ESKİŞEHİR BÖYÜK BİR KASABA!

2013 yılı ‘Gelir Vergisi’ rekortmenleri açıklandı. Rekortmenlerin kimler olduğuna baktığımda yine ilk beş sırada ‘Kanatlıları’ görüyorum. Kanatlılar Eskişehir’in değişmeyen vergi rekortmenleri. Kanatlıların arkasından ‘Sarar Giyim Sanayi’ gelirdi. 2013 vergi rekortmenlerinin listesini incelediğimde Sarar Grup’tan sadece Cemalettin Sarar var. O da 11’nci sırada.

Sarar Grup 2013’de istediği satış oranını yakalayamamış olacak ki Kanatlıların epey altına düşmüş. Sarar Grup’tan her yıl iki veya üç ayrı rekortmen çıkardı.

Yazımın başlığını; ’Eskişehir böyük kasaba’ diye atmanın nedenine gelince.

Eskişehir’de vergi rekortmenleri her yıl hemen hemen aynı isimler oluyor. ‘Eskişehir Büyükşehir’ diye öğünüyoruz. ‘Eskişehir Avrupa’ şehri ve ‘Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesi’ Eskişehir’de diye kendimizi avutuyoruz.

Eskişehir kağıt üzerinde ‘Büyükşehir’ ama açıklanan ‘Vergi Rekortmenleri’ ne baktığımızda hiçte bu unvanı hak etmediği belli oluyor. Bir ilin büyüklüğü gelişmişliğinden, çıkardığı vergi rekortmenlerinden belli olur.

Eskişehir hangi alanda büyük? Organize Sanayisi büyük, ancak içindeki Arçelik, ETİ, Sarar, Alp Havacılık gibi kuruluşları içinden çıkardığınızda küçük illerden farkımız kalmıyor. Eskişehir tamamen işçi-memur ve emeklilerin çoğunlukta yaşadığı büyük bir kasaba!

‘Kanatlıyı ve Sarar’ı vergi rekortmenleri listesinden çıkaralım bakalım kimler kalıyor?’ Diye 2013 yılı gelir vergisi rekortmenlerini tek tek inceledim. 100 kişilik liste içerisinde ‘Avukat’, ‘Noter’ ve ‘Gayrimenkullerini kiraya vermiş kira geliri yüksek’ kişiler.

Yani Eskişehir’in adı büyük ama rekortmenler arasına giren, çok vergi veren sayıları iki elin parmağını geçen şirketler dışında göze batan büyük guruplar yok. 1 milyon ve üzerinde vergi veren rekortmen sayısı 9. Bu sayı bile Eskişehir’in sanayi ve ticaret bakımından çok fazla gelişmediğini gösteriyor.

Avukatlar, Noterler ve gayrimenkullerini kiraya veren kişiler vergi rekortmenlerinde ilk 100’ün içinde yer alıyorsa ‘Eskişehir Büyükşehir’ diye öğünmeyelim. Onları küçümsediğimden değil. Kazançlarını doğru beyan ederek vergi rekortmenleri arasına girdiklerinden dolayı onları kutluyorum.

Şehre kimler ne işlerle uğraşıyor, ne kazanıyorlar? Diye baktığımda rekortmenler arasında olması gereken 5-6 kuruluş daha var. Ancak onlar maalesef listelerde yoklar.

Yukarıda da yazdım. Türkiye’nin fiziksel olarak en büyük Organize Sanayi bölgesi Eskişehir’de ama demek ki vergi rekortmenleri listesine girebilecek fabrikalarımız yok!

Eğer Türkiye’nin en büyük Organize Sanayi Bölgesi Eskişehir’de ise ki fiziksel açıdan en büyük Organize Sanayi Bölgesi Eskişehir’de. Bu organize sanayideki ETİ’nin ve Sarar’ın dışında 4-5 milyon vergi verecek kurum ve kuruluş yoksa Eskişehir gerçekten gelişmişlik açısından büyükşehir olmayı hak etmiyor.

Önümüzdeki günlerde de ‘Kurumlar Vergisi’ rekortmenleri açıklanacak. Kurumlar Vergisi Rekortmenleri de büyük bir olasılıkla yine aynı kuruluşlardan oluşacak. Bu da Eskişehir’de gerçekten baba tabir ettiğimiz çok büyük fabrikaların olmadığını, olanlar ise kendi yağı ile kavrulan şirketler.

 

 

 

“BİRİLERİNİN TEKELİNDEN KURTARILMALI”

 

Ak Parti Eskişehir teşkilatı ile yazdığım yazılardan sonra pek çok partili telefon ederek, ’gerçekleri gündeme getirdiğin için size teşekkür ediyoruz” diyorlar.

Aslına bakarsanız teşekkürü hak eden çokta fazla bir şeyler yazmadım. Parti içinde yaşanan rahatsızlıkları gündeme getirdim. Şu anda Ak Parti Eskişehir teşkilatının içi kaynıyor. Başkanlar birbirleriyle konuşmuyor. Birileri, birilerinin partiden ayağını kaydırmak için Ankara’da parti üst yöneticilerini devreye sokuyorsa gelin o partiden başarı bekleyin.

Telefon eden veya çarşıda pazarda görüp yolumu çeviren Ak Partililerin çoğunluğu, partinin tepesinde bulunan yöneticilerin bir vakfa bağlı olmasını eleştiriyorlar. ‘Bir avuç insan koskoca partiyi yönetiyorlar’ diye yakınıyorlar.

‘Bu parti birilerinin tekelinden kurtarılmadığı sürece peş peşe alınan başarısızlıklar bundan sonra da devam eder. Bir bakmışınız ki, Ak Parti Eskişehir’de kaptırdığı iki belediye başkanlığı koltuğundan sonra, 2015 deki seçimlerde üç olan milletvekili sayısı ikiye, 2019’daki seçimlerde ise eğer hala birilerinin parti içindeki hakimliği devam ederse 1’e düşer. Biz partinin birilerinin tekelinden kurtarılmasını istiyoruz. Parti yönetimlerinde dışarıdan gelme değil gerçek Eskişehirlilerin olmasını istiyoruz’ diyenlerin sayısı da giderek çoğalıyor.

Bu konuda yakınanlara şunu söylüyorum.

‘Bugünkü yöneticileri o makama getiren sizlersiniz. Beğenmiyorsanız o zaman onları oralardan indirmekte sizin elinizde. Eğer yönetimleri beğenmiyorsanız bunun yolu genel kuruldan geçer. Toplayın imzaları olağan üstü genel kurul isteyin. Genel kurulda parti yönetimlerinde kimleri görmek istiyorsanız onları seçin. Ben görevden alınmalara karşıyım. Sandıkla gelen, eğer bir yolsuzluk, hırsızlık ve yüz kızartıcı bir suç işlemediği sürece yine sandıkla gitmesini savunuyorum. Bugünkü yönetim de sandıkla geldi, sandıkla gitmeli. Gücünüzü gösterin. Herkes bir yerlerde toplanıyor. Kendi aralarında konuşuyor. Bir araya gelin deyince de kaçıyorlar. Bir araya gelin, güçlerinizi birleştirin. Olağanüstü genel kurul için yeterli imzayı toplayın. Yönetimi ancak bu şekilde devirirsiniz.’

Doğrusu da bu, ancak herkes yönetime tepkili, konuşunca mangalda kül bırakmıyor. Güçleri birleştirmeye gelince de bunu beceremiyorlar. Beceremediklerinden de bugünkü yönetim güçlü gibi gözüküyor.