Sanayi Odası Başkanı Savaş Özaydemir, katıldığı ESGİAD’ın yönetim kurulu toplantısında yaptığı konuşmada söylemiş olduğu şu sözler dikkatimi çekti:
‘Çevre iller hemşericiliği çok iyi yapıyor. Eskişehir birlik olmalı. Birlikten kuvvet doğar. Ekonomimiz ve refah seviyemiz gelişir.’
Savaş Özaydemir, Eskişehir’de hemşericiliğin ve birlik beraberliğin olmadığını söylüyor. Doğru bir tespit. Ama bu bugünün sorunu değil. Bu sorun yıllardır beri var. İşte bu yüzden Eskişehir hep olduğu yerde sayıp duruyor. Büyük yatırımları alamıyor, büyük yatırımcı gelmiyor. Bakın çevre illere. Onlar almış başını giderken biz hala birimizi kıskanmaya devam ediyoruz.
Yıllardır Havaalanı dedik durduk. Nihayet Havaalanı yapıldı. Ancak bu kez Havaalanına inecek uçak bulamadık. Uçak uçak diye diye ağzımızı! yırtarken Kütahya Altıntaş’a Kütahya ve Afyon Milletvekillerinin birlik olması ile Uluslar arası uçuşların da yapılabildiği hava alanı yapıldı. Eskişehirliler olarak uçak hasretimiz yine bir başka bahara kaldı.
HERKES BİRBİRLERİNİN NASIRINA BASIYOR
Kulakları çınlasın. Bir önceki Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata ile iyi bir arkadaş olmuşken Eskişehir’deki insanların yüzüne gülerek arkasından yaptığı dedikodulara tahammül edemeyerek tayin istedi.
Giderken de şunu söylemişti:
“Sadi Bey. Eskişehir’de birlik beraberlik yok. Hemşericilik yok. Birileri yukarı tırmanmaya çalıştığında birileri de onları ayaklarından çekerek tırmanmasına engel olmaya çalışıyor. Ben olamadıysam o da olmasın anlayışı almış başını gidiyor. Ben bu kıskançlığı çalıştığım diğer illerde görmedim. Bu zihniyet devam ettiği sürece birçok hizmete layık Eskişehir bu hizmetlerden mahrum kalır. Birileri istiyor diğerleri istemem diyor. Eskişehirliler bir birlerine sarılmadığı, birlik beraberlik ve hemşericilik olmadığı müddetçe hem hükümetten hem de özel sektörden gereken hizmeti alamazsınız.”
Eskişehir’de böyle bir sorunun olduğunu bu ilde bir yıl görev yapan bir bürokrat bile anlamış. O bürokratın bir yıl önce söylediklerini Savaş Özaydemir bugün söylüyor.
Önemli olan bunları söylemek değil. Bu sorunun çözümü, hemşericilik bilincinin aşılanması, birlik-beraberliğin sağlanması için adım atmak. Siz bir adım atarsanız, ister istemez başkaları da sizin peşinizden gelecektir.
Eskişehir’de böyle bir sorun olduğunu herkes biliyor. Ancak bu sorunun giderilmesi için kimse adım atmıyor.
Savaş Bey siz bu şehrin ağabeylerinden birisisiniz. Bu sözü ettiğinize göre bu sorunun giderilmesi için ilk adımı atmak da size düşüyor. Bakın SİAD’lar Eskişehir’de güç birliği oluşturdu. Hepsinin yönetiminde de Eskişehir aşığı insanlar var. Bu insanlarla bu sorunun çözümü için el ele vermeniz halinde Eskişehir hiç olmazsa bundan sonra hak ettiği hizmetleri almaya başlar.
İlk adımı siz atın Savaş Bey…
*-*******
harun karacan ve burhan sakallı
Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki günlük Eskişehir ziyareti sırasında dikkatimi çeken bir başka olay daha vardı. Daha doğrusu bir yarış.
Her ne kadar bugüne kadar ağızlarından ‘adayım’ diye söz çıkmasa da gerek Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan gerekse Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’nın AK Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacaklarını sağır sultan bile biliyor.
BAŞBAKANA KENDİLERİNİ
GÖSTERMEK İÇİN YARIŞTILAR
Başbakan Erdoğan’ın Eskişehir ziyareti ve Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti açılış törenlerine Ticaret Odası yaklaşık 15 bin kişiye mesaj göndererek davet etti. Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’da Odunpazarı ilçe halkını mahallere yaptığı gezilerde ‘açılışa sizleri de bekliyoruz’ demiş.
BAŞBAKAN HARUN KARACAN’A NE DEDİ?
Ankara’dan Yüksek Hızlı Trenle gelen Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karşılayanlar arasında Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan ile Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’da vardı.
Başbakan Erdoğan, Harun Karacan ile tokalaştıktan sonra yanındakilere dönüp bir şeyler söylemiş.
