı bir 29 Ekim yaşadım Eskişehir’de.
“Gururla, coşkuyla, umutla…”
İzin sıkıntısı çıkartmayan Valilik makamına da, herkese hoşgörüyle yaklaşan emniyet güçlerine de teşekkürler. Onlar da görev yaptıkları şehrin yansıması olmuşlar ya ne mutlu bize.