Eskişehir, kışı bol olan bir şehir. Bazı kış mevsimlerinde karın 4-5 ay sokaklardan kalkmadığı yıllar olurdu...
Peki bu soğuk kış günlerinde çocuklar aileleriyle nasıl zaman geçiriyordu. 10-15 yıl önce çocuklar bu kış günlerinde evde aileleriyle birlikte vakit geçirmek zorundaydı.
Çünkü, birlikte gidilebilecek hiçbir mekan yoktu…
Daha sonra Alış Veriş Merkezleri hayatımızı girdi. Çocuklar anne ve babaları ile oralarda boy gösterdiler.
Ancak bunlar, çocuklara hiçbir şey vermedi. Ailelerle birlikte “iyi zaman” geçirmelerini sağlamadı. Son 10 yılda Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı tüm sosyal projeler ailelerin çocuklarıyla
birlikte “iyi zaman” geçirmesine yönelikti.
Önce devasa parklar yapıldı!
Büyükşehir Belediyesi Uzay Evi…
Eskişehir Bilim Deney Merkezi…
Su altı Dünyası…
Masal Şatosu…
Hayvanat bahçesi...
Müzeler...
Ve daha niceleri...
Bu yapılan hizmetlerin “çocuklara yönelik” olduğuna yönelik yanlış bir algı var. Yapılan işler çocukların aileleri ile birlikte
“kaliteli zaman” geçirmesine yönelik çalışmalardı.
Eskişehir Ticaret Odası baktı ki, elde böyle bir imkan var. Niçin bunu
"pazarlamayalım" dedi."Hepgeleceksin.com" projesini hayata geçirdi. Eskişehir "kaliteli zaman" geçirmenin de en önemli adreslerinden biri oluyor...
SÖZ KADINLARIN OLUNCA!
Birkaç gün önce Termik Santral konusunda Gündüzler köyünde bir toplantı yapıldı. Şehrin geleceği açısından son derece önem taşıyan böylesi önemli bir toplantıyı
biz de ESTV’den canlı olarak yayınladık.
Köylüler Termik Santrale karşı…
Söyledikleri sözler önemli…
Ve Kadınlar, erkeklere göre daha mücadeleci gözüküyor.
O toplantıda Gündüzlerli bir kadının söylediklerine dikkat etmek gerekiyor:
-Burada parti ayrımı yok. Akı, karası, sarısı yok… Tüm partililer buraya toplansın ve bu işe hayır desin. Biz bu işi istemiyoruz. Biz sağlık istiyoruz, su istiyoruz, hava istiyoruz. Başka bir isteğimiz yok. Geleceğimiz ne olacak, torunlarımız ne olacak!
Genç yaşta ölmek istemiyoruz, yaşamak istiyoruz!
Sanırım, durum bundan daha güzel özetlenemez!
AH ŞU KAZILAR!
Haberin başlığını okuyunca doğrusunu söylemek gerekirse biraz şaşırdım…
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un beyanatı başlığa çekilmiş ve şöyle diyordu:
-Habersiz kazılar bizi de zorda bırakıyor…
Başkanın söylediği kazılar, Elektrik, gaz, telefon, gibi şirketlerin belediyeye haber vermeden caddenin sokağın ortasında yaptığı kazılarmış…
Doğrusunu söylemek gerekirse benim aklıma
şu “kepçeyle define aramak” için yapılan kazılar gelmişti.
Gerçekten, belediye yönetimi her türlü kazıda zor durumda kalıyor!
UTANÇ VERİCİ!
İstanbulspor karşısında izlediğim Eskişehirspor’u iki kelimeyle özetlemek istiyorum:
-Utanç vericiydi!
Onca hataya, o kadar kötü futbola rağmen 1-0 öne geçtik. Koruyabilsek, “boş vermesek” galip de gelebilirdik.
Eğer Kayacan gününde, İstanbulsporlu futbolcular beceriksiz olmasa inanın 5-6 farkla sahadan mağlup ayrılabilirdik…
İlk 6 falan hayal! Kimse kendini kandırmasın!
Bu futbolla küme düşmeyelim yeter!
Kamp yapmak, gaz vermek, para ödemekle bu işler olmuyor. Futbolcular sahada maça kendini vermiyor.
Radikal kararlar alınmazsa “böyle gelmiş böyle gider”
İNSANIN MODASI GEÇERSE!
1.Dünyayı gördüğünüz gibi anlamaktır bizim işimiz, bildiğimiz biçimde düzeltmeye kalkışmak değil. Hiçbir şey aşırı modern olmak kadar tehlikeli değildir.
Bir de bakarsınız modası geçiverir insanın.
2.Koşullar hayatın bize indirdiği kırbaç darbeleridir. Bazılarımız bu darbeleri fildişi beyazlığında ki çıplak omuzlarında hissetmek zorunda kalırken
, diğerlerine paltolarını giyme izni veriliyor, işte tek fark bu. (Oscar Wilde)
BİZ BÖYLE KONUŞTURDUK…
CHP eski il başkanı Nihat Çuhadar: Kazım Başkan, hocayla Ahmet abinin arasını bulsan diyorum…
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt: Zor işleri hep bana yaptırıyorsunuz! Ahmet abi barışsanız diyorum…
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Küs değilim ki! Fikrimizi de mi söylemeyeceğiz!
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen: Muhabbeti bırakalım gülümseyelim arkadaşlar!