Atanmış rektör Şafak Ertan Çomaklı'nın istifasının yankıları sürüyor
Atanmış rektör Şafak Ertan Çomaklı'nın istifasının yankıları sürüyor. Öncelikle Sayın Çomaklı'nın sağlık sebeplerinden ötürü istifasını verdiğini hatırlatalım. Gerçekten rektörlük yapmasına engel olacak bir hastalığı varsa çok üzülürüz. Kendisine de acil şifalar dileriz. Çomaklı'nın istifasının ardından pek çok tepki geldi. Profesöründen müstahdemine, AK Partilisi'nden CHP'lisine kadar bu istifaya üzülene pek rastlamadım. "Hayırlısı olsun" demekle yetiniyor herkes. Sanırım Sayın Çomaklı'nın ardından en çok yapılacak eleştiri, öğrenci kollektiflerinden gelen, "Anadolu Üniversitesi’nin kültür ve birikimi, misyonu bu geleneğe hiçbir zaman uyuşmayan" olacaktır...
Sayın Çomaklı cesur ancak tuhaf çıkışlarıyla da biliniyordu. Mesela Yılmaz Büyükerşen koronavirüs nedeniyle televizyondan eğitime ağırlık verilmesini önerdiğinde, "Ben bunları Çiçek Abbas olarak değerlendiriyorum" demişti. Şimdi gerçekten de Büyükerşen'in önerisini beğenmeyebilirsiniz. Fakat ağzınızdan çıkan lafa da dikkat etmeniz lazım. O 'Çiçek Abbas' dediğiniz Yılmaz Büyükerşen aradan 100 yıl geçse de hatırlanacak. Adı bir parkta, bir caddede, bir enstitüde yaşıyor olacak. Ancak aradan üç yıl geçtikten sonra, "Neydi şu eski Anadolu Üniversitesi rektörünün adı?" diye soracağız kendi kendimize. "Hani şu iri yarı olan. Hah! O işte; Seher Erkan Çubuklu muydu?" diye soracağız birbirimize. Adını bile zor hatırlayacağız...
Hükümet acele ediyor
Salgına karşı devletin aldığı önlemler işe yaradı ve hastalığın yarattığı tahribat, belirgin bir şekilde azaldı. Şimdi hepimizin özlediği 'normalleşme'ye dönmek için bir takım adımlar atıyoruz. Fakat devletin bir kanadı olan hükumet cephesi – anlaşıldığı kadarıyla – normalleşmeye geçmek için biraz aceleci davranıyor. Bunun son örneğini AVM'lerin açılmasında yaşadık. Elbette ekonominin de düzelmesi lazım. Zaten pamuk ipliğine bağlı olan Türk ekonomisi, koronavirüs kriziyle birlikte iyice kötü duruma gelmişti. Bunların hiçbirine itirazım yok. Ancak önlemleri gevşetmekte de biraz aceleci davranıyoruz sanki.
Zengin'in örnek alınacak hareketi
İşadamı Serkan Can Zengin, Mansur Yavaş tarafından yaygınlaştırılan 'askıda' yardım kampanyalarında önemli bir isim oldu. Genç ve başarılı işadamı – bana kalırsa elbette – gelecekte Eskişehir politikasında en önemli yerlere gelebilecek bir isim. Serkan Can Zengin son olarak Yeşiltepe Mahallesi'nde bulunan bir bakkalın veresiye defterini kapatmak için bir kampanya başlattı. Kampanyaya olan ilgi o kadar göz yaşartıcıydı ki, kısa sürede 31 bin 750 lira toplandı. Bir değil tam 6 bakkalın veresiye defteri kapandı. Serkan Can Zengin gibi genç ve duyarlı vatandaşlarımızı gördükçe "Biz bize yeteriz" diye düşünüyoruz. Yeter ki bu millet sırtındaki yüklerden kurtulsun...