Ne söylediğini duyan yok. Ancak, Başbakan’ın bu tanıtımını birileri ‘Harun Karacan Başbakan’dan işi bağlamış’ şeklinde yorumladılar.
BURHAN SAKALLI’DA
‘BENDE BURADAYIM’ DEDİ
Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’da, Başbakan Erdoğan’a Anemon Otel'de yapılan 'AK Parti İl Danışma Meclis' toplantısı öncesi çift başlı kartal figürlü seramik tablo hediye etti. ‘Yani Sayın Başbakanım bende buradayım’ hatırlatması yapmış bence. İki başkanın bu yarışı Başbakan’ı nasıl etkiledi. Başbakan kimden daha fazla elektrik aldı! Bilemem. Ancak bu durum şunu gösterdi. Burhan Sakallı ile Harun Karacan anlaşılan Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kıyasıya bir yarış yapacaklar.
Bakalım bu yarıştan kim galip çıkacak.
*-******
‘OCAK İLE PARTİNİN HİÇBİR BAĞI YOK’
Milliyetçi Hareket Partisi’yle ilgili yazdığım yazılar partililerin ilgisini çekiyor. Bu nedenle partiyi ilgilendiren yazım çıktığında çok sayıda tanıdık-tanımadık MHP’li telefon ediyor.
Önceki günkü yazımda MHP İl Başkanının Ülkü Ocakları İl Başkanı Kadir Bıyık’ı İl Disiplin Kuruluna Sevk etmeye hazırlandığı şeklinde aldığım duyumları yazmıştım.
Ülkü Ocakları İl Başkanı Kadir Bıyık telefon etti. Ülkü Ocakları’nın MHP ile bir bağı olmadığını, sadece MHP’liler ile Ülkü Ocakları çatısı altındaki kişilerin ‘Ülkücü Görüş ve düşünce’ dışında olduğunu söyledi.
Kadir Bıyık şunları da söyledi:
‘Ülkü Ocakları MHP’nin Gençlik Kolları değil. MHP’nin bir kolu da değil. Tamamen ayrı bir yapılanma ve teşkilat. Beni görevden ya Genel Başkanım ya da Genel Merkez Yönetim Kurulu alır. Dolayısıyla MHP İl Başkanı veya yönetimi bize karışamaz. Bize ceza veremez. Ülkü Ocakları’nın da aynı MHP gibi organları var. MHP İl Başkanı benim amirim veya üssüm değil. Herhalde MHP İl Yönetimine muhalif olan birileri vermiş size bu bilgiyi.’
Ülkü Ocakları İl Başkanı Kadir Bıyık’a aradığı ve doğru bilgilendirme yaptığı için teşekkür ederim. Son olarak MHP’li dostlara şunu belirtmek isterim. MHP İl Başkanı Ayhan Sezer benim hasımın değil. Benim MHP ile de organik bağım yok. Ben sadece gazetecilik görevimi yapıyorum.
MHP içinde kavga varsa, birileri birilerini yemeye veya yok etmeye çalışıyorsa bu benim için sadece haber değeri taşır.
Ne İl Başkanı Ayhan Sezer ne de başka birileri ile hiçbir hesabım yok. Zaten böyle de bir hesap içine girmem.
*-********
FIKRA:
BAYRAM
Sabah kahvaltıda kadın;
- Eminim, sen bugünün ne olduğunu hatırlamıyorsun bile, dedi..
- Tabii, hatırlıyorum, dedi adam...
Çıktı, gitti. Öğleye doğru kapı çalındı.. Çiçekçi çocuk harika bir kırmızı gül buketi bıraktı... Az sonra kapı tekrar çalındı, bu defa kösedeki pastanenin çırağıydı gelen... Kocaman bir çikolata kutusu bıraktı gitti. Öğleden sonra gelen kutudan da, olağanüstü güzel bir elbise çıktı.. Kadın kocasının dönmesini zor bekledi ve daha kapıda boynuna sarıldı..
- Önce çiçekler, sonra çikolata, ve sonra da elbise.. Bu hayatımdaki en güzel Cumhuriyet Bayramı...
Adam:
- .........Hadi beeeeee.
*-********
ECZANE
Pansiyoncu kadının evinde genç bir erkekle genç bir bayan oturuyordu. Pansiyoncu kadın sabaha karşı genç bayanın odasında bir gürültü duydu. Kalkarak bayanın odasına gitti ve orda delikanlıyı yakaladı.
Genç adamın üstünde sadece pijamasının üstü bulunuyordu.
"Burada ne işin var?" diye sordu.
Delikanlı boynunu bükerek yanıt verdi:
"Buraya sadece ilaç getirmek için geldim. Bu bayanın başı ağrıyormuş da..."
Pansiyoncu kadın yataktaki bayanı ve ayaktaki delikanlıyı yukarıdan aşağıya süzdükten sonra:
"Peki" dedi. "Yalnız sokağa çıkmadan önce eczanenizi kapasanız iyi olur!"
*-*******
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...