Eskişehir'e Koca'man uyarı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, salgınla mücadele kapsamında çeşitli illerin sağlık müdürleriyle görüşüyor. Sayın Koca son olarak arasında Eskişehir'in de bulunduğu 7 ilde durumun çok tehlikeli bir mecraya doğru evrildiğini belirtti. Tabii bizi Eskişehir daha çok ilgilendiriyor fakat İzmir, Denizli, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Aydın'da da durumun kötü olduğunu öğrendik. Sosyal medya hesabından "İstanbul başta olmak üzere, bu 7 il ve ülke genelinde vaka artışı görülüyor. Maskenin önemi arttı. Kurallara uyalım" ifadelerinde bulunmuş. Gerçekten de hepimiz salgının daha çok yayıldığını fark ediyoruz. Eskişehir'de giderek daha çok kişi hastalık kapıyor. İşin doğrusu dünyanın dört bir yanından aşıyla ilgili olumlu haberler geliyor. Yani biraz daha dişimizi sıkmamız lazım. İyi – kötü 8 ay hasta olmadan dayandık. Son 1 – 2 ayımız kaldı. Oturup siyasetçilere kabahat bulabiliriz. Ancak bu durum bireysel önlemlerimizi almamızın ne kadar önemli olduğunu değiştirmez. Lütfen Fahrettin Koca'nın uyarılarını dikkate alın.

Eskişehir de imza attı

İYİ Parti'de Ümit Özdağ'ın Genel İdare Kuruluna seçilmemesi sonucunda yaptığı, "İstanbul İl Başkanı FETÖ'cüdür" açıklamalarının yankıları sürüyor. Öncelikle bir kaç konuyu Eskişehirlilere açıklayalım. Eskişehir teşkilatı içerisinde üst düzey isimlerden 'Küskünler' olarak nitelendirilecek bir isim yoktu. Bir ara Genel Başkan Akşener'in Meclis Toplantısı'na katılmayan milletvekilleri listesine Eskişehirli Arslan Kabukcuoğlu da eklenmişti. Ancak Sayın Kabukcuoğlu kovid hastası olduğu için zaten hastaneden çıkamıyordu. Yine Eskişehir'deki il ve ilçe yöneticilerinden küskünler bulunmuyordu. Hoş Ümit Özdağ öyle bir laf etti ki, parti içerisindeki küskünler bile, Özdağ'ın yayından ayrılıyor. Son olarak Özdağ'ın danışmanı bile istifa etti. İstanbul'daki 39 ilçe başkanının Özdağ'ı disipline sevk etmek için imza topladığını biliyoruz. Şimdi buna Türkiye genelindeki 81 İl yönetimi de eklenmiş durumda. Dilekçelerde hakaret, iftira, hedef gösterme ve yalancılık gibi ağır ithamlar var. Yani aralarında Mehmet Ektaş'ın da bulunduğu il başkanları Ümit Özdağ'ın partiden ihraç edilmesini istiyor. Bakalım partide yaşanan gelişmeler nasıl devam edecek ve bunun Eskişehir teşkilatına yansımaları nasıl olacak?

Sözde ve özde vatanseverler

Ne zaman milli duygularımız kabarsa, ortaya bir takım şaklabanlar çıkarak gösteri yopmaya başlar. Mesela kırtasiyeden aldıkları sahte dolarları yakanlar, ikinci el iphone alıp, plastik terlikle camını kırmaya çalışanlar çıkar. Tabii portakal bıçaklayıp, 1 litrelik kola şişelerini rögar kapağından aşağı boca edenler de çıkar. Son olarak bunlara ünlü şarkıcı Serdar Ortaç da eklenmiş. Ortaç Azerbaycan'da savaşmaya gönüllü olduğunu belirtmiş. Tabii böyle konuşan Serdar Ortaç'ın nasıl askerlik yaptığını merak edebilirsiniz. Serdar Ortaç ağzına kasaturayı sıkıştırıp dikenli tellerin altından sürünerek düşman mevzilerine sızmadı. Düşmanın nöbetçi kulesine halatla tırmanıp, işi sessizce bıçakla bitirip, garnizon kapılarını açmadı. İşin doğrusu bizim Serdar Ortaç askerlikten kaçtığı için hapis bile yattı. Sonra çatır çatır bedel parasını ödeyerek bu yükümlülüğünden de kurtulmuştu.

Öte yandan bu memlekette gerçekten ve samimi olarak göreve koşanlar da var. Bunlardan biri Eskişehir'de öğrenim gören, Azerbaycan vatandaşı olan ve üniversite öğrenimini yarıda bırakarak cepheye koşan Emin Şahbazlı. Üniversitedeki kaydını dondurarak Azerbaycan ordusuna katılan Emin Şahbazlı'nın ağır yaralandığını öğrendik. Allah kendisine şifalar versin.

Hani Orhan Veli'nin dediği gibi;

Neler yaptık şu vatan için

Kimimiz öldük

Kimimiz nutuk söyledik...

Tepebaşı gereğini yapıyor

Tepebaşı Belediyesi Fen İşleri'ne bağlı ekipler, sorumluluk alanlarındaki bazı metruk binaları yıkmaya devam ediyor. Ekipler son olarak Fevzi Çakmak Mahallesi Balcı, Kadirler, Karakol, Asmalı, Eryiğit, Talihli, Tuzlu ve Altınay Sokak ile Tunalı Mahallesi Merttürk ve Uçar sokaklarda bulunan metruk binaların yıkım işlemini gerçekleştirdi.

Bu yıkım işlemlerini basit birer çevre çalışması olarak değerlendirmemek lazım. Elbette aynı binaların çok çirkin bir görünüm arz ettiği doğru. Sırf bu yüzden bile metruk binaların yıkılması lazım. Ancak söz konusu binaların berduşlar ve hatta sokak çeteleri tarafından kullanıldığını da unutmamak lazım. Yani o binaları yıkmak, aynı zamanda bir asayiş önlemi olarak değerlendirilmeli. Gereğini yapan Tepebaşı Belediyesi'ni tebrik ederiz.