Görüşler
Engin Ataç
Anadolu Üniversitesi'ne yeni Rektör olduğu gönlerde konuşmuştuk Prof. Dr. "Engin Ataç"la...
Vurguladığı önemli bir söz vardı:
"Bundan sonra insana yatırım yapılacak..."
Şöyle devam ediyordu:
"Önümüzdeki ders yılında ilk beş bine girecek öğrencilerimize burs vereceğim..."
Güzel.. Daha sonra:
"Üniversiteye yeni katılacak araştırma görevlilerine bir yıl süreli olmak üzere lojman vereceğim. Amacım, bu genç öğretim görevlilerinin Eskişehir'e alışmalarını sağlamak..."
Ve nokta:
"Ayrıca bu yıl yabancı dil merkezi kurdum. Bütün okutmanları bir arada toplayacağım ve 700 öğrenci alacağım. En az 7-8 de Amerikalı dil uzmanı getireceğim..."
…………
Geçtiğimiz günlerde, yine bu köşedeki yazımızda Anadolu Üniversitesi'ne emeği geçenleri sıralamıştık...
Orhan Oğuz'dan, günümüzün Rektörü Davut Aydın’a kadar...
"Engin Ataç” için de bir yakıştırmada bulunmuştuk:
"Yufka yüreğini, belki sert görünen mizacı ile gizlemeye çalıştı..."
Çok az olmuş ki..
"Oysa ne işler yaptık" dedi...
Doğrudur...
Yukarıdaki sözlerinin pek çoğunu yerine getirmişti Ataç...
Bunları da, "Anadolu Üniversitesi 98-05" adlı yapıtıyla anlatmıştı...
"Engin Ataç, Atilla Barkana, Haluk Gürgen ve Nezih Varcan"ın hazırladığı kitabı yine şöyle bir gözden geçirdik...
"Önsöz" den önce "Atatürk"ün nefis bir siyah-beyaz fotoğrafı...
Ve "Önsöz" de, yapılan işler bir tarafa "Engin Ataç "ın son cümlesi:
"Anadolu Üniversitemizin, büyük önder Atatürk'ün ilke ve devrimlerinden asla ödün vermeksizin her geçen yıl daha da gelişeceğine yürekten inanıyorum..."
Bu kadarı bile yeterdi...
"Teşekkürler sevgili Ataç..."
Günün Şiiri
Öğretmenlerim
Bir şaşkın karanlık içinden
Bir yüce su aktı gitti
Öylesine inanmışlardı kardeşim
Başları dikti
Alınları pırıl pırıldı güneşte
Ağır ağır geçiyorlardı yayan
Türkiyemdi bu, Türkiyemin kaderiydi
Sağır göklerde kaybolan
Fikir Ordusu'ydu bu
Dövülen, taşlanan, vurulan
Köylerde, ilçelerde, kentlerde
Boğaz tokluğuna unutulan
Öğretmenlerimdi bunlar
Vatanı vatan yapan, insanı insan
Koşup gelmişlerdi naçar
Ta Edirne'den, Hakkari'den, Van'dan
Bir sessiz çığlıktı bu
Baş öğretmenimin önünde
Bir kere daha inandım ki kardeşim
Türkiyem altın günlerin eşiğinde...
Halim Yağcıoğlu (Varlık-1963)
Kıssa-dan
Türkçe kurdu "Kemal Kırar", Akil adamlar deyişinin yanlış olduğunu öne sürmüş...
"Akil"in Arapçada "yiyen-yiyici" anlamına geldiğini, doğru sözün "akıl adam" olacağını kaydediyor...
Günün Sorusu
BDP Genel Başkanı Demirtaş, "Teröristlerin Türkiye'yi terk etmesi konusunda KCK yetkilidir" diyor. Pardon yahu!
KCK'lılar şu günlerde "terörle ilgileri yok" diye teker teker serbest bırakılmıyor mu?
Akif Kökçe
Günün Olayı
"Kürt sorununun çözümünde tercih edilen yol, devletin kırmızı çizgilerinin yanına sarı ve yeşil çizgilerin eklenmesine neden oldu" desek abartmış olmayız herhalde...
Gani Yıldız
Günün Biberi
Bizce olimpiyatın bugüne kadar İstanbul'a verilmemesinin açıklaması şudur :
"Ne kadar büyük olursa olsun bir köye olimpiyat verilmez. Olimpiyat şehirlere verilir..."
Amerikalı Jim ve Cemil
Amerikalı genç Türk sevgilisiyle evlenebilmek uğruna Müslüman olmuş. Tabii sünnet olmuş, "Jim" olan ismini de "Cemil" olarak değiştirmiş...
