Şinasi Kula yazdı
“Alpulu çiftçi köşe oldu” haberini okurken önce şaka mı diye düşündüm. Olur ya ironik bir gönderme yaparak gelişmeleri eleştirme yolunu seçmiştir arkadaşlar diye düşünmüştüm. Lakin şaka değildi, ciddi bir haber olarak lanse ediliyordu manşetten!
Haber şöyle devam ediyordu: Alpu’da Uraysim’in kurulacağı alan çevresindeki araziler inanılmaz bir hızla değer kazanmaya başladı, arazi fiyatları iki üç katına çıktı. Dönümüne otuz bin lira isteyen var. Emlakçılar: Fiyatlar daha da artabilir, yurtdışından da birçok firma arazi arıyor. Fiyatlar yükseldikçe satma eğilimi de artıyor dedi(!)…
Konuya yabancı olan saygın okurlarımıza minik bir anımsatma yapalım: Anadolu Üniversitesi’nin, hızlı tren test sürüşlerinin yapılacağı ve Alpu’da hayata geçecek olan Ulusal Raylı Sistemler Mükemmeliyet Merkezi sayesinde o bölgedeki arazi fiyatlarının hızla arttığı ile ilgili bir haberdi bu haber…
Tarıma zararının olmayacağı(!) doğrultusunda da özellikle not düşülen haberde şöyle devam ediyor: Öte yandan bölgedeki fiyat artışları ile birlikte çiftçilerin buradaki arazilerini satıp yine ilçede daha ucuza alabilecekleri arazilerde tarım yapmaya yöneldiği belirtiliyor…
Bakın sevgili arkadaşlarım daha iki günlük bir haber bu da dikkatinizi çekerim: Yurt arazisi yerine AVM diktiler! Yurt yapılması planlanan araziye İzmir’in en büyük alışveriş merkezi olan Forum Bornova yapıldı. Oysa Ege Üniversitesi kampusu içinde kalan İzmir Bornova'da vatandaşlara ait toplam 305.236 metrekarelik alan 1960'lı yıllarda yurt yapılmak üzere rektörlük tarafından satın alınıp ve kamulaştırılmıştı…
Ne demek istediğimi elbette ki anladınız ama anlamayanlara mini bir açıklama yapayım. Rant kelimesinin son on yılda en çok telaffuz edildiği bir kelime olmasından yola çıkarak şunu vurgulayayım. Toprakların tarımda verimli olması, ormanlarımızı talan edip yeşili katletmesi, ırmakların yataklarını değiştirip kurutması kimselerin zerre kadar umurunda değil. İşin bu kısmına tüm milleti alıştırdılar bu tamam da, vahamet şurada kardeşim. Dünyanın neresinde elindeki arazileri-arsaları satarak zengin olunmuş bana örnek verebilir misiniz? Böylesi teşviklerle toplumu yanlış yolda özendirmek vebal değildir de nedir? Yani arsalarınız artık kıymetli, bırakın çiftçiliği-hayvancılığı-üreticiliği, satın arazilerinizi yan gelin yatın! Taşının şehirlere çağ atlayın, modern olun, kentli olun, insan gibi yaşayın! Oysa eldekini satarak değil, üreterek şanslarının olduğunu anımsatmak daha doğru değil mi? Çiftçi artık giderek havanda su sövüyorsa, ürettiklerinin karşılığını dahi alamıyorsa arazilerini satarak-sattırarak mı çözüm önereceğiz? Ya da devletin bir yerde yanlış politikalar izlemesi yüzünden kazanamadıklarını haber yapacağız gazetemizde?
Doğrusu hangisidir değerli arkadaşlarım?
Bakınız bazı güruhların bir türlü haz alamadığı Mustafa Kemal Atatürk döneminde satılanları değil; kurulanları üretilenleri anımsatalım uyar mı size de?
