Görüşler
Binlerce film izledik ama "Yeşilçam" bir başkaydı...
Gençlik yıllarımızın "iç dünyası"ydı o romantik filmler... .
Mahallenin kızları "Ediz Han"a benzetirdi...
Hey gidi günler..
Yıllar sonra "Platini" olduk!..
Ama bugün,sakal bırakmamızı önerenler yakıştırıyor:
"Tıpkı Hasan Mezarcı!.."
………
"Ayhan Işık"ın kendine özgü bir karakteri vardı...
"Belgin Doruk"la oynadığı "Küçük hanımefendi" dizileri hala düşümüzdedir...
Ama sonrasındaki delikanlılar, bir başka deyişle “filmin oğlanları” ayrı yer tutmuştu iç dünyamızda…
Basta "Ediz Hun" tabii...
Sonra "İzzet Günay-Fikret Hakan-Kartal Tibet…”
Ve de "Ekrem Bora..."
Ediz Hun'un tanımladığı gibi:
"Derin bakışlı mavi gözleri ile hoş bir tipti..."
Biliyorsunuz..
Hafta sonunda yitirdik "Ekrem Bora"yı...
Yeşilçarn'dan büyük bir yıldız daha kaydı gitti.. Allah'tan rahmet diliyoruz...
………
Aslında konumuz usta gazeteci "Rahmi Turan"dı bugün…
1 milyonu geçen "Günaydın"ın Genel Yayın Müdürü’yken tanımıştık Rahmi Abi'yi...
“Hiç eğilmedi....”
Hep Cumhuriyeti savundu...
“Hiçbir zaman iktidarın borazanı olmadı...”
Son olarak "Hürriyet”te yazıyordu...
Yazılarını haftada bir güne indirdiler...
Yeni öğrendik, artık tamamen kaldırmışlar...
Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Uğur Dündar ve Rahmi Turan...
"Aman dikkat Ayşenur Aslan!”
………
4O yılı aşan meslek yaşamımızda çok şeyler gördük...
"Ama böylesi bir dönemi asla!"
Hapisteki meslektaşlarımıza, yine "Sabır" diliyor ve:
"Bir kez daha selam olsunu diyoruz…”
Günün Sorusu
Öğrencilerin çocuk yaşta Kuran-ı Kerim’i öğrenmeleri en çok hangi noktada fayda sağlar?
Yanıt: Kutsal kitabımızdaki "sabır" telkinini öğrenip büyüdüklerinde memleketteki onca çarpıklığa, adaletsizliğe, hırsızlığa karşı tahammül gücü edinme noktasında...
Haldun Ertem
Gerilim
Bir gazetenin tetikçi olduğunu nereden anlarsınız?
Binlerce kişinin tutuklanmasına neden olan CD'lerin içinden çıkan "eylem planlarını" manşetten yayımlarken, CD'lerin sahte olduğuna ilişkin bilirkişi raporlarını yayımlamamasından...
Gülhan Elmas
Cuk
Polise "üslup ayarı" getiriliyormuş.
Güzeeeelll...
"Tabii dayağın da bir üslubu olmalı..."
Fahrettin Fidan
Günün Olayı
Enerji Bakanı Yıldız, "Vatandaşın geliri de arttığı için, benzin fiyatlarının artması önemli değil" demiş. Temel'in fıkrada söylediği gibi:
"Valla zam beni etkilemiyor, ben hep 20 liralık alıyorum!"
Kıssa-dan
AKP, İstanbul îl Kongresi'ni Galatasaray'ın yeni stadında yapabilirmiş.
Siyaset biraz da "tribünlere oynamak" olduğuna göre çok doğal!
Gani Yıldız
Günün Balı
Güzel kadın şişede kalan son dubleye benzer, herkesin gözü onun üstündedir ama almaya çekinirler. Sonra da densizin biri gelir, löp diye götürür.
Bu yüzden güzel kadınlar ya yalnızdır ya da öküzün biri almıştır…
Mesut Günsev
Bir domuza çarpmış
Teksas'ta ormanın içindeki büyük bir çiftlikte yeni işe başlayan kovboy, arazi aracıyla çiftliği çevreleyen kilometrelerce uzunluktaki çitleri kontrole gitmiş. Az sonra patronunu telsizle aramış:
"Bir domuza çarptım patron, tampon kan içinde, o da can çekişiyor, ne yapayım?"