Amerikalı bir gün bir sohbette adının "Jim" olduğunu söyleyince karısı hemen atılmış:
"Jim demeyeceksin, artık senin adın Cemil..."
Adam gülerek "Ben Jim" demiş yine:
"Cemil aşağıda..."
Fıkrayı "Melih Aşık"a gönderen Ermeni "Leda Çekem" hanımefendi devam etmiş:
"Anayasada Türk yerine Türkiyeli yazılması konusundaki duyarlılığınızı anlıyorum ama, orada öyle yazıyor diye insanlar bir anda Türk kimliğini bırakıp Türkiyelim demeye başlamayacaktır..."
Gerilim
Askerin teröristlerle halay çekmesi güzel olabilirdi, pişman olup tasfiye edilen taraf "terör" olsaydı!..
Günün Sözü
Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz.
Claude Bernard
Günün Balı
Bir işletmeyi, "Dede" kurar..
"Baba" büyütür..
"Oğul" tutar..
"Torun" sanat tarihi okur...
Alfred Marshall
Cuk
Senin gözlerinden çok şiir çıkar...
Mehmet Tuncer
500 dolara fıtık yeri!
Bir kadınla, çapkın bir delikanlı trende gidiyorlar... Hanım, elinde sigarası, bacak bacak üstüne atmış, fütursuz etrafı seyrediyor... Erkek sessizliği bozmak için pişkin bir tavırla atılıyor:
"Hanımefendi, size ilginç bir teklifim var..."
“Buyurun, sizi dinliyorum…”
"Şu etekliğinizi diz kapaklarından iki parmak yukarı kaldırırsanız elli dolar kazanabilirsiniz..."
"Hay hay" diyor kadın ve söyleneni yapıyor... "
Eğer dört parmak kaldırırsanız, yüz dolar..."
"Buyurun" diyor kadın...
Ve böylece pazarlık bacakların sonuna kadar gidip dayanıyor. Son teklif de kadından geliyor:
" 500 dolara fıtık ameliyatı olduğum yeri de görmek ister misiniz?"
"Derhal" diyor ve parayı çıkarıyor delikanlı...
Kadın da, trenin önünden geçmekte olduğu ağaçlar içindeki binayı işaret ediyor:
"İşte, şu hastanenin beşinci katında!.."
İdrar testi
Mary, doktorunun muayenehanesinde test sonuçlarını beklerken doktor içeri girmiş:
"Kızım, bu getirdiğin idrar örneği değil, elma suyu..."
"Eyvah" diye bağırmış Mary:
"Acilen telefon edebilir miyim? Sanırım asıl şişe kocamın öğle yemeği kutusunda!.."
"Sürücü Teknikeri"
Doğa aşığı "Gürleyikli" okurumuz "Halit Gürsoy" köşemizin yabancısı değildir...
"Büyükşehir Belediyesi'ne ve Halk Otobüsçüler Dernek Başkanı'na önerim var" diyor Gürsoy ve şöyle devam ediyor:
- Halk Otobüs şoförlerine "Sürücü Teknikeri" denilse toplumumuzdaki olumsuz imajı ve algısı yok olur... Artık "şoförler" eskisi gibi değil...
"Sürücü Teknikeri" dersek, onları onore etmiş oluruz ve değer verildiklerini hissederler. Zaten onlar da hak ediyor... İşleri gerçekten çok zor... Beş duyuyu, gözleri, kulakları, elleri, ayakları saatlerce birlikte kullanıyorlar... Çoğu zaman, 70-80 kişinin canı "Sürücü Tekniker"e emanet oluyor...
Artık toplumun anlayışı da eskisi gibi değil...
Örnek mi?
Kapıcı, "Apartman Sorumlusu..."
Gardiyan, "İnfaz memuru..."
Bekçi, "Güvenlik görevlisi" olmadı mı?
Önceleri lise-üniversite mezunları böyle işlere olumlu gözle bakmazdı... Şimdi artık çalışmamanın ayıp olduğunu öğrendiler...
"Sürücü Teknikeri" olmasını önerirken, tabii ki tek tip elbiseleri olsun demiyorum...
Hizmet içi eğitimle, kravatlı, traşlı, topluma daha kibar bakış açısı kazandırılabilir...
Yetti artık şu mesajlar!
Bir okurumuz bu sözüyle başlıyor ve devam ediyor:
-Tam çalışmaya dalıyorum telefondan "tık-tık" mesaj uyarısı...
Açıyorum...
"Size özel" diye başlıyor 3-5 kuruşluk yazılar...