Atatürk'ün 15 yılda kurduğu fabrikalar:
1-Ankara Fişek Fabrikası (1924)
2-Gölcük Tersanesi (1924)
3- Şakir Zümre Fabrikası (1925)
4-Eskişehir Hava Tamirhanesi (1925)
5-Alpullu Şeker Fabrikası (1926)
7-Uşak Şeker Fabrikası(1926)
8-Kırıkkale Mühimmat Fabrikası (1926)
9-Bünyan Dokuma Fabrikası (1927)
10-Eskişehir Kiremit Fabrikası (1927)
11-Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1928)
12- Ankara Çimento Fabrikası (1928)
13-Ankara Havagazı Fabrikası (1929)
14-İstanbul Otomobil Montaj Fabrikası (1929)
15-Kayaş Kapsül Fabrikası (1930)
16-Nuri Killigil Tabanca, Havan ve Mühimmat Fabrikası (1930)
17-Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1931- Genişletildi)
18-Eskişehir Şeker Fabrikası (1934)
19-Turhal Şeker Fabrikaları (1934)
20-Konya Ereğli Bez Fabrikası(1934)
21-Bakırköy Bez Fabrikası (1934)
22-Bursa Süt Fabrikası (1934)
23-İzmit Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1934 Temel atma)
24-Zonguldak Antrasit Fabrikası (1934 Temel Atma)
25-Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası (1934)
26-Keçiborlu Kükürt Fabrikası (1934)
27-Isparta Gülyağı Fabrikası (1934)
28-Ankara, Konya, Eskişehir ve Sivas Buğday Filoları (1934)
29-Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1935 - Tamamlandı)
30-Kayseri Bez Fabrikası (1934 Temel atma)
31-Nazilli Basma Fabrikası (1935- Temel atma)
32-Bursa Merinos Fabrikası (1935 Temel Atma)
33-Gemlik Suni İpek Fabrikası (1935 Temel Atma)
34-Keçiborlu Kükürt Fabrikası (1935)
35- Ankara Çubuk Barajı (1936)
36-Zonguldak Taş Kömür Fabrikası (1935)
37-Barut, Tüfek ve Top Fabrikası (1936)
38-Uçak Fabrikası (1936- İlk Türk Uçağı NUD-36 Üretildi)
39-Malatya Sigara Fabrikası (1936)
40-Bitlis Sigara Fabrikası (1936)
41-Malatya Bez Fabrikası (1937 temel atma- Bu fabrika hariç bütün bez ve dokuma fabrikaları Atatürk'ün sağlığında açılmıştır.)
42-İzmit Kağıt ve Karton Fabrikası (1934- Temel Atma)
43-Karabük Demir Çelik Fabrikası (1937- Temel Atma)
44-Divriği Demir Ocakları (1938)
45-İzmir Klor Fabrikası (1938- Temel Atma)
46-Sivas Çimento Fabrikası (1938-Temel Atma)
Not: Bu fabrikalar sayesinde 1929-1938 yılları arasında ağır sanayi üretimi %152 artarken toplam sanayi üretimi %80 artmıştır. Kömürde %100, Kromda %600, diğer madenlerde %200 artış olurken demir üretimi 0'dan 180.000 tona çıkmış, şeker üretimi 200 misli artmıştır. 1926'da başlayan şeker üretimi 1927-1930 arasında 5162 tondan 95.192 tona çıkmıştır. Tekstil sanayi ülkenin tekstil ihtiyacının %80'ini karşılar duruma gelmiştir. Tekstil ürünleri ithalatı 1927'de 51.000.000 Türk Lirası iken bu rakam 1939'da 11.900.000 Türk Lirasına düşmüştür. 1924-1929 arasında pamuk ürünleri üretimi 70 tondan 3773 tona, yün 400 tondan 763 tona, ipek 2 tondan 31 tona çıkmıştır.
SİZİN SESİNİZ
Sallamışsın be arkadaşım!
Bazen köşe yazılarımızı hangi ruh hali ile yazıyoruz bilemiyorum! Amacını aşan sözcükler, yıllarca kara diye savunduğumuzu unutup aklamaya çabaladığımız paragraflar. Siyasi görüşlerimizle tamamen çelişen günübirlik savunmalar ya da taraf değiştirme görünümleri. Sonra tekrar eskiye u dönüşü halleri vs vs…
Bir arkadaşım da referandum sonuçları ile ilgili fal bakar gibi tahminler yürütmüş. Başka birilerinin yorumlarından esinlenerek kendi iç sesinin tezahürünü ortaya koymuş! Lafı uzatmayayım, referandum sonucu olarak Eskişehir’den % 60 hatta 65 gibi bir oran çıkacağı görüşünde. Tarihe not düşmek adına şunu yazmayı erdem sayıyorum; bu kentte böylesi bir sonuç çıksın, okurlarım önünde söz veriyorum ki köşe yazarlığına veda edeceğim. Peki, böylesi iddialı açıklamalardan kaçınmayan arkadaşım yanılması durumunda aynı sözü verecek cesareti gösterebilecek mi?