Patron, "Arabanın bagajında tüfek var" demiş:
"Tam kafasına sık bir tane, sonra da çalılıkların arasına at..."
Biraz sonra adam tekrar aramış:
"Dediğini yaptım patron" demiş:
" Motosikletinin üzerinde mavi-kırmızı ışıklar hala yanıp sönüyor, onu ne yapayım!"
Sadece biri eksik
Temel'e kız istemeye gitmişler, kızın babası sormuş:
"Sigara, içki, kumar, pavyon var mı sende?"
Temel "Valla hepsi var efendim" demiş:
"Bir karı eksik, gördüğünüz gibi sayenizde onu halletmek için buradayız işte!"
Söyleyene bakarım bir de!..
Eğit-Der işletmecilerinden "Alaattin Karbinar” elimize tutuşturdu:
"Bir yerde okudum ve not aldım abi" dedi:
"Belki kullanırsın..."
Alaattin kırılır mı?
Bakın aldığı nota:
-Suskunluğum asaletimdendir..
Her lafa verilecek cevabım..
Her ihanete intikamım var ama..
Bir lafa bakarım, laf mı diye..
Bir de söyleyene bakarım..
"Adam mı diye!.."
Günün Şiiri
Sinmez içime
Ben bu dağların, bu denizlerin
Türküsünü söylerim
Bir acı ürperir sesimde
Sinmez içime gök, dağ
İşte bir ana yarı aç
Bir beli bükük yoksul nine
İşte bir ihtiyar balıkçı
Elleri lime lime, sarılır elime
Yıldızlar o zaman gözyaşı, gözyaşı
Susar rüzgarın türküsü
Ne kumsalı görür gözüm ne denizi
Bir acı ürperir sesimde
Sinmez içine dağ
Sinmez içime gökyüzü...
Selahattin Batu (Varlık-1968)
Firuz Bey'in bisküviyle tanışması
Elimize ETİ'nin "50 yılın öyküsü" adlı albümü geçti...
ETİ’nin Eskişehir’den doğup dünyaya yayılışı, aldığı ödüller ve sosyal etkinlikleri en ince ayrıntısına kadar anlatılmış... Yeri geldiğinde bazılarını dile getirmeye çalışacağız... Bugün en ilgincini sunalım:
"Firuz Bey'in bisküviyle tanışması..."
Doğrusunu isterseniz biz ilk kez duyduk...
"Firuz Kanatlı" bakın "Sunuş" yazısmda nasıl anlatmış o günlerini:
-Bisküviyle ilk tanışmam, 3-4 yaşlarındayken oldu. Kuşpalazı, yani difteri olmuştum. Bu hastalık o zamanlar bugünkünden daha tehlikeli olduğundan doktor bana kesin istirahat vermişti. Yatarak geçirdiğim günler tek eğlencem, çok sevdiğim "Petit Beurre" bisküvilerdi. O zamanlar Eskişehir'de muntazaman bisküvi bulabilmek mümkün değildi. O yüzden babam ne yapıp eder, İstanbul'dan bisküvi getirtirdi.
-Hatırlıyorum, sürekli yattığım ve çok sıkıldığım için bu bisküvilerle kendime yeni bir oyun icat etmiştim. Petit Beurre bisküvisini bir köşesinden büyükçe ısırırsanız, geri kalan kısmı bir tabancayı andırır. Bisküvilerle tabanca oyununu uzun süre oynadım.
"Bisküviyle ilk heyecanlı tanışmam bu şekilde oldu..."
- Benim bisküvi konusundaki ufkumu açan ilk tecrübem ise, öğrenci olarak gittiğim "Cenevre"de gördüğüm olağanüstü güzellikteki bisküvilerdi.
Ve de yıllar sonra ben uygun bir iş bakarken, banka müdürü bir arkadaşım bana bisküvi işine girmemi tavsiye etti...
"Böyle başladık ve bu günlere geldik..."
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...