Yine dalıyorum, bir başkası, "Şunu şuraya yolla, sen de kazan..."
Her gün en az 6-7 mesaj geliyor...
"Yok mu bu telefon kurumlarını uyaracak kimse? "
Günün Şiiri
Öğretmenlerim
Bir şaşkın karanlık içinden Bir yüce su aktı gitti Öylesine inanmışlardı kardeşim Basları dikti
Alınları pırıl pırıldı güneşte
Ağır ağır geçiyorlardı yayan <
Türkiyemdi bu, Türkiyemin kaderiydi
Sasır göklerde kaybolan
Fikir Ordusu'ydu bu
Dövülen, taşlanan, vurulan
Köylerde, ilçelerde, kentlerde
Boğaz toklusuna unutulan
Öğretmenlerimdi bunlar
Vatanı vatan yapan, insanı insan
Koşup gelmişlerdi naçar
Ta Edirne'den, Hakkari'den, Van'dan
Bir sessiz çığlıktı bu
Baş öğretmenimin önünde
Bir kere daha inandım ki kardeşim
Türkiyem altın günlerin eşiğinde...
Halim Yağcıoğlu (Varlık-1963)
Kıssa-dan
~ Türkçe kurdu "Kemal Kırar", Akil adamlar
deyişinin yanlış olduğunu öne sürmüş...
"Akil"in Arapçada "yiyen-yiyici" anlamına geldiğini, doğru sözün "akıl adam" olacağını kaydediyor...
BDP Genel Başkanı Demirtaş, "Teröristlerin Türkiye'yi terk etmesi konusunda KCK yetkilidir" diyor. Pardon yahu!
KCK'lılar şu günlerde mmam "terörle ilgileri
yok" diye teker teker serbest bırakılmıyor mu? .
y fihf
"Kürt sorununun çözümünde tercih edilen yol, devletin kırmızı çizgilerinin yanına sarı ve yeşil çizgilerin eklenmesine neden oldu" desek abartmış olmayız herhalde...
Gani Yıldız
İstanbul'a verilmemesinin açıklaması şudur :
"Ne kadar büyük olursa olsun bir köye olim-piyat verilmez. Olimpiyat şehirlere verilir..."
Anadolu Üniversitesi'ne yeni Rektör olduğu gönlerde konuşmuştuk Prof. Dr. "Engin Ataç"la...
Vurguladığı önemli bir söz vardı:
"Bundan sonra insana yatırım yapılacak..."
Şöyle devam ediyordu:
"Önümüzdeki ders yılında ilk beş bine girecek öğrencilerimize apaamAfimmıiam burs vereceğim..."
Güzel.. Daha sonra: "Üniversiteye yeni katılacak araştırma görevli¬lerine bir yıl süreli olmak üzere lojman vereceğim. Amacım, bu genç öğretim görevlilerinin Eskişehir'e alınmalarını «arâmma sağlamak..."
I
Ve nokta:
"Ayrıca bu yıl yabancı dil merkezi kurdum. Bütün okutmanları bir arada toplayacağım ve 700 öğrenci alacağım. En az 7-8 de Amerikalı dil uzmanı getireceğim..."
Geçtiğimiz günlerde, yine bu köşedeki yazı¬mızda Anadolu Üniversitesi'ne emeği geçenleri ■muamamaşıfaamtoıpıp sıralamıştık...
Orhan Oğuz'dan, günümüzün Rektörü Davut Aydın*a kadar...
"Engin Ataçw için de bir yakıştırmada bulunmuştuk: "Yufka yüreğini, belki sert görünen mizacı ile gizlemeye çalıştı..." Çok az olmuş ki.. "Oysa ne işler yaptık" dedi... Doğrudur...
Yukarıdaki sözlerinin pek çoğunu yerine getir misti Ataç...
Bunları da, "Anadolu Üniversitesi 98-05" adlı yapıtıyla anlatmıştı...
"Engin Ataç, Atila Barkana, Haluk Gürgen ve Nezih Varcan"m hazırladığı tadnhap kitabı yine şöyle bir gö»ten geçirdik...
"önsöz" den önce "Atatürk"tin nefis bir ma siyah-beyaz f otoğrafı...
Ve "önsöz" de, yapılan işler bir tarafa "Engin Ataç "m son cümlesi:
"Anadolu Üniversitemizin, büyük önder Atatürk'ün ilke v» devrimlerinden asla ödün vermeksizin her geçen yıl daha da gelineceğine yürekten inanıyorum..."
Bu kadarı bile yeterdi...
"Teşekkürler sevgili Ataç..."