Endişe etmeyin bu kadar berbat olur

Bazıları 2020'nin gitmesinin bir şeyleri değiştireceğini zannediyor. Elbette çok kötü bir yıl geçirdik

16 Aralık 2020 09:03
A
a
Sütiş Eskişehir

Bazıları 2020'nin gitmesinin bir şeyleri değiştireceğini zannediyor. Elbette çok kötü bir yıl geçirdik. Aradan yıllar geçtikten sonra içimizden biri, "Ah ah... 2020 ne güzeldi" derse, muhtemelen sağlam bir kavgayı göze almış demektir. 2020'nin arkasından bir tas su dökenin çıkacağını zannetmiyorum. Ancak 2021'in de daha iyi geçeceğini düşünmeyin. Muhtemelen mart – nisan aylarında salgının etkileri azalacak ve ekonomide de bahar ayları başlayacak. Ancak aynı dönemde Türkiye'nin bir iflas dalgasıyla karşılaşacağını da unutmayın. En büyük korkum bazı bankaların icra takiplerinden bile vazgeçip kepenk kapatmaları. Eğer – çok değil – iki banka kapansın, ekonomik krizin ne olduğunu o zaman seyreyleriz...

Tabii bir de mart ayına tehir edilen ABD – AB yaptırımları var. Ancak ben endişeli değilim. Muhtemelen hükûmetimiz, "Zaten İsmet İnönü Karlofça Antlaşmasıyla Lehistan'ı Ruslara satmıştı" diyerek ve S – 400'lerin aslında bir fetö projesi olduğunu, efendimiz ve asrın liderimizin bu oyunu bozduğunu söyleyerek Amerikalılarla sulh yolu bulunacaktır. Gülmeyin; Biz Süleyman Şah Türbesinden ardına bile bakmadan ve koşarak kaçan delikanlıları da gördük.

Yani anlayacağınız bankalar batmaz, Amerikalı amcalarıyla da kavga çıkmaz. Selahattin Demirtaş ve arkadaşları da dışarı çıkar.

Salgının gitmesiyle açılan ekonomi ve iflas dalgaları birbirini götürür ve ülkemiz 'Aynı tas, Aynı Hamam' yoluna devam eder. Yani endişe etmeye mahal yok; 2021 yılı, 2020'den daha kötü geçmez, aynı berbatlıkta geçer...

 

Ataç gibilerinden az kaldı

Tepebaşı Belediyesi ile Genel İş Sendikası arasında toplu sözleşme imzalandı. Toplu sözleşme demek işçinin, patron karşısında kuvvetlenmesi demek. Şimdiye kadar Eskişehir'deki belediyelerimizin tamamı işçisinin yanında yer aldı ve toplu sözleşme görüşmelerinde mızıkçılık çıkartmadı. Sağcı – solcu belediye yönetimlerimizi tebrik ederiz. Bunun son örneğini de Ahmet Ataç yönetimindeki Tepebaşı Belediyesi yaptı. Ataç, "Sendikasız işçinin değil, örgütlenmenin yanında olduk, yararına inandık" açıklamalarında bulundu.

Tabii Türkiye, "Baktık iş uzuyor, kapattık böyle" diye hükûmete yalakalık yaparak, işçi kardeşlerini satan sendika ağalarını da gördü. Ancak DİSK bunlardan değil. Aynı zamanda DİSK'in Genel Başkan Yardımcısı da olan Genel İş Başkanı Remzi Çalışkan da imza törenine katılanlar arasındaydı. Bu düzeyde bir katılımın elbette sendikanın istekleri doğrultusunda alındığını söylemek olası.

Hem işçi kardeşlerimiz hem de DİSK yöneticileri Türkiye'nin ve Tepebaşı Belediyesi'nin şartlarının farkındalar. İstekleri de öyle kabul edilmeyecek şeyler değil. Aslında ülkemizde alın terinin hakkını almak o kadar zor ki, makul bir anlaşmayı bile ayakta alkışlıyoruz. DİSK ve Tepebaşı arasındaki bu toplu sözleşme – mesela – İspanya'da olsa, oradaki meslektaşlarımız haber bile yapmazdı. Oysa biz işçinin hakkının verilmemesine öyle alışmışız ki, böyle bir anlaşmayı öce öve bitiremiyoruz.

Çünkü biz de Türkiye'nin şartlarının farkındayız. Ve memlekette işçisini düşünen yöneticilerin sayısının iki elin parmaklarını geçmediğini biliyoruz. O yözden Ahmet Ataç gibi 'Halkçı' yöneticileri saygıyla selamlıyoruz. Onlardan az var çünkü Türkiye'de...

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Sadi necerli 16 Aralık 2020 12:55

Kerem bey siyasete soyun chp ye çok yakışırsın. Zaten inan chp liler senin kadar fanatik değil.

3 2